Domuz bağı, suyla boğma, elektrik, kafanın klozete sokulması...

14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Özel Kuvvetler Komutanlığı davasının dördüncü celsesine işkence ifadeleri damgasını vurdu. Sanık askerler Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı'nın kendilerini tekmeleyip küfrettiğini söyledi ve yaşadıkları işkenceleri anlattı.

MC TV ANA HABER BÜLTENİ

İşkencede oklar Aksakallı'yı gösteriyor

14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) davasının dördüncü celsesi salon kriziyle başladı. 15 Temmuz gecesi ÖKK nizamiyesi ve iç bölgesinde yaşanan çatışmalara ilişkin 69 sanıklı davanın bu celsesi 120 kişilik 5. Ağır Ceza Mahkemesi salonunda görülünce yer sorunu yaşandı. Salona ilk anda birkaç gazeteci ve ifade verecek sanığın bir yakını alındı. Duruşma başlangıcında Mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu yer sıkıntısının farkında olduğunu, davanın mahiyeti ve sanık sayısının Adalet Komisyonu’na bildirildiğini belirterek, "Ama herhalde sorun çıktı. Yarından itibaren, belki bugün öğleden sonra daha geniş bir salonda görülecektir" dedi. Duruşma sanık Kadir Aslan'ın ifadesiyle başladı.  

AKSAKALLI TEKMELEYİP KÜFRETTİ

O gün sadece nöbetçi olduğu için hain damgası yediğini savunan Aslan o gece komutanlarının kendilerine bilgi vermediği gibi silahlarını bırakıp kendilerini bir odaya kilitlediğini ve kendilerini ateşe attıklarını anlattı. Aslan beyaz bayrakla teslim olmasından sonra yaşananlarla ilgili olarak da şunları söyledi: "Vatan hainleri, şerefsizler diyerek el ayaklarımızı bağladılar. Zekai Aksakallı'nın geldiği söylendi. İçeri girip bir kişiyi tekmelerken, 'ben bu şerefsizleri gönderecektim, siz engel oldunuz' diye bağırdı. Yine Aksakallı, kimin nöbetçi olduğunu sordu. Onu tekmelerken de, 'Ben burayı uzmanlaştırdım. Niye kullanmadınız' diye tekmeledi. Domuz bağıyla işkence yapıldıktan sonra savcının odasında gözlerim açıldı." Aslan savunmasını, "Ben cezaevindeyim diye babamı işe almadılar. İnsanların açlığa mahkum edilmemesini talep ediyorum" sözleriyle tamamladı. 

'87 TAKDİR 6 ŞERİT ROZETLE ÖDÜLLENDİRİLDİM BEN NASIL VATAN HAİNİ OLABİLİRİM?'     

Sanık personel Başçavuş Mehmet Durmaz, 15 Temmuz'dan önce 15 gündür izinli ve Malatya'da olduğunu 16 Temmuz akşamı Ankara'ya dönmeyi planlamışken, amiri Yarbay Özcan Kaya'nın, "İzne ayrılacağım, 16'sı sabahı mesaide ol' demesi üzerine 15 Temmuz akşamı Ankara'ya döndüğünü anlattı. O gece evinde olduğunu, Albay Ali Ülker'in "Talimatımı bekleyin" demesi üzerine beklediğini, sabah da mesaiye gittiğini belirten Durmaz, öğleden sonra gözaltına alındığını, domuz bağıyla işkence yapıldığını öne sürdü. Darbenin planlama ve icra safhasında bulunmadığını, 87 takdir, 6 şerit rozetle ödüllendirilmiş bir asker olduğunu kaydeden Durmaz, "Ben nasıl vatan haini olabilirim. Kimi vurdum, biri çıksın söylesin. Ailem, çocuklarım perişan. 3 çocuk babasıyım. Masraflarını karşılayacak kimse yok. Kaynanamın evinde sığıntı olarak yaşıyorlar" dedi. Durmaz, Başkan Ademoğlu'nun listelerde adının bulunmasını nasıl yorumladığı sorusuna,"Ne olduğunu bilmiyorum. Ümit Bak ve Mehmet Ali Çelik'e sormak lazım" karşılığını verdi.

DOMUZ BAĞI, SUYLA BOĞMA, ELEKTRİK, KAFANIN KLOZETE SOKULMASI...

Sanık İkmal Üsteğmen Mehmet Koç, ÖKK'dan arkadaşı Mehmet Raydemir'in “İntihar edeceğim” diye araması üzerine eşi ve çocuğuyla tatil yaptığı Antalya'dan Ankara'ya geldiğini, burada Raydemir ve birileri tarafından zorla alıkonulduğunu anlatan Koç, ellerinden bir şekilde kurtulduktan sonra 15 Temmuz'da Antalya'ya gidip, eşini ve çocuğunu alıp, Ankara'ya, oradan da Safranbolu'ya gittiklerini, darbeyi burada duyduğunu, iki gün demokrasi nöbetine katıldığını söyledi. Koç şöyle devam etti: “Amirlerimin çağrısı üzerine 18 Temmuz sabahı mesaiye gittim. 2-3 saat çalıştıktan sonra gözaltına alındım. Domuz bağı, suyla boğma, elektrik ve kafamın klozete sokulması işkenceleri gördüm. Beni kaçıranlara katılsam 15 Temmuz gecesi Volkan Vural Bal'ın yaptığı nöbetçi amirliğini ben yapacaktım. O dışarıda, ben buradayım.”
ÖNE ÇIKAN HABERLER