Erdoğan "imkânsız üçlü"nün peşinde!

İngiltere'nin muteber gazetelerinden Financial Times bugünkü nüshada yayımlanan başyazıda Türkiye ekonomisi ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı ele alındı. Gazete Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "imkânsız üçlü"yü aynı anda gerçekleştirme hayali peşinde koştuğunu belirtti.

SHABER3.COM

Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmetinin ve Merkez Bankası'nın (TCMB) uyguladığı politikaların artık sonuç vermediğine işaret eden Financial Times gazetesi, "Türkiye daha geleneksel ekonomi politikalarına dönmeli." tespitinde bulundu.

Başyazıda, "Koronavirüs salgını birçok ülkenin zayıf noktalarını ortaya koydu. Türkiye'de ise uzun süredir varolan cari açık ve yüksek enflasyon gibi sorunlar ile bu sorunları gidermek için gereken faiz artırımlarına karşı çıkan bir Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip Erdoğan) problemleri daha da derinleşti." denildi. 

Türkiye'nin zaten uzun süredir uluslararası finans çevrelerinde "kırılgan beşli" olarak nitelendirilen ülkeler arasında yer aldığına işaret edildi.

TÜRKİYE EN KIRILGAN 5 EKONOMİDEN BİRİ

"Kırılgan beşli" tanımı, ani sermaye çıkışları karşısında ekonomik kırılganlıkları olduğu belirtilen gelişen piyasa ekonomilerine verilen bir isim. 

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli yatırım bankası Mogan Stanley, Türkiye'nin yanı sıra Kolombiya, Endonezya, Meksika ve Güney Afrika'yı "kırılgan beşli" diye tanımlamıştı.

Financial Times son günlerde TL'de yaşanan değer kaybı için "Ankara'nın TL'nin değer kaybını engelleme çabaları ülkeyi bir mali ve ödemeler dengesi krizine sürüklüyor." uyarısı yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geleneksel iktisat teorisine ters görüşleri olduğu vurgulanan makalede, "Erdoğan'ın politikası "imkânsız üçlü"nün mümkün olabileceği varsayımına dayanıyor." denildi.

"TÜRKİYE'DE YABANCI YATIRIMCI ZORBALIKLA CAYDIRILIYOR"

Makalede "imkânsız üçlü" kavramına da açıklık getirildi. 

Sabitlenmiş bir döviz kuru, sermayenin serbest dolaşımı ve bağımsız bir para politikasının aynı anda var olamayacağını ifade eden yazıda, "Erdoğan ve Maliye Bakanı olan damadı Berat Albayrak'ın attığı adımlar ekonomi ve Türkiye vatandaşları için negatif sonuçlar doğurma riski taşıyor." yorumunda bulunuldu.

"Otoriterlik de akılcı ekonomi politikalarının yerini tutmuyor." denilen makalede, "Yabancı bankalara işlem engeli getirip spekülatif yatırımları yasaklayarak yabancı yatırımcıları zorbalıkla caydırmaya çalışmak, sadece dış sermayeye ihtiyaç duyduğu bu günlerde Türkiye'yi daha az cazip bir yatırım ortamına dönüştürür." yorumu yapılıyor.

10 Temmuz 2019'da Erdoğan'ın gece yarısı kararı ile Merkez Bankası'na başkan olarak tayin edilen Murat Uysal bir yılda gösterge faizini yüzde 24'ten yüzde 8,25'e indirdi. Faiz indikçe kur artıyor.

MERKEZ BANKASI HAVLU ATTI

Makalede TL'nin ABD Doları'na karşı son iki buçuk ayın en düşük seviyesine gerilediği ve Euro'ya karşı ise rekor düşük seviyeye indiği vurgulandı. 

Makalede şöyle denildi: "Son piyasa hareketleri Merkez Bankası'nın TL'yi destekleme çabalarının başarısız olmaya başladığının sinyali olabilir. Piyasa müdahalelerine dair resmi veriler bulunmasa da, Londra merkezli anlistler ve piyasa işlemcileri bankanın son günlerde günlük 1 milyar dolar sattığını söylüyor." 

Piyasa fiyatının altında fiyata döviz satılmasının Merkez Bankası'nın rezervlerine ağır bir darbe vurduğu yorumu da yer aldı.

"KREDİ BALONU HER AN PATLAYABİLİR"

Gazete, "Bu riskli strateji Koronavirüs salgını kısa süre içerisinde bitseydi ve turizm gelirleri geri dönseydi işe yarayabilirdi. Ancak bu artık uzak bir ihtimal. Avrupa ülkeleri yeniden önlemleri devreye sokuyor, ikinci dalga uyarılarında bulunuyor." tespitine yer verdi.

Türkiye'nin en önemli ihracat kalemleri arasında olan otomotiv ve beyaz eşyaya olan dış talebin de geri dönmesinin yakın zamanda mümkün olmadığı ifade edildi. 

Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en büyük meselesi ise "kredi patlaması" olarak özetleniyor ve bunun Koronavirüs salgınından önce başladığına işaret edildi.

AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

EKONOMİK YER ÇEKİMİ

"Ekonomik büyüme önemli ölçüde borçla finanse edilmiş inşaat sektörüne ve iç tüketime dayanıyor." denilen makalede, "Ancak bu sürdürülemez yol, bir değişim gerektiğini gösteriyor. Ucuz para Erdoğan'ı iktidarda tutmuş olabilir. Ancak aynı zamanda ekonomide hızlı büyüme ve hızlı daralma dalgalarına da yol açtı." değerlendirmesinde bulunuldu.

Makalenin sonunda, "Mağlubiyeti ve daha değersiz bir Türk Lirası'nı kabullenmek Erdoğan için can sıkıcı olabilir. Ancak ekonomik yer çekimine meydan okuyabileceği yanılgısından daha iyi bir seçenek olacaktır. Ekonomi yönetiminde daha geleneksel bir yaklaşım, Erdoğan'ın ve daha önemlisi ülkenin çıkarına olacaktır." yorumu yapıldı.
<< Önceki Haber Erdoğan "imkânsız üçlü"nün peşinde! Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER