DİLRUBA- I Bir Ömür Boyu Beklerim

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Nisan 27 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak bu haftaki yazısında Dilruba ve Yusuf çiftinin acı ama bir o kadar da yürekleri ısıtan hikayesini köşesine taşıdı. İşte aileleri derinden sarsan bu zorlu süreçte kurulan bir yuvanın hiyakesi.
DİLRUBA- I
Bir Ömür Boyu Beklerim

Bir bahar akşamını efsaneye dönüştüren nedir?
Saçlarımızı okşayan imbatlar mı…
Etrafa gülücükler saçan şebsefalar mı…
Hanımelleri, sardunyalar, kadife çiçekleri mi…
Sonsuz ufuklara doğru uçup giden kuşlar mı?
Yoksa gün batımları mı?
Bu soruların cevabını bulmak için bir bahar akşamı Yusuf ve Dilruba çiftinin evlerine misafir oluyoruz..
Birkaç yıl olmuşlar Kuzey’in bu soğuk ülkesine geleli.
Dilruba, Halkla İlişkiler okumuş. Eşi Yusuf, Siyasal Bilgiler mezunu.
Dilruba, orta boylu, zarif bir hanımefendi. Üzerinde kavuniçine yakın bir elbise var. Başında onu tamamlayan bir başörtü.
Mesleğinin hakkını veriyor. Güzel konuşuyor. Meramını iyi anlatıyor;
“Yazları Çukurova çok sıcak olur,” diyor, “İnsanlar yaylalara akın ederler.
Gündüzleri de öyledir ama bol yıldızlı yayla geceleri doyumsuzdur.
Yarı aydınlık gecenin derinliklerinden tabiatın ürpertici doğal sesleri duyulur.
 Yayla yaşamının zorluklarına rağmen hayat duru ve tertemiz akar. Gecelerde gökyüzü seyre doyumsuz görsellik sunar.
Bazı yazlar, her ikisi de doktor olan İlyas dayım ve eşi Nurdan Yengem de gelirdi yaylaya.
Onlar gelince kendimize daha bir dikkat ederdik, ailemizde tek başörtülü Nurdan yengemdi.
Ailemizde namaz kılan kimse yoktu.
İlker dayım bir kitap açar, okurdu.
O okudukça yıldızlar, aylar güneşler gözüme bir başka görünmeye başlardı.
 İlkokulu bitirince İlker dayım, “Seni bizim koleje yazdıralım,” dedi.
Kabul ettim.
Okulun en haşarı kızı bendim.
Erkeklerle futbol, baskebol oynardım.
 Öğretmenimiz Bülent Bey, “Bak Dilrubacığım! Ateşle barut yan yana durmaz,” derdi.
“Nasıl öğretmenim, ne mahsuru var?” derdim.
 Söz buraya gelince Dilruba duygulanıyor.  Gözleri doluyor, susuyor…
“Özür dilerim, öğretmenimi anınca duygulandım bir an,” diyor.
“Bir kandil gecesi İlker dayımı aradım;
“Dayı, ben namaz kılmak istiyorum,”dedim.
Dayım çok sevindi.
“Ama benim

Bu haberler de ilginizi çekebilir