Entegre mi olalım Asimile mi?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ocak 22 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Hüseyin Odabaşı'nın yazısı
HÜSEYİN ODABAŞI 

Türkiye’deki bastırma, dayatma ve zulümlerden sonra neredeyse 10 senden beri hizmet insanları yurt dışına çıkarak ve muhaceret hayatı yaşamak zorunda kaldılar. Dili dilimize, örfü ve adetleri hatta dini dinimize uymayan insanlarla topluluklarla beraber yaşamak zorundayız artık. Irmakların denizlere akması gibi kültür okyanuslarına karıştık. Bu ulaştığımız kültür okyanusunda kendi özümüzü mahiyetimizi korumak muhafaza etmek mümkün mü? Veya gerekli mi? İşte tam bu noktada dışardan bakıldığında hiçbir fark yokmuş gibi görülen akışkan ve seyyal olan suların bile denizlerde birbirine karışmadığını özünü muhafaza ettiklerini Kuran-I Kerim söylüyor: 

“(Suları acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar. (Fakat) aralarında bir engel vardır, birbirine geçip karışmıyorlar. (Rahman, 19, 20) 

Evet okyanusun derinliklerinde farklı suların birbirine yakın olmalarına rağmen kendi özelliklerini kaybetmemesi gibi biz de farklı renk, farklı dil ve farklı kültürde olsak da asimile olmadan özümüzü koruyarak hayatımıza devam edebilmeliyiz.   

“O'nun alametlerinden biri de göklerin ve yerin yaratılması, renklerinizin ve dillerinizin ayrı ayrı olmasıdır. Şüphesiz bunlarda gerçekten bilenler için, alınacak dersler vardır. (Rum, 22) 

Demek ki göç ettiğimiz yerlerde özümüzü teşkil eden renk, dil ve dinimizi korumamız gerekir. Başka kültürlerin etkisinde kalarak asimile olarak erimemeliyiz. Kuran’daki ayetlerden ve kainattaki tekvini gerçeklerden özümüzü korumamız gerçeğini öğrendikten sonra bu işin nasılına ve ne idüğüne bakabiliriz. 

Muhatap olduğumuz yabancı kültürlere karşı üç türlü tavır veya eğilim içinde olabiliriz. İfrat, tefrit ve hatt-ı vasat. Biz tabi kî; “hayrul umuri evsatuha”(Hadis) denerek orta yol tavsiye edilen bir ümmet olarak istikameti, doğru olan tavrı terc

Bu haberler de ilginizi çekebilir