Dindar Ama Ahlaksız Olmanın Kodları

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Haziran 26 2016
Dindar insanların ahlak ile telif edilemeyecek tavırlarını çok sık gözlemliyoruz. Neden? Çünkü akıldan ve düşünceden uzaklaşan, güce yaklaşan, dualist, devletçi, konformist ve sistem kuramayan din yorumları ahlak üretmekte yetersiz kalıyor.
Dindar Ama Ahlaksız Olmanın Kodları

Dindar bir insan nasıl ahlaksız olabilir? Allah’a ve ahiret gününe inanmaya devam ettiği halde nasıl yalan söyleyebilir, öldürebilir, çalabilir,…?

Din esasen ahlakın olgunlaşması için verimli bir zemin sunar. Tek, aşkın, ve mutlak bir varlığın her an gözetimi altında olduğunu bilen bir insanın hayatını daha dikkatli yaşamasını beklersiniz. Yaptıklarının hesabını vereceğini bilen bir insan daha temkinli olmalıdır diye düşünürsünüz. Gerçekten de dinini ciddiye alan bir insanın yapması gereken budur. Huzurda olmanın edebi ile geçmelidir bu dünyadan. Ama tecrube bize gösteriyor ki her zaman böyle olmuyor. Dindar insanların ahlak ile telif edilemeyecek tavırlarını çok sık gözlemliyoruz.

Neden? Maddi, yapısal, ve yorumsal pek çok sebebi var bunun. Ben yalnızca din yorumları içinde ahlaka kurulmuş tuzaklardan bahsetmek istiyorum. Bu tuzaklar farkedilmeden ve onlara karşı önlem alınmadan daha fazla dindarlaşma ahlak sorununu çözmüyor.

1- Mutlakçılık: Bir din yorumu size mutlak doğruyu sunduğunu iddia ediyorsa bir tuzak ile karşı karşıyasınız demektir. Buna inanan bir insan çok kolay kendisini dünyada ilahi iradenin temsilcisi olarak konumlandırabilir. İlahî irade ile şahsın iradesi arasındaki sınır kaybolur. Kişi kendi iradesi ile ilahi iradeyi aynileştirir. İşte tam da burada kişiye yaptığı hastalıklı ve ahlaksız şeyler ilahi iradenin de talebi olarak görülür. Bir militan kendisini siviller arasında patlatırken ya da bir devlet başkanı bir grup insana zulm ederken kendisini aslında ilahi iradenin hizmetkarı ve uygulayıcısı olarak görmektedir. İlahi iradeyi gasp etme çabası da diyebileceğimiz bu tavır müthiş bir kibir ima eder ama bu durumdaki bir insan bu kibri farkedemez bile.

2- Ütopyacılık: Eğer din yorumunuz ütopik bir gelecek öneriyorsa gene bir tuzak ile karşı karşıyasınızdır. Bu yalnızca dinî değil sekuler ideolojilerin de problemidir. Troçki Komunist devriminden sonra hayatını kaybeden milyonlar hatırl

Bu haberler de ilginizi çekebilir