Davutoğlu: Yeni nesillerin nesneleşmesini istemiyoruz, özneleşmesini istiyoruz

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Mart 31 2016
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz, yeni nesillerin nesneleşmesini istemiyoruz, özneleşmesini istiyoruz. Kendi milleti adına vakur bir şekilde dünyanın her yerinde 'tarihte ben vardım, bugün varım, yarın da var olacağım' bilincini vermeyen bir tarih eğitimi, ne kadar iyi bilgi aktarsa dahi bilinç oluşturamaz." dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz, yeni nesillerin nesneleşmesini istemiyoruz, özneleşmesini istiyoruz. Kendi milleti adına vakur bir şekilde dünyanın her yerinde 'tarihte ben vardım, bugün varım, yarın da var olacağım' bilincini vermeyen bir tarih eğitimi, ne kadar iyi bilgi aktarsa dahi bilinç oluşturamaz." dedi.

Davutoğlu, ATO Congresium'da düzenlenen Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci 1. Değerlendirme Toplantısı'nda aday öğretmenlere hitap etti.

"BAŞBAKANLIK GEÇİCİ, HOCALIK BAKİ"

"Değerli meslektaşlarım" diyerek sözlerine başlayan Davutoğlu, konuşmasını kürsüde değil, aracısız bir hoca gibi yapmak istediğini kaydetti.

Dışişleri Bakanı olduğu dönemde büyükelçilerin kendisine 'hocam' diye hitap ettiklerini ve sonra özür dilediklerini anlatan Davutoğlu, "Onlara hep şunu söyledim: Bir daha bunun için özür dilemeyin! Bakanlık geçici, hocalık baki. Şimdi de söylüyorum: Onurla temsil ettiğim büyük bir milletin en yüce makamı Rabbim bize nasip etti, başbakanlık... Ama nihayet bu makamları bizden sonra gelenlere bırakacağız. Başbakanlık dahi geçici; ama hocalık bakidir." ifadelerini kullandı.

"MUHTEMELEN MÜZEYYEN HOCAMIN DUASIYLA BURAYA GELEBİLDİM"

"Verdiğimiz akıllı tahtalar, iyi imkanlar sizin mesleğinizi daha iyi yapmanız içindir; ama asla sevgiyi ikame etmek için değildir." diyen Davutoğlu, ilkokul anılarını anlatırken şu ifadeleri kullandı: "Öğretmenler sezgisel olarak da karşılarına aldığı talebeyi hissederler. Müzeyyen hocam, 5. sınıfta, o zaman kümeler vardı ve her konuyu toplu olarak sunardık. Ben her bir konu için tiyatrovari bir müsamere yazardım ve arkadaşlarımla oynayarak anlatırdım. Demokrasi, siyaset geldiğinde bir müsamere yazdım. Müzeyyen hocam da 'bu müsamerede başbakan sen olacaksın' dedi. İstanbul Bahçelievler'de toz toprak içinde uzun tarlalardan geçerek okula gidiyoruz, çizmem var. Etrafım toz toprak. Bir sandalyeyi çekti hocam, 'hadi konuş bakalım' dedi ve sınıfa bir sandalyenin üstüne çıkarak ilk nutkumu irad ettim tabiri caizse. Hep ondan sonra ö

Bu haberler de ilginizi çekebilir