Erdoğan benden korkuyor!

3 yıl 11 aydır Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinden korktuğunu belirterek, "Bu yüzden beni hapse attırdı." dedi.

SHABER3.COM

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş 47 aydır Edirne F Tipi Kahalı Cezaevi'nde bulunuyor. 

T24 yazarı Şirin Payzın'ın sorularına avukatları vasıtasıyla cevap veren Demirtaş "tutuklu değil, siyasi rehine olduğunu" belirtirken, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisinden korktuğunu söyledi.

Demirtaş, "Demokrasi Bloku" diye nitelediği yeni ittifakı hayata geçirmenin zor olmadığını vurgularken, "Demokrasi Bloku ne kadar erken kurulursa hem AKP-MHP'nin yol açtığı tahribatın önüne geçilir hem de seçim için hükümete yönelik baskı artar." ifadelerini kullandı. 

TROLL SALDIRISINA DİRENECEK CESARETİ OLMAYANLAR ÜLKEYİ NASIL YÖNETECEK?

Muhalefet partilerinin HDP ile yan yana gelmekten çekinmesini "korkakça" diye niteleyen Demirtaş, "Yan yana geldikten sonraki iki üç günde yaşanacak trol saldırısına direnecek cesareti olmayanlar yarın ülkeyi nasıl yönetecekler? Ya da bu güveni topluma nasıl verecekler, merak ediyorum." dedi.

Selahattin Demirtaş'ın, bazı sorularına verdiği cevaplar şöyle:

Seçilen isimler sembolik mi? Nasıl değerlendirdiniz?

HDP'nin eski MYK üyeleri ve tanınmış siyasetçiler özellikle seçilerek kamuoyuna yönelik bir korkutma mesajı, daha net ve üst düzeyde verilmek istendi.

Sizce, HDP'yi veya Kürt seçmeni sokağa, sokak eylemlerine mi çekmeye çalışıyorlar?

Hayır. Bu daha çok korkutma, sindirme, muhalefeti yan yana duramaz hale getirme çabası.

2014 yılındaki Kobani eylemleri sebep olarak gösteriliyor. Kobani'de aslında ne olmuştu, sorusuna sizin açıklamanız nedir?

O günlerde yaşananların sorumlusu AKP hükümetidir. Hem hukuki hem siyasi açıdan bu böyledir. Bunu ancak ileriki yıllarda tümden ortaya çıkarabiliriz. 

Çünkü günümüzde yargı, medya ve bürokrasi "suçlu"nun kontrolünde. İktidar, sorumluluğu HDP'ye yıkarak bir taşla birçok kuş vurmaya çalışıyor, ancak biz direniyoruz. Bu sebeple başaramıyorlar, asla da başaramayacaklar.

AKP içinde o dönem siyaset yapan ama şimdi ayrılan, parti kuran isimler var. Sizce kimler konuşmalı? Hangi isimler konuşursa doğrular ortaya çıkar?

Efkan Ala ve Hakan Fidan başta olmak üzere ilgili bürokrasi her şeyi biliyor ama Erdoğan'ın bizi suçlama operasyonuna destek olarak hakikate sırt çevirmeyi tercih ediyorlar.

Kobani eylemlerinde yaşananların Fethullahçı örgütlenmenin (FETÖ) provokasyonu olduğunu söyleyenlere katılıyor musunuz?

Artık o kadar emin değilim. Çünkü öyle olsaydı AKP üstüne giderdi en azından. Gitmediğine göre sorumlusu AKP'dir, "Kobani düştü, düşecek" diyenlerdir.

DEMİRTAŞ: AKP'DE BASKI VE HİLENİN LİMİTİ YOKTUR

Gelişmeler aynı zamanda erken seçim sinyali mi?

Sanmıyorum. Erken seçim için çok daha fazlasını yapacaklardır. Ne olacağını kestirmek güç, ancak AKP'de baskı ve hilenin limiti yoktur.

HDP'yi kapatmaya mı çalışıyorlar, sizce böyle bir adıma cesaret edebilirler mi?

Bunu akıllarına bile getiremezler, çünkü HDP yeniden ve öyle güçlü gelir ki bundan en büyük zararı kendileri görürler. Bizleri rehin alırken de HDP'nin kısa bir sürede yok olacağını düşünüyorlardı. 

Oysa son yerel seçimde çıkan tablo ortada.

HDP kapatılırsa durum ne olur? Nasıl bir gelecek bekler Türkiye'yi?

HDP'nin bugün 7 milyondan fazla seçmeni var. Onları da kapatacak değiller herhalde. Halk kendi partisini kurar ve daha güçlü şekilde yoluna devam eder. HDP seçmeni, demokratik siyasetten de demokrasi mücadelesinden de vazgeçmez. 

Kapatmayı düşünenler siyaseten ve hukuken ileride büyük bedeller öderler, halk ilk seçimde ağır bir fatura çıkarır bunu yapanlara. AKP ise parti kapatmış bir parti olarak siyaset tarihindeki kara lekelerden birini daha siciline eklemiş olur. 

HDP'ye operasyonun İyi Parti'yi, Meral Akşener'i hedef aldığını düşünenler de var, katılıyor musunuz?

HDP'ye yönelik operasyon HDP'yi hedef alır, niçin İyi Partiyi hedef alsın ki? Bunu söyleyenler HDP'yi "mağduriyet"e bile layık görmeyenlerdir. Elbette herhangi bir partinin durumu, konumu diğer partileri dolaylı olarak etkiler ama bu başka bir şeydir.

Muhalefet blokunu mu bölmeye çalışıyorlar?

Evet, böyle bir maksadı var mutlaka. Muhalefetin bunu iyi görmesi ve HDP ile dayanışmada ve iş birliğinde daha cesur, daha aktif olması gerekir. Tüm partilerin birbirlerine eleştirileri baki kalmak üzere diyaloğu artırmaları, bu tür operasyonları boşa çıkarır.

CHP özellikle HDP ile baş başa bırakılırım endişesi taşıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yerel seçimler öncesinde iyi bir koordinasyon sağladı muhalefet partileri arasında. Şimdi neler yapabilir?

Bunu Sayın Kılıçdaroğlu'na sormanız daha doğru olur.

Muhalefet liderleri pek çok konuda farklı düşünseler ve farklı siyasi duruşları olsa da ancak demokrasi bloğu adı altında bir araya gelebilirlerse seçmende bir umut yaratabilirler. Aslında teoride hepsi bunu destekliyor ama pratikte HDP ile yan yana gelmeye çekiniyorlar. "Demokrasi bloğu" nasıl hayata geçirilebilir? Sizce bir formül var mı? Seçmenlerini nasıl ikna edebilirler.

Doğrusu bunu yapmak zor değil. İsteseler hemen yarın bir araya gelmelerinin önünde bir engel yok.

Fakat belki de bunun için seçim takviminin netleşmesini bekliyorlar. İttifakın genişlemesine yönelik muhtemel AKP-MHP saldırılarını erkenden başlatacak bir hamleden kaçınıyorlar belki de. 

Ama ben hem bu kaygıyı yanlış ve yersiz buluyorum hem de demokrasi blokunun sırf seçim iş birliği olmadığını tekrar hatırlatmak istiyorum.

3 yıl 11 aydır Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, " Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın. Biz gün saymıyoruz çünkü." dedi.

Halk günlük hayatta zaten yan yana. Siyasetçiler ise birbirlerine selam vermeye korkar hale geldiler ki maalesef bu da AKP'nin algı operasyonlarının başarıdır. 

Yan yana geldikten sonraki iki-üç günde yaşanacak trol saldırısına direnecek cesareti olmayanlar yarın ülkeyi nasıl yönetecekler? Ya da bu güveni topluma nasıl verecekler, merak ediyorum. 

HDP oyları olmadan muhalefet partilerinin tek başlarına seçimi kazanması imkân dahilinde değil. 50+1 tutturulamıyor. Siz cezaevinde tutulan bir lider olarak, şu anda parti yönetiminde olmamanızı da göz önüne alarak "Demokrasi Bloku" teşkil edilmesinde nasıl bir rol oynayabilirsiniz?

Benim hapisten yapabileceklerim sınırlı. Ancak halk nezdindeki tüm etkimi, partimiz HDP ile de koordine bir şekilde demokrasi bloku için kullanırım elbette. Ben üçüncü taraf veya tarafsız değilim, HDP'liyim nihayetinde. 

HDP'nin içinde yer almadığı bir çalışmayı desteklemem veya doğru görmem söz konusu olamaz. Ancak yine de kişi olarak etki edebileceğim ne varsa bu doğrultuda çaba sarf etmekten mutluluk duyarım.

Bizim ilk amacımız partimizi büyütmek değil, demokrasi güçlerini büyütmektir. Herkesten de böyle yaklaşmasını bekleriz. O zaman güven ortamı daha güçlü bir şekilde oluşur ve demokrasi bloku için hızla mesafe kat edilebilir. 

Ben bunun için en büyük bariyerin sosyo-psikolojik ortam olduğunu düşünüyorum ve zaten son zamanlardaki mesajlarımla bu bariyerin aşılmasına destek olmaya çalışıyorum, çalışacağım.

"AKP İLE MİLLİYETÇİLİK YARIŞINA GİRMEYİ TUHAF DEĞİL, TABİİ GÖRÜYORLAR"

Partiler üstü bir ismin "Demokrasi blokunun" oluşmasında, işlemesinde kolaylaştırıcı olabileceğini düşünüyor musunuz?

Evet, olabilir ama kaldı mı öyle bir isim? Benim aklıma öyle bir isim gelmiyor doğrusu. Çünkü ya baskıdan ve zulümden yana tarafsınızdır ya da özgürlük ve demokrasiden. Böyle bir ortamda tarafsız kalmış biri de değil muhalefeti, iki yakasını bile bir araya getiremez.

Muhalefet partileri sağ, muhafazakâr, milliyetçi, ulusalcı tabanı (seçmeni) korkutma korkusuyla iktidarın beka söylemi ve "benim dış politikamı eleştiren vatan hainidir" stratejisinin peşine takılıyorlar. Yunanistan'la gerginlikte de şimdi Azeri-Ermeni savaşında da aynı durum ortaya çıktı. Muhalefet partilerinin bu çekingenliğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonuçlarını muhalefet açısından nasıl görüyorsunuz?

Tüm muhalefet partileri, şu veya bu seviyede milliyetçi politikaları şimdi ve geçmişte sıkça savunduklarından, aslında bu ortamın oluşmasında hepsinin büyük katkısı var. Bundan şikâyetçi olduklarını pek duymadım. 

AKP ile milliyetçilik yarışına girmek bu partiler için tuhaf değil, tabii görünüyor. Eğer AKP-MHP iktidarının milliyetçi kışkırtmalarından gerçekten rahatsızsalar öncelikle kendilerinin bu politikalarını değiştirmeleri gerekir.

Benim görebildiğim kadarıyla bazı muhalefet partileri AKP-MHP iktidarı milliyetçiliği kışkırtıp bundan yararlandı diye rahatsız değil, kışkırtan ve yararlanan neden biz değiliz diye rahatsız. Özetle önce kendilerini sorgulamalarında yarar var.

Sizin "güçlendirilmiş parlamenter sistem" hakkındaki görüşleriniz hem çok konuşuldu hem de gündemi oluşturdu. Bu konuda muhalefet partileri de uzlaşmış görünüyor. Ancak halka iyi anlatılması lazım. Çünkü Başkanlık sisteminin ne kadar sorunlu olabileceğini zamanında muhalefet partileri iyi anlatamadılar. Başkanlık eşittir Erdoğan'ın bekası olarak görüldü AKP ve muhafazakâr, milliyetçi seçmen tarafından. Muhalefetin "güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisi" de iyi anlatılamazsa bu sefer de "Muhalefet Erdoğan'ı devirmeye çalışıyor" diye kampanya yapacaklar. Nasıl anlatılmalı? Muhalefetin stratejisi nasıl olmalı?

Ellerindeki bütün iletişim imkânlarını sonuna kadar kullanmalılar. Bunun dışında panel, konferans, mahalle toplantısı, açık hava forumları; broşür dağıtımı, kısa videolar yayımlanması, ev ev dolaşma dahil tüm yöntemleri aynı zamanda, kesintisiz bir şekilde ve uzun süreli olarak yapmaları gerekir. 

Bunlar zaten bilinmeyen şeyler değil. Bilinmeyen şey, bunları neden yapmadıkları. Onu da dışarıdakilere sormak lazım.

"ERDOĞAN BENDEN KORKUYOR, ANCAK BENİM GİBİLER DÖRT DUVARA SIĞMAZ"

Sağlığınız nasıl? Neler yapıyorsunuz? Günlük uğraşılarınız neler?

İyi sayılırım. Düzenli kullandığım ilaçlar var. Hücre arkadaşım Abdullah Zeydan ile birlikte daha çok da okuyoruz, yazıyoruz, televizyondan haberleri seyrediyoruz. Yapacak fazla bir şey yok zaten.

Neden hâlâ tutuklusunuz? Sizce Erdoğan sizden korkuyor mu? Ve ne kadar daha sürecek diye düşünüyorsunuz? Basit ama önemli bir soru.

Ben tutuklu değil, siyasi rehineyim. Erdoğan'ın benden bir hayli korktuğunu, çekindiğini net biliyorum. Zaten o yüzden beni burada tutuyor. Ancak ben ve benim gibiler dört duvara sığmayız, işte bunu anlamıyor. 

Çünkü biz kimsenin adamı değil, halkın, sadece halkın öz evlatlarıyız ve halk kendi evlatlarını asla yalnız bırakmaz, bırakmadı. 

Ne zaman çıkacağımızı falan da hesaplamıyoruz. Sadece direniyoruz. Kazanacağımızdan da eminiz. Biz değil, birileri iktidarları için kaç günleri kaldığını saysın. Biz gün saymıyoruz çünkü.
<< Önceki Haber Erdoğan benden korkuyor! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER