"Gül ve Erdem'in iddianamesi, Erdoğan için bir utanç vesikasıdır"

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ocak 28 2016
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Can Dündar ve Erdem Gül hakkında hazırlanan iddianamenin bir intikam iddianamesi olduğunu söyledi. İddianamenin utanç vesikası olarak kayıtlara girdiğini kaydeden Tanrıkulu, "Recep Tayyip Erdoğan, iddianamenin ilk ismidir. Altında cumhurbaşkanı yazıyor. Altında başka bir milli kurumumuz var ikinci olarak ve daha sonra da sizlerle beraber burada gazetecilik yapan iki meslektaşınız var Erdem Gül ve Can Dündar var. Bu iddianame bir intikam iddianamesidir. Recep Tayyip Erdoğan bedelini ödeyecekler demiştir ve ismini de bu iddianamenin başına yazdırtmıştır. Bu iddianame Recep Tayyip Erdoğan ve yazanlar bakımından bir utanç vesikası olarak Türkiye'nin demokrasi tarihine ve yargı tarihine geçecektir. Ama yargılananlar Can Dündar ve Erdem Gül bakımından da bir onur vesikasıdır bu iddianame." diye konuştu.
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Can Dündar ve Erdem Gül hakkında hazırlanan iddianamenin bir intikam iddianamesi olduğunu söyledi. İddianamenin utanç vesikası olarak kayıtlara girdiğini kaydeden Tanrıkulu, "Recep Tayyip Erdoğan, iddianamenin ilk ismidir. Altında cumhurbaşkanı yazıyor. Altında başka bir milli kurumumuz var ikinci olarak ve daha sonra da sizlerle beraber burada gazetecilik yapan iki meslektaşınız var Erdem Gül ve Can Dündar var. Bu iddianame bir intikam iddianamesidir. Recep Tayyip Erdoğan bedelini ödeyecekler demiştir ve ismini de bu iddianamenin başına yazdırtmıştır. Bu iddianame Recep Tayyip Erdoğan ve yazanlar bakımından bir utanç vesikası olarak Türkiye'nin demokrasi tarihine ve yargı tarihine geçecektir. Ama yargılananlar Can Dündar ve Erdem Gül bakımından da bir onur vesikasıdır bu iddianame." diye konuştu.

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu,Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde basın toplantısı düzenledi.

Dün yargı tarihinde bir utanç belgesi olabilecek bir iddianamenin hazırlandığını belirten Tanrıkulu, "473 sayfalık iddianameyi Kemal Göktaş 'hormonlu iddianame' olarak yazdı. Aslında bu kadar çok sayfalık iddianameler gerçekten 12 Eylül askeri darbesinden sonra bile yazılmadı. Bin sanıklı davalar olurdu 100-150 sayfalık iddianameler olurdu. 2 meslektaşınızla ilgili iddianame 473 sayfa." dedi.

İddianameye göz attığın, hukuk ve yargı tarihi bakımından bu iddianamenin utanç vesikası olduğunu kaydeden Tanrıkulu, "Hiçbir delil yok. Somut hiçbir delile dayanılmamış. Can Dündar ın 52 köşe yazısı 2 yazı dizisi var delil olarak gösterilen. Erdem Gül'ün 6 haberi var ve attığı bir twit var. yazdıkları yazı ile suç arasındaki illiyet bağını bu yazılarla köşe yazıları ve yazı dizisi ile haberlerle kurmuş savcı. Onun dışında örgüt üyeliği konusunda ve örgüt üyeliği kanıtları konusunda illiyet bağı olabilecek herhangi bir delil gösterilmemiş. Örgüt üyeliğinden ceza istenmemiş ama iddianamenin başında da Selam Tevhid davası ile birleştirilme

Bu haberler de ilginizi çekebilir