Bank Asya yatırımcısı için önemli haber

Zaman Gazetesinde yer alan analizde, Bank Asya'nın AKP iktidarı tarafından hedef alınması ve ele geçirilmek istenmesi sürecinde yaşanan hukuksuzluklar sıralanırken, mağdur olanların ne yapması gerektiğine dikkat çekildi.

Bank Asya yatırımcısı için önemli haber


Dünyanın her yerinde borsalar bünyelerinde işlem gören menkul kıymet fiyatlarının müşterilerinin arz ve talebine göre oluştuğu serbest piyasa ortamı olarak belirginleşiyor.

Gelişmiş ülkelerin borsalarında işlemler piyasa kurallarına göre yapılırken, çok istisnai durumlar dışında işlemlere herhangi bir müdahale yapılmıyor. Her işlemin yazılı hukuk kuralları çerçevesinde gerçekleştirildiği gelişmiş borsalarda, piyasa şartlarına müdahale çok ağır yaptırımlarla cezalandırılıyor. Objektif kuralların işlediği şeffaf ve etkin borsalar, hukuku da her paydaşa eşit uygulayabildikleri, diğer bir deyişle adil oldukları ölçüde finans merkezi olma iddialarını taşıyabiliyor. Yakın zaman Amerikan borsalarından Nasdaq ile milyon dolarlık teknoloji işbirliğine imza atan Borsa İstanbul’da her şey kâğıt üzerinde gelişmiş ülkelerle rekabet etme potansiyelinde. Nitekim Sermaye Piyasası Kanunu’nun 67. maddesine göre borsacılık; sermaye piyasası araçlarının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işlem görmesini sağlamak olarak tanımlanmıştır. Ancak bu kurallar uygulayıcıların ve karar mercilerinin elinde göstermelik düzeyde kalıyor. Belirli sürelerle hizmet etmekle görevli siyasi figüranlar güvenilir, şeffaf, rekabetçi ve adil olmayan keyfi karar ve uygulamaların altına imza atıyor.

BANK ASYA’YA YAPILAN HUKUKSUZLUKLAR

Bank Asya, Türkiye’nin en büyük katılım bankası olarak, 2001 krizinden alınan dersler çerçevesinde çok sıkı düzenlenen bankacılık mevzuatına ve halka açık anonim ortaklık olma sıfatıyla da sermaye piyasası mevzuatına tabi. Son 2 ay içerisinde Borsa yönetiminin aldığı taraflı ve kötü niyetli kararlarla Bank Asya yatırımcılarının işlemlerini güvenilir, adil ve şeffaf işleyen bir borsada yapmaları kasıtlı müdahalelerle engellendi. 7 Ağustos’taki ilk müdahale sayısız tekzip almış yalan, yanlış yüzlerce haberle desteklenmesiyle hisse fiyatı 1,24 liraya kadar geriledi. Bu tarihte Bank Asya hisse senetlerinin işlem sırası, ‘ortaklık yapısındaki belirsizlik’ gerekçe gösterilerek, fakat Hisse Senetleri Piyasası Yönetmeliği’nin 25. maddesi a bendine dayanılarak kapatıldı. 

ORTAKLIK YAPISIYLA İLGİLİ BELİRSİZLİK OLMADI

14 Ağustos’taki aynı gerekçeyle kapalılık halinin devamına karar verildi. Bu kararlara dayanak gösterilen maddenin geçerli olması için, Bank Asya yatırımcılarının kararlarını etkileyebilecek düzeyde ve henüz kamuya açıklanmamış olan bir bilginin o anda mevcut olması ve bu bilginin Borsa İstanbul tarafından bilinmesi ve nihayetinde Borsa yönetiminin bu bilginin Bank Asya yatırımcıları tarafından bilinmesini gerekli görmesi gerekiyor. Ancak o tarihte böyle bir bilgi mevcut değil. Bilinen tek malumat Ziraat Bankası’nın Bank Asya’ya olan ilgisiydi. Bu bilgi de zaten Bank Asya tarafından açıklandı. İlk olarak Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından kamuya açıklanan bu ilginin objektif bir bilgi olmadığı gerek kamuya duyurulmuş olan Katar Islamic Bank ile Bank Asya arasında imzalı bulunan münhasırlık sözleşmesi hükümlerinden gerekse aynı gün akşamında Başbakan danışmanı Yiğit Bulut’un bu ilgiyi reddeden açıklamaları ile sabit. Bank Asya’nın ortaklık yapısı ile ilgili ‘belirsiz’ olarak nitelendirilebilecek bir durum her iki tarihte de mevcut değildi.

7 Ağustos’ta kapatılan işlem sırası, öncesinde gerekçeye ilişkin herhangi bir açıklama yapılmadan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Katar dönüşünde Bank Asya’yı ve BDDK’yı hedef alan açıklamalarının hemen ardından 15 Eylül’de açıldı. Hisse fiyatı, bu 5 haftalık süreçte kandırılan veya yanıltılan yatırımcıların 3 gün 6 seans süren satış dalgası ile 1,24 liradan 0,57 liraya geriledi. 18 Eylül’de, ilk seansta hissede fiyat yukarı hareket etmeye başladı. Banka hisseleri düşerken sesini çıkarmayan ancak yükselirken anormallik tespit ederek çifte standarda sahip olduğunu gösteren Borsa yönetimi, Bank Asya’nın işlemlerini derhal durdurup bankadan “Kamuya açıklanmayan bir durum var mı?” sorusunu sordu. “Yok” cevabını alan BIST, o arada TÜSİAD’ın YİK toplantısında konuşan Erdoğan’ın Bank Asya’yı hedef göstererek suç teşkil eden “O banka batmış zaten.” açıklamasına rağmen hisseler 14.45’te açıldıktan sonra yükselişine devam etti. Hâlbuki işlem sırasının kapatılması talimatının verildiği seans ve saatte bu talimatı vermeye dayanak oluşturacak mahiyette bir alım veya satım emri bulunmuyor. Aynı gün bir saatlik işlem süresinin ardından saat 15.50 sularında, Borsa İstanbul Genel Müdürü İbrahim Turhan, tamamen keyfi ve kasıtlı yeni bir kararla Bank Asya işlem sırasını bir gün içinde ikinci kez işleme kapattı. Gerekçe olarak yine HSPY’nin 25/b maddesi gösterildi. İşlem sırasında ne bir çapraz emir ne de olağandışı fiyat ve miktarda bir emir veya işlem olmadı. İşlemler, yatırımcılar ve aracı kurumlar arasında homojen olarak dağılıyor.

HUKUK AYAKLAR ALTINA ALINDI

Skandal kararlarının dozunu her seferinde biraz daha artıran Borsa yönetimi 26 Eylül’de Bank Asya’nın işlem sırasını bir gün içinde 3 kez kapattı. İlk iki kapama işlemine dayanak yine 25/b maddesiydi. Son karar ve gerekçesi ise Borsa İstanbul Genel Müdürü İbrahim Turhan’ın özgeçmişine ‘Hukuki garabete imza attı.’ şeklinde kaydolacak cinstendi. Turhan, Bank Asya hisse senetlerinin ‘gözaltı pazarı’na alınmasına karar verdi. Karar 26 Eylül’de ikinci seansın hemen başında alınarak Bank Asya yatırımcılarının işlem yapma hakları hukuka aykırı bir şekilde engellendi. Bu kararın gerekçesi ‘sağlıklı piyasa teşekkül etmesini önleyecek fiyat ve miktarda alım ve satım emirlerinin borsaya intikal etmesi’, hukuki dayanak olarak gösterilen düzenleme ise 21 Haziran 2004 tarih ve 206 sayılı Gözaltı Pazarı Genelgesi’dir. 

Genelgenin 3. maddesinin b bendine göre; şirket ve/veya ilgili pazarda işlem gören hisse senedi işlemlerine ilişkin olağandışı durumların ortaya çıkmış olması gerekiyor. Gerçekleşen işlemler ve bekleyen emirler incelendiğinde karara mesnet olacak olağandışı bir durum yine bulunmuyor. Yüzde 10’luk fiyat marjı Borsa İstanbul’un kendi düzenlemeleri uyarınca bir seans için makul gördüğü fiyat marjı olduğuna göre, olağandışı olabilecek tek şey verilen emirlerin büyüklüğü olabilir. Hissenin tarihi verileri de dikkate alındığında gerek fiyatın bulunduğu değerin, gerekse de yatırımcılar arasında homojen olarak dağılmış emirlerin bu karara dayanak olamayacağını ortaya çıkarıyor. İlave olarak ilgili mevzuatın ve bundan önceki uygulamaların aksine Bank Asya’nın gözaltı pazarına alınması kararı, seans sırasında işlemlerin durdurulmasına ve işlem sırasının kapatılmasına gerekçe yapıldı. ‘Gözaltı Pazarı Genelgesi’ uyarınca ancak kararı takip eden ilk işlem günü ilgili hisse senedinin işlemleri durdurulabilecekken Bank Asya hisse senedi işlemleri karar ile aynı anda durdurularak hukuk bir kez daha ayaklar altına alındı.

ZARAR GÖRENLER SPK’YA ŞİKÂYET EDEBİLİR

Borsa İstanbul’un borsacılık faaliyetleri ve yöneticilerinin hukuka aykırı fiilleri Sermaye Piyasası Kanunu’nun 65. maddesi uyarınca Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) denetimine tabi. Zaman Gazetesi'nin haberine göre bu kapsamda yukarıda belirtilen hukuka aykırılıklar SPK’ya şikâyet edilebilir. SPK’nın açık şekilde hukuka aykırılık teşkil eden karar ve uygulamaları aklayan kararları aleyhine ise idari yargıya başvurulabilir. Ayrıca hukuka aykırılıkları görmezden gelecek olurlarsa SPK yöneticileri hakkında da savcılığa suç duyurusu yapılabilir. En önemlisi bu hukuka aykırı kararlar sebebiyle zarar eden, ödemeleri aksayan veya yatırım yapma imkânı ellerinden alınan yatırımcı ve ortaklar başta İbrahim Turhan olmak üzere bu kararlarda imzası bulunan tüm yönetici ve uzmanlar hakkında maddi manevi tazminat davası açabilirler.

<< Önceki Haber Bank Asya yatırımcısı için önemli haber Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER