"Gelişmekte olan ülke piyasalarından sermaye çıkışı endişe verici "

Institute of International Finance'e (IIF) göre yatırımcılar ve şirketler, geçtiğimiz yıl gelişmekte olan ülke (EM) piyasalarından 735 milyar dolar para çekti. Sermaye kaçışlarının büyük bir kısmı Çin'de meydana geldi. IIF, gelişmekte olan ülke piyasalarında 2016'da da 448 milyar dolar sermaye çıkışını öngörüyor.

Çin'deki sermaye çıkışlarının daha çok ülke ekonomisinin yavaşlaması ve para birimindeki endişelerin artmasının etkili olduğuna dikkat çekildi.IIF Baş Ekonomisti Charles Collyns, 2015 yılındaki sermaye çıkışları için, ekim ayındaki öngörülerinin ötesinde bir sonuçla karşılaştıklarını söyledi. Collyns, EM piyasalardan sermaye çıkışlarının devam etmesinden endişe duyduklarını belirtti. Amerikan Merkez Bankası (Fed)'in yıl içinde faiz artışına devam etmesi halinde bu durumun EM ülkelerini olumsuz etkilemeye devam edeceği dile getirildi.

Türkiye, Güney Afrika ve Brezilya gibi ekonomileri yurtdışından sermaye girişlerine bağlı ülkelerin özellikle yabancı sermaye akımlarındaki dalgalanmalar karşısında kırılgan olduklarına vurgu yapılan raporda, 2016 yılı içerisinde Turkiye'ye yurtdışı yerleşiklerden (yabancı kaynaklı) gelecek sermaye girişinin 2015 yılına kıyasla biraz artabileceği öngörüsüne yer verildi. Kuruluşun verilerine göre Türkiye'ye 2014'de yurtdışı yerleşiklerden 49 milyar dolar sermaye girişi olurken, 2015'de bu sayı 40 milyar dolara düşerek 2009'dan beri en düşük seviyeye gerilemiş oldu.

Petrol fiyatları düşmeye paralel olarak Türkiye'nin cari açığının daralmaya devam edeceğini öngören IIF, 2016 yılı genelinde Türkiye'ye net sermaye girişi için Merkez Bankası rezervlerinden kullanıma gerek kalmadan Türkiye'nin cari islemler açığını finanse edebilecek kadar güçlü olabileceğini tahmin ediyor. Raporda ayrıca Türkiye'ye sermaye girişilerinin daha çok bankaların ve Türk şirketlerinin yurt dışından borçlanması kaynaklı olduğu ifade edildi.

Washington merkezli kuruluş, 2016'da Türkiye'nin zayıf ekonomik büyüme, sürekli yüksek enflasyon ve jeopolitik belirsizlik gibi ko