GDO'lu ürünler için kanun teklifi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cumartesi, Temmuz 18 2015
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 'Biyogüvenlik Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdi. Teklifle genetiği değiştirilmiş ürünlerin piyasaya sürülmesi, gıda ve yem olarak kullanılması gibi faaliyetlerin engellenmesi amaçlanıyor.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 'Biyogüvenlik Kanunu'nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun Teklifi'ni Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verdi. Teklifle genetiği değiştirilmiş ürünlerin piyasaya sürülmesi, gıda ve yem olarak kullanılması gibi faaliyetlerin engellenmesi amaçlanıyor.

Türkiye'nin GDO'lu ürünlerin açık pazarı haline geldiğini belirten Tanrıkulu, "Mersin Limanı adeta bir GDO limanına dönüşmüştür. GDO'lu pirinç, mercimek, mısır unu gibi ürünler limanda yakalanmakta fakat, yakalanmayan daha ne kadar ürünün ülkemize girdiği bilinmemektedir. 2010 yılında kabul edilen Biyogüvenlik Kanunu'nun bu ürünlerden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevreyi ve biyolojik çeşitliliği korumak bir yana, ülkemizi büyük bir GDO'lu ürün pazarı haline getirmekten başka bir işe yaramadığı da ortaya çıkmıştır. Bu açıdan Biyogüvenlik Kanunu'nun güvenlik amacından ziyade GDO'lu ürün piyasasını düzenlemek için çıkarılmış bir Kanun niteliği taşıdığı görülmektedir. Bugün ülkemiz GDO'lu ürün ihraç eden ülkelerin açık pazarı haline gelmiştir. Buna olanak tanıyan Biyogüvenlik Kanunu'nun bir an önce değiştirilerek, GDO'lu ürünlerin ülkemizde gıda ve yem olarak kullanılmasını engellemek gerekmektedir. Halk sağlığını korumak ve sağlıklı nesiller yetiştirmek gibi söylemlerle içki ve sigaraya karşı ciddi bir mücadele yürüten Hükümetin bu kadar büyük bir tehlike karşısında tepkisiz kalması düşünülemez. Dolayısıyla ülkemize kaçak ya da Biyogüvenlik Kanunu'nun sağladığı yollarla, gıda ve yem olarak kullanılmak üzere giren GDO'lu ürünlerin bir an önce kontrol altına alınması ve mevcut ithalat izinlerinin ise iptal edilmesi acilen sağlanmalıdır. Aksi tutum Hükümetin, halka mı yoksa GDO üreten şirketlere mi hizmet ettiği tartışmalarını da beraberinde getirecektir. Parlamentoya düşen görev ise sağlığımızı ve geleceğimizi her açıdan tehdit eden bu ürünlere karşı yasal düzeyde, etkili bir koruma mekanizması oluşturmaktır." dedi.

BİYOGÜVENLİK

Bu haberler de ilginizi çekebilir