Üniversite sınavı için stratejiniz var mı?

Üniversite sınavının ilk basamağına 6 hafta kaldı. Adaylar ders tekrarına başladı.

Üniversite sınavı için stratejiniz var mı?

Bu süreçte nasıl bir strateji izlenmeli? Sayısal alanda hazırlananlar öncelikle matematik, fen bilimlerine; eşit ağırlık öğrencileri matematik ve Türkçe; sözel alandakiler ise Türkçe ve sosyal bilimlere yoğunlaşmalı. Bu sene üniversite sınavına girmek için 1.860.515 aday başvuru yaptı. Başvuruların 783.854'ü ilk kez bu sene sınava girecek. Üniversite sınavının ilk aşaması nisan ayının 1'inde gerçekleşecek. Adaylar YGS için son ders tekrarına başlamış durumda. Çeşitli sebeplerden dolayı süreci değerlendiremeyen adaylar için de her şey bitmiş değil. Kalan zamanı planlı bir şekilde değerlendiren adaylar, bunun karşılığını alacaktır. Üniversite ilk basamak sınavına haftalar kaldı, kalan süre içinde stratejik tekrarlar önem kazanmaktadır. Yapılacak tekrar çalışmalar planlanırken stratejik olunmalıdır. Örneğin, sayısal alandan hazırlanan adaylar tekrar çalışmalarına önce matematik, fen bilimleri gibi sayısal derslerden başlamalı, kalan zamanda Türkçe dersine yönelmelidir. Eşit ağırlıktakilerin kalan zamanlarında, getirisi en fazla olan matematik ve Türkçe derslerine yoğunlaşmalarında fayda var. Sözel alan öğrencileri için bir numaralı dersler, Türkçe ve sosyal bilimlerdir. Özellikle sözelden hazırlanan öğrenciler için yapabildikleri kadar sayısal dersler kendilerine katma değer oluşturacaktır. Dilden hazırlananlar ise kalan zamanı Türkçe ve dil ağırlıklı değerlendirmelidir. Yapılacak işlerin önem sırası belirlenmeli. Kalan zamanı verimli kullanabilmek için yapılacak işlerin önem sırasına göre belirlenmesi gerekir. Bunun için ideal olanı şudur: 7 saat (uyku) + 9 saat (okul + dershane + sosyal aktiviteler + dinlenme) + 6 saat (genel tekrar). Bu plana uyulduğunda, az zamanda çok iş yapılmış olacaktır. Planı uygulamada güçlük mü çekiyorsunuz? Adaylar, öncelikle başarılı olma yolunun ders çalışmaktan geçtiğine inanmalı. Her zaman isteyerek ders çalışmayı beklemek de hatadır. Bunun birçok farklı sebebi vardır. Örneğin, gerekli bilgiye sahip olmadan hemen sorulara geçme, çalışmayı yatarak sürdürme, televizyon veya bilgisayar karşısında ders çalışma veya dengesiz hazırlanmış çalışma programları olabilir. Bu gibi durumlarda çalışma için öncelikle kararlı olunmalı ve çalışma ortamı, öğrenmeye uygun hale getirilmelidir. Öğrenme kavramı görecelidir. Bazı konular bir kez tekrar yaparak öğrenilirken, bazı konularda tekrar süresi birden fazla olabilir. Bugüne kadar hiç çalışma alışkanlığı edinmemiş bir öğrenci çalışma temposunu artırarak eksik konuları telafi edebilir. Günlük ortalama çalışma süresi olarak 5-6 saat belirlenebilir. Bu süre ihtiyaca göre azalır ya da artabilir. Derslere karşı yoğunlaşma limitleri de farklılık arz eder. Ders tekrarlarına başlarken yüksek olan yoğunlaşma süreci daha sonra giderek azalmaya başlar. Çalışmalar sırasında araya 10 dakikalık dinlenmeler konulmalıdır. En çok enerji, ders çalışmaya başlama sırasında harcanır. Hazırlık sürecinde karşılaşılan iki temel sorun; ders çalışmaya başlayamama, diğeri ise ders çalışmaya başlansa bile devam ettirememedir. Nasıl ki uzaya fırlatılan araçlar yakıtlarının yüzde 80'ini ilk 20-25 km mesafede yerçekiminden kurtulmak için harcıyorlarsa adayların da enerjilerinin çoğunu ders çalışmaya başlamak için harcamaları eşyanın tabiatında olan genel bir durumdur. Çalışmak bir alışkanlık haline gelmeye başladıkça, harcanacak gayret de azalacak ve çalışmaya başlamak daha kolay olacaktır. Tekrar yapacağım diye bilinen konularda oyalanmak zaman kaybına sebep olur. Bunun için, önce bilinen konuları hızlı bir biçimde geçmek veya farklı kaynaklardan tekrar yapmak daha etkili bir çalışmadır. Kalan zamanın çoğunu ise yapılabilecek veya eksikliği hissedilen konulara ayırmak ve zor anlaşılan dersleri en rahat anlayabileceğiniz saatlere yerleştirmek etkili bir çalışma stratejisidir. Tekrar stratejileri Tekrar yaparken yazılan özet notlar, teferruatta boğulmayı önler. Öğrenilenlerin başkasına anlatılması öğrenmeyi kalıcılaştırır. Konunun ne derece bilindiğini ölçmenin yolu bol bol soru çözmektir. Test sorularının yanında önceki yıllara ait ÖSS, LYS ve YGS'lerde çıkmış soruların çözülmesi konudaki eksikliklerin kapatılması açısından oldukça önemlidir. Yanlış cevaplanan sorulardaki hatalar irdelenmelidir. Tekrar yaparken aynı tür dersleri çalışmanız sıkıcı olacağı için dikkat dağılmasına sebep olacaktır. Sözel ve sayısal derslerin beraber tekrar edilmesi bu açıdan faydalıdır. Faruk Ardıç, Fem Yayın Merkezi Rehberlik Koordinatörü
<< Önceki Haber Üniversite sınavı için stratejiniz var mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER