Gazeteci Türkolog Mehmet Ömer Hocaefendi'yi yazdı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Ekim 24 2025
Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin eserlerini Bulgarcaya tercüme konusunda eşsiz çalışmalar yapan Gazeteci Türkolog Mehmet Ömer, Hocaefendi'nin basiretinin kaynağına dikkat çeken bir çalışma yayınladı. Yazı hem biyografik hem de düşünsel bir portre sunuyor. Hocaefendi'nin İslam düşüncesindeki yerini, moderniteyle kurduğu ilişkiyi, Hizmet Hareketi’nin felsefi ve toplumsal yönlerini analiz ediyor. İşte dikkat çeken o yazı...

Muhterem Fethullah Gülen’in Sonsuz Nur, İnsanın Özündeki Sevgi, Ölçü veya Yoldaki Işıklar gibi eserlerini Bulgarcaya tercüme etmiş birisi olarak diyebilirim ki, modern çağda İslâm’a ait fikir geleneğinin yaşayan bir klasiği sayılan Hocaefendi’nin vefatıyla beşeriyet, daha iyi, daha insancıl, daha barışçıl, daha adil bir dünyanın savunuculuğunu yapan bir âlimi kaybetmiştir. Onun ilham kaynağı olduğu Hizmet Hareketi, insanların kendilerini özgür ve eşit hissettikleri, nevi şahsına münhasır ütopik bir dünyayı andırıyordu. Hizmet Hareketi, F. Gülen’in makale ve eserlerinde de zikrettiği Tommaso Campanella’nın Güneş Ülkesi’ni ve Thomas More’un Ütopya’sını hatırlatıyordu.


Nitekim Gülen’in makalelerinin önemli bir bölümü, müstakbel ideal toplumun bir tasviridir. Ne var ki, Gülen, yukarıda ismi geçen eserleri bir davranış modeli olarak öne sürmemiş; yalnızca bu eserlerin temelinde yatan derin felsefenin ihtiva ettiği mefkûreyi ortaya koymuştur. Gülen’e göre, en yüksek ideale veya gaye-i hayale hizmet etmenin benzersiz örneği, İslam Peygamberi’nin yaşadığı Asr-ı Saadet’te vücut bulmuştur.

Asr-ı Saadet denilen o mükemmel tablonun manevi bir benzerini beşeriyetin günümüzde de resmedebileceğine inanan Gülen, bir imkânsızı başardı. Kendi muasırlarını, İslam’ın çöküşü rüyasından uyandırarak, İslam’ın taşıdığı ruhun kalp ve zihinlerde tekrar ihya edilebileceğine dair ümidin kıvılcımını tutuşturdu. Gülen, İslam’ın kendi Rönesans’ını yaşayacağından gayet emindi. Bu durum, dogmatik Müslümanların “ahir zamanın arefesinde bulunduğumuz” inancıyla yaşadığı ve sömürgecilik sonrası travmaların birçok Müslümanı Batı karşıtı hâle getirdiği bir döneme denk gelmiştir. Öte yandan Orta Doğu, hâlâ her gün insanların hayatlarını kaybettikleri sıcak çatışmalarla çalkalanmaya devam etmektedir.

Hocaefendi’nin basiretinin kaynağı Kur’an-ı Kerim ve İslam Peygamberi’nin sünnetidir. Bu sebepledir ki onun fikir

Bu haberler de ilginizi çekebilir