En Çok Muhtaç Olduğumuz Muhabbetullah - 2

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Şubat 18 2020
“Mevcûdâtın îcâdındaki en büyük makâsıd-ı Rabbâniyye, kendisini zîşuurlara tanıttırmak, sevdirmek ve medh-ü senâsını ettirmek ve minnettârlıklarını kendine celbettirmektir.

MEHMET ALİ ŞENGÜL - SAMANYOLUHABER.COM 

       “Mevcûdâtın îcâdındaki en büyük makâsıd-ı Rabbâniyye, kendisini zîşuurlara tanıttırmak, sevdirmek ve medh-ü senâsını ettirmek ve minnettârlıklarını kendine celbettirmektir. 
         Bu ince sır içindir ki, şükrü ve perestişi, minnettar- lığı ve muhabbeti, medhi ve ubûdiyeti netice veren; rızık, şifâ, hidâyet ve îman, ‘zahr-ı kalb’ denilen insanın hâfızası ve ağaçların çekirdekleri, bütün bunların doğrudan doğruya kâinat Hâlıkı’nın eseri, ihsânı, in’âmı ve hediyesi olduğunu insan unutmamalıdır.” (Şuâlar)
        Muhabbet ihtiyârî değil, ızdırârîdir, Allah’tandır. Evvelâ; Allah kulunu sever, sonra kul Allah’ı sever. Mâide sûre-i celilesinin 54. âyeti bunun delilidir: “...Allah onları sever onlar da O’nu (Allah’ı) sever...” 
        Fakat zikir ise, ihtiyârîdir. Önce kul Allah’ı zikreder, sonra Allah kulu anar. Cenâb-ı Hak Bakara sûresi 152.âyette; “Öyle ise siz beni zikredin ki, ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!” buyuruyor. 
        Allah sevgisi, muhabbet makamlarının en yüce zirvesidir. Muhabbetin mukaddimeleri; ilim, ihlâs, amel, tevbe, sabır ve tevekküldür. Semeresi ise; recâ (ümit), huşû (Allah korkusu), şevk (istek, sevinç), ünsiyet (yakınlık, dostluk), Cennet, rızâ ve cemâlullahtır.
        Cüneydi Bağdâdî’ye (rahmetullahı aleyh)  muhabbetten sorulduğunda; “iki gözün yaş dolup akması, kalbinin aşk ve şevk ile çarpması ve sonra kalbten lisâna gelen vâridatlardır.” cevâbını vermiştir.
        Hz.Ebu Hureyre (radıyallahu anh)’dan Rasûlüllah sallallâhu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
      “Allah bir kulu sevdiğinde Cebrâil’i çağırır: “Ben filanı seviyor

Bu haberler de ilginizi çekebilir