Son Araştırma: Türkiye'de halk neye inanıyor, neye inanmıyor

Covid-19’a karşı aşı Türkiye’de geliştirilirse yaptıracağını söyleyenlerin oranı yüzde 58. Üniversite mezunlarının çoğu virüsün Çin’deki bir laboratuvardan insanlar tarafından yayıldığına inanıyor.

SHABER3.COM

Ipsos’un araştırması, 800 kişiyle 29 Haziran-3 Temmuz tarihinde düzenlendi.

Türkiye’deki aşıya güveniliyor
Pandemiye karşı aşı çalışmaları yoğun şekilde devam ederken, vatandaşlara farklı ülkelerde aşı geliştirilmesi durumunda aşı yaptırmayı düşünüp düşünmediği soruldu.  

Aşının Türkiye’de geliştirilmesi halinde yaptıracağını söyleyenlerin oranı yüzde 58.


Aşının Avrupa’daki bir ülkede geliştirilmesi durumunda yaptıracağını söyleyenlerin oranı ise yüzde 21.

Güney Kore veya Japonya’da geliştirilse aşı yaptırmayı düşünenlerin oranı yüzde 14, Rusya’da yüzde 12 ve Çin’de yüzde 10.

Emin olmayanların oranı yüzde 30. Hiçbir şekilde aşı yaptırmayacağını söyleyen yüzde 7’lik bir kesim mevcut.

Salgının başlangıcına dair iddialar
Araştırmada salgının kaynağına ilişkin farklı iddiaların kamuoyundaki karşılığı da değerlendirildi.


Covid-19’un Çin’de laboratuvar ortamında insanlar tarafından yayıldığını düşünenlerin oranı yüzde 48. 26-55 yaş grubu, özellikle üniversite mezunları bu iddianın doğru olduğunu düşünüyor.

Virüsün vahşi hayvan pazarından yayıldığını düşünenlerin oranı ise yüzde 33.

‘Corona’yla ilgili doğrular ve yanlışlar
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) pandemiyle ilgili paylaştığı bilgiler ve doğru bilinen bazı yanlışlar da soruldu.

“Virüs ağız, burun ve göz yoluyla vücuda girer ve bulaşır” bilgisinin doğruluğunu halkın yüzde 90’ı kabul ediyor.

“Virüs, salgının yaşandığı diğer ülkelerden gönderilen kutular ve paketlerle yayılabilir” iddiası ise DSÖ tarafından düşük olasılıklı görülmesine rağmen, vatandaşların yüzde 56’sı bunun doğru olduğu görüşünde.


Halkın yüzde 56’sı ise DSÖ’nün ‘virüsün plastik yüzeylerde üç güne kadar yaşayabileceği’ne dair paylaştığı bilginin doğru olduğunu düşünüyor.

Benzer şekilde bireysel olarak aldığımız tedbirler arasında satın alınan ürünleri dezenfekte etme eğilimi yüksek.

Vatandaşların yarısı evcil hayvanların, virüsü insanlara bulaştırabileceğini düşünmüyor. Öte yandan, katılımcıların üçte biri bu konuda bir fikir beyan edemiyor.

Halkın yüzde 90’ı ise virüsün çocuklara bulaşabileceğini düşünüyor.

Yüzde 38’lik kesim için maskeler sorunlu
Sağlık kuruluşları cerrahi maskelerin karbondioksit zehirlenmesine veya oksijen eksikliğine yol açabilir iddiasının doğru olmadığını söylüyor ancak toplumda bu konuda farklı görüşler hakim.

Katılımcıların yüzde 24’ü bunun doğru olduğunu düşünürken, yüzde 38’i ise yanlış olduğu görüşünde. Bu konuda bir fikir beyan edemeyen yüzde 38’lik de bir kesim var.

Özellikle salgının ilk dönemlerinde sıkça duyulan “Nefesinizi öksürmeden veya rahatsızlık hissetmeden 10 saniye veya daha uzun süre tutabilmek, ‘corona’ya yakalanmadığınız anlamına gelir” iddiası DSÖ’nün doğru bilinen yanlışlar listesinde yer alıyor. Toplumun yüzde 16’sı ise bu iddianın gerçek olduğunu düşünüyor.

DSÖ sağlıklı beslenmenin önemini vurgulasa da sarımsak yemenin virüsü önlemede bir etkisi olmadığını belirtiyor. Buna katılan yüzde 54’lük bir kesim var. Öte yandan halkın yüzde 13’ü sarımsak yemenin ‘corona’ya karşı koruma sağladığına inanırken, yüzde 33’ü ise net bir cevap veremiyor. 

Sıcakta da bulaşır diyenler çoğunlukta
Salgının sıcak bölgelerde yayılmayacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 10’la sınırlı kalırken, toplumun yüzde 71’i bunun gerçeği yansıtmadığını düşünüyor.

‘Hidroksiklorokin’ bileşimli ilaçların virüse karşı etkili olduğunu düşünenlerin oranı (yüzde 16), buna katılmayanların oranından (yüzde 13) az farkla yüksek.

DSÖ bu bileşimin kullanıldığı ilaçların geçici deneme sonuçlarının standart Covid-19 tedavisiyle karşılaştırıldığında ölüm oranlarını ‘hiç azaltmadığı’ ya da ‘çok az azalttığı’ gerekçesiyle, denemeleri dün ikinci kez durdurma kararı almıştı.

‘Ciddi bir kafa karışıklığı’
Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik araştırmada elde edilen verilerle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “Görünen o ki, virüsün ağız-burun yolu ile bulaşması haricinde pek çok konuda toplumda bir fikir birliği yok. Gerçek bilgiye sahip olamadıkça komplo teorileri zemin buluyor. Her iki kişiden biri virüsün insan yapısı olduğunu düşünüyor. Her dört kişiden biri cerrahi maskelerin karbondioksit zehirlenmesine yol açabileceğine inanıyor. Toplumun hemen hemen yüzde 40’ı salgının 5G şebekesi nedeni ile ortaya çıkmış olması iddiası konusunda fikir belirtemiyor. Ve yine yüzde 40’a yakın bir kesim aşı bulunsa bile ya yaptırmayacak ya da kararsız. Özetle ciddi bir kafa karışıklığı, bilgi eksikliği söz konusu. Salgın ile mücadeleye toplumsal bilinçlendirme boyutunu da ekleme ihtiyacımız var.”


<< Önceki Haber Son Araştırma: Türkiye'de halk neye inanıyor, neye inanmıyor Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER