Dünyada böyle! Paralel safsatası çöktü

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazartesi, Haziran 20 2016
Türkiye’nin de üyesi olduğu Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) hazırladığı Türkiye raporunda demokratikleşme ve özgürlükler konusunda çok ciddi eleştiriler yer alırken, hükümetin Gülen hareketi ile ilgili “paralel yapı” iddiaları da çöktü. Raporda “paralel yapı” iddiaları “sözde” şeklinde tanımlarken, bu bahaneyle hakim ve savcıların tayin ve tasfiye edildiği yargı üzerinde baskı kurulduğu ifade ediliyor. Rapor, Çarşamba günü genel kurul salonunda tartışmaya açılacak.

Avrupa Konseyi Türkiye raportörleri Norveçli İngebjorg Godskesen ve Sırbistanlı Nataşa Vuckoviç’in hazırladığı raporda Türkiye’ye yönelik ağır eleştiriler yer alıyor. Yargı sistemindeki aksaklıklar, ifade özgürlüklerinde yaşanan sorunlar, Güneydoğu’daki insan hakları ihlalleri, vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması gibi konulara eleştiri ve tavsiyeler var. İzleme komitesi, Türkiye’de demokratik kurumların işleyişine tehditlerin olduğu görüşünde. Yasaların ve uygulamaların Avrupa konseyi standartları çekilmesi konusunda Türkiye’ye çağrıda bulunuyor.

‘Paralel yapı’ bahanesiyle memurlar tasfiye edildi

Raporda terörle mücadele söyleminin Gülen hareketine kadar genişletildiğini ifade ediliyor. Sözde “paralel yapı” iddiaları neticesinde devlet kurumlarında çalışanların tasfiye edildiği, hakim ve savcıların yerlerinin değiştirilmesi ve uzaklaştırmalarla yargı üzerinde baskı kurulduğunu belirtiliyor.

17/25 Aralık kötüye gidişin başlangıcı oldu

Ulusal hukuk sistemindeki kısıtlayıcı tedbirler, yargı üzerinde kontrol ve baskı, iç güvenlik yasalarındaki değişiklikler, özel mahkemelerinin kurulması ve internet üzerinde yapılan kısıtlamaların, 17-25 Aralık 2013 tarihlerinde yapılan 4 bakan ve Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlunun adının karıştığı rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra olduğuna dikkat çekiliyor.

Kayyım endişe verici

Avrupa Konseyi’nin 2015 yılında imzalanan gazetecileri ve medya özgürlüğünün güvenliğini korunmasına ilişkin aldığı kararı hatırlatarak son zamanlarda meydana gelen medya organlarına ve şirketlere el konulmasına endişe ile karşıladıklarını belirtildi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 10. maddesindeki içtihatlar ışığında değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Konsey, gazetecilerin özgürce işlerini yapmalarının engellendiği ve kamunun doğru bilgilendirme hakkının ihlal edildiği görüşünde.
<

Bu haberler de ilginizi çekebilir