Yorum gerektiren sorular nasıl çözülmeli?

2010'da YGS'ye giren 1 milyon 500 bin adaydan 40 Sosyal Bilimler sorusunun tamamını doğru bilen olmamıştı.

Yorum gerektiren sorular nasıl çözülmeli?

2011'de ise sadece 5 aday tamamını doğru cevaplayabildi.Öğrenciler çok çalıştıkları halde yorum gerektiren sorularda neden zorlanıyor? Busorunu aşmak için öğrencilerin uzun bir yol stratejisinin olması gerekiyor. ÖSYM bu sene üniversiteye girişle ilgili adaylara üçüncü kez YGS ve LYS'ler uygulayacak. Sınav öncesi adaylar, en çok yoruma dayalı soruların çözümünde sıkıntı çekiyorlar. Bu durum ÖSYM'nin sınav sonrası yayımladığı istatistiklerde de gözleniyor. Örneğin, 2010 yılında YGS'ye giren 1 milyon 500 bin adaydan, 40 tane Sosyal Bilimler sorusundan hepsini doğru bilen hiçbir aday çıkmamış. 2011 yılında ise 1 milyon 600 bin adaydan sadece 5 aday Sosyal Bilimler'deki tüm soruları doğru cevaplayabilmiş. Benzer durum Fen Bilgisi'ndeki sorularda da gözleniyor. 2011'de Fen Bilgisi'nde 40 soruyu yapanların toplam sayısı 407 kişi. Söz konusu soruların zorluğu ya da kolaylığı neye göre belirleniyor? Öğrenciler çok çalıştıkları halde özellikle yorum gerektiren soruları yapmakta niçin zorlanıyorlar? Soruların kolay ya da zorluğu hangi kriterlere göre belirleniyor? Yorum gerektiren soruları yapmak için hangi stratejiyi takip etmek gerekir? Bu sürecin farkına varılması hem öğretmenlere hem de öğrencilere YGS ve LYS'ye hazırlık sürecinde önemli rehberlik olacaktır. Sınavlarda adaylara yöneltilen sorular öğrencilerin daha önce öğrendikleri bilgileri hatırlamasıyla başlayıp, kavrama, uygulama, analiz etme, sentezleme ve değerlendirme becerilerini ölçmeye yönelik farklılıklar göstermektedir. Bilgi basamağından üst basamaklara doğru çıkıldıkça ölçülen bilişsel gelişim düzeyleri de karmaşıklaşmaktadır. HER BASAMAĞI BOŞ ATLAMAYIN Yoruma dayalı üst düzey düşünme becerileri isteyen soruların çözümü daha uzun ve yoğun bir çabayı gerektirir. Öğrenciler ders çalışmaya ve öğrenmeye devam ettikçe konuya yönelik daha ileri bir bilgi seviyesine ulaşacak ve daha üst düzey düşünmeyi gerektiren yoruma dayalı soruları yapmaya hazır hale geleceklerdir. Üst katlara çıkabilmek için öncelikle binaya girmek ve ilk kata çıkmak gerekir. İkinci ve üçüncü kata çıkmadan dördüncü kata çıkmak zor olacaktır. İşte öğrenme de tıpkı bunun gibi bir özelliğe sahiptir. Bazı bilgiler sadece birinci kata çıkmanın anahtarı olduğundan onunla dördüncü ya da beşinci kata çıkılamayacaktır. Yapılması gereken her katın gerektiği donanımlara sahip olabilmektir. Bellekteki bilgi birikimleri arttıkça, konuya yönelik, daha zor ve karmaşık sorular çözülecektir. Yoruma dayalı sorular şu an itibarıyla referans olarak alınan bilişsel taksonomide üst düzey düşünmeyi gerektiren basamakta yer almaktadır. Bu basamağa gelmek için bilgi, kavranma ve uygulama basamaklarını geçmek gerekir. Bu bağlamda bilgi düzeyi basamağı, daha ileri düzeydeki kavrama, uygulama, analiz etme, sentezleme ve değerlendirme basamaklarına temel oluşturmaktadır. Adayların hazırlık sürecinde kavrama, yorumlama, analiz ve sentezde bulunabilmesi ve yorum yapabilmesi için öncelikle konuya yönelik ham bilgilere sahip olunması gerekir. Bu da ders çalışılarak elde edilebilir. Bilgi basamağından sonra kavrama ve uygulama basamağı gelmektedir. Kavrama basamağı, öğrencilerin öğrendikleri materyalleri organize edip düzenlemelerini sağlayacak kadar öğrenmiş olmalarını gerektirir. Öğrenciler öğrendikleri bilgileri ancak tekrar ettiklerinde ve kendilerine göre ifade ettiklerinde kavramış olacaklardır. Uygulama basamağı ise öğrencinin daha önceden öğrendiği ve kavradığı bilgileri eylem sahasına çekmesini içerir. Bu tür sorularda adaylardan bilgiyi kendisi için yeni olan durumlara uygulamaları istenir. Uygulama düzeyi sorular için konular arası bağlantıları görmek gerekir. * FEM Dershaneleri, Rehberlik Yayın Kurulu Başkanı
<< Önceki Haber Yorum gerektiren sorular nasıl çözülmeli? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER