Eylül Çağlayanı'nda neler var?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 3 2018
''2018 Eylülü'nün Çağlayanı'ndan da sizleri bir nebze haberdar etmek istedim. Tadımlık şeyler sırf iştah açmak içindir. Ümit ederim ki, inşaallah Çağlayan’ı elinize alınca kana kana tefeyyüz edersiniz.''
Abdullah  Aymaz / samanyoluhaber.com

Başyazı  “Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (3)” başlığıyla, Hz. Osman Zinnureyn Efendimizin (S.A.S.) nefisle yüzleşmedeki mücâhede derinliğini anlatıyor: “Şimdi de hâlede, yüzünde güneş gibi nur-i Rahman, Zinnureyn   Hz. Osman var. Tavrı düşüncesi, iç derinliği ve bu derinlikte nebî sesi gibi duyulan seleflerinin ah u vâhından –bana ait seviye vefasızlığıyla- birkaç damla!.. (…)  O ve selefleri, Hz. Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’ı  (S.A.S.) bir sarraf titizliğiyle, basiret merceğine bağlı öyle takibe almışlardı ki, güfte aynı, beste aynı, duyulan hep o canfeza nağmelerdi. Söz Sultanı, sözlerin sultanı beyanlarıyla nasıl inlemiş, nasıl sızlanmışsa, ses tonu farklılığıyla nağmeler aynıydı; çünkü onlar o Kamer-i Münir’in hâlesinde her şeyi aynıyla aksettiren birer nur-efşan ayna mesabesindeydi. Dolayısıyla da Hakka teveccühte, O’na iç döküp sızlanmada ve nefisle hesaplaşmada  hep o Rehber-i Zîşan’ın dillendirdiği argümanları kullanıyor; hemen her zaman da aynı makam ve ritimde Cenab-ı Hannân ü Mennan’a iç döküp sızlanıyorlardı. Allah’a yalvarıp yakarmada Edeb Sultanı’nın deyip ettiklerine muhalefetten korkuyor ve tir tir titreyip her hallerinde Onun dilini kullanmaya fevkalâde bir özen gösteriyorlardı.”

“(Hz. Zinnureny), Kur’an-ı Kerim’i bu iç çekişlere temel esas ve vesile ittihaz ederek, mebde’den müntehaya Beyan-ı İlahî ufkundaki bu perdeli seyahatini  Hakka sığınmanın nuranî vesilesi sayılan ‘Muavvizeteyn’ ile noktalıyordu; noktalıyor ve bir kısım bahtsızların, onun ruhunun ötelere kanatlanmasına sebebiyet verecekleri ana kadar da o farklı vird-i zebanına devam ediyordu. Kur’an’ının üzerine dökülen kanlar onun İlahî Kelam’la yürekten irtibatının şahid-i sâdıkıdır.” (Büyük Cevşen’deki Fatiha’dan Nâs Suresine kadar her sureden alıntılarla meydana gelen hârika MÜNÂCÂT-I  KUR’AN  duası, Hz. Ali’nin tasdik ve rivayetiyle Hz. Osman’a aittir. M.F. Gülen Hocaefendi

Bu haberler de ilginizi çekebilir