Git oğlum! Ben seni Hocaefendiye verdim

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Temmuz 7 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Abdullah Aymaz yeni köşe yazısını 'Git oğlum! Ben seni Hocaefendiye verdim' başlığıyla kaleme aldı.
 Yakup Kocaman, liseyi yeni bitirmiş, henüz on yedi yaşında bir gençtir. Kendisine “Tacikistan’a belletmen olarak gider misin?” denilince, hiç tereddüt etmeden “Evet.” cevabını verir ve günü gelince önce Özbekistan’a gider, oradan da diğer eğitim gönüllüleriyle beraber Tacikistan’a geçer. Hikâyesini kendi ağzından dinleyelim:

“Hacı Ağabey on bir-on iki tane belletmen istemiş. Belki Hacı Ağabey’in arzusu üzerine, tabii bizim referans da çok iyi gelmişti, bizim nasibimize Tacikistan düştü. Gerekli hazırlıkları yapıp yola koyulduk. Önce Özbekistan’a indik. Gece saat üç-dört gibiydi, yaz ayıydı. Sene 1993. Bizi Özbekistan’da Türk okulunda misafir ettiler. Gece okulun yatakhanesinde ranzalarda yatıyoruz. Ben sağ tarafıma uzandım, ranzama yattım. Böyle uyku ile uyanıklık arasında bir vaziyetteyim. Buraya gelmeden evvel, Tacikistan’a gideceğimiz duyulunca aile çevremizden ve akrabalardan itiraz edenler oldu, hatta onlara hayal gibi geldi. ‘Birdenbire bu yurt dışı işi nereden çıktı?’ diye şaşırdılar, inanmak istemediler önce. Türkiye’den çok sıkıntılı ayrıldık.

Babam felç olmuştu o sene. Ailemin mali durumu çok sıkıntılıydı, kirayı dahi ödeyemiyorlar. Şuradan buradan borç alıp vaziyeti idare etmeye çalışıyorlar. İstanbul’a, Esenler’e taşınmışlar ve birader Adana’daki bütün mülklerini satmış, o zamanın parasıyla elinde seksen milyon para var. İş yapacak, iş yapamıyor ve paralar çar çur oluyor. Birader de peder de çok zor durumda. Bize ‘Tacikistan’a gidin.’ dendi. Şimdi düşünüyorum da hayret ediyorum, demek Cenab-ı Hakk’ın sevkiyle o gün bunları hiç düşünmedik. Sonraları ben çok ağlamışımdır. Babam, annem, kardeşlerim gözümün önüne geliyor, on yedi yaşındayım o zaman. Annem ‘Oğlum felçli babanı bırakıp nereye gidiyorsun?’ diyor. Babam bakıp ağlıyor, ancak babam iyi bir dava adamıydı. ‘Ben seni Hocaefendi’ye verdim, git oğlum!’ diyordu ama kalbini biliyorum, çok ağlamıştı o gün. Buna rağmen demek çok stres içerisindeydim

Bu haberler de ilginizi çekebilir