Gülen'den o iftiraya çok sert cevap

Fethullah Gülen Hocaefendi, bu haftaki Bamteli sohbetinde Hizmet Hareketi’ne yönelik “iftira ve kötülük yarışına giren çevrelerin” yeni “kötülükler ve hainlikler” sergileyebilecekleri uyarısında bulundu, bütün iddialar tımarhanelik iddialar” değerlendirmesinde bulundu.

Kafaların karıştığı şu zamanlarda ışık tutacak tespitler

(Video: Arşiv)

Hukukun ayaklar altına alındığı bir dönemden geçildiğine vurgu yapan Gülen, Hizmet Hareketi’ni ve sevenlerini itibarsızlaştırma adına, okullara, yurtlara, evlere hatta işyerlerine baskınlarda, hiçbir şekilde irtibatı olmamasına rağmen silah, uyuşturucu, suç unsuru diye terör kitapları koyabileceklerini ve bu yönde iftiralar atılabileceğine dikkat çekti.

Hocaefendi, Kur’anî mantığa ve makuliyete bağlı hareket eden Hizmet gönüllülerini itibarsızlaştırmak için “kuvvetli şüphe” diye bir hezeyan, cinnet hezeyanı uydurulduğuna işaret ederek, “Esasen modern hukuk müsaade etse ve bu hezeyan çizgisindeki mülahazaları seslendirenler psikiyatri kliniklerinde kontrolden geçirilseydi, o kimselerin yüzde 99,9’u tımarhanelere götürülürdü. Bütün iddialar tımarhanelik iddialar.” değerlendirmesinde bulundu.

Gülen, hizmet hareketinin silahlı örgüt ilan edilmesi için daha önce yapılan planların basına yansıdığını, bu yönde planların ve entrikaların deşifre edildiğini hatırlatan bir soru üzerine değerlendirmeler yaptı. Hocaefendi, sohbetinde Asr-ı Saadet’te Peygamber Efendimiz döneminde Yasir ailesine, Bilal-i Habeşi’ye ve diğer sahabelere yapılanları örnek gösterdi. Peygamberler tarihinde yer alan ve Kur’an’da Ashab-ı Uhdud olarak zikredilen inananların ateşten hendeklere atılması hadiseleri ile Bediüzzaman Said-i Nursi dönemindeki iftiraları da sohbette genişçe yer aldı. Bu iftiralara karşı “temkinli davranma, kulluğu tastamam yapma ve musibetlere karşı sabretme” tavsiyesinde bulundu.

Fethullah Gülen Hocaefendi’nin değerlendirmeleri özetle şöyle:

Ağızlarına fermuar vurdukları kimseler
İhtimal hesaplarına göre, dünden bugüne tanıdığımız insanların bütününün birden dilsiz şeytan olmaları düşünülemez. Demek ki, bazıları bugünleri çok önceden hesaplamış, hazırlıklarını buna göre yapmış ve şimdi insanların önlerine koydukları o dosyalarla onları susturuyorlar. İşte, birilerinin ağızlarına öyle fermuar vurdukları gibi sizi de itibarsızlaştırmak için her türlü entrikaya başvurabilirler.

Şu ana kadar yaptıkları yapacaklarının referansı
İtibarlarını yitirmiş kimseler sizi de itibarsızlaştırma adına SS’lerini Hizmet gönüllülerinin evlerine veya yurtlarına gönderirler. Arkadaşlarımız çok temkinli olmalı. Sizi zehirlemek adına evlerinize kobralar salabilirler; silah veya uyuşturucu bırakabilirler. Kız evi ise, kız kıyafetinde erkek sokabilirler; erkek eviyse şayet, erkek kıyafetinde kız sokabilirler. Hepsini yapabilirler bunların; çünkü şu âna kadar yaptıkları yapacaklarının en inandırıcı referansını teşkil ediyor.

Dünya sizi test etti, şimdi tebrik ve takdir ediyor
Dünyanın dört bir yanında Hizmet Hareketi’yle alakalı kitaplar telif ediliyor, makaleler yazılıyor, konferanslar veriliyor. Uluslararası Dil ve Kültür Festivali’ne dönüşmüş olan Türkçe Olimpiyatları bütün ülkelerde takdir topluyor. Bu sene de ABD’nin Başkanı’ndan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne kadar pek çok insan tebrik ve takdir mektupları gönderdiler. Bunlar da sizi test ediyorlar. Firasetli insanlar, baktılar, “Bunlar melek gibidir!” dediler.

170 ülkede insanlar aklını peynir ekmekle yemedi
Güya yeryüzünün yaklaşık yüz yetmiş ülkesinden ve onca farklı kültürden binlerce insanın hepsi aklını peynirle yemiş; sadece size düşmanlık yapan bazı zalimler doğruyu görüyorlar. Bu meselenin aksi söz konusudur. Ve aklını peynirle yiyen kimseler çok yakın bir gelecekte yaptıkları utandırıcı şeylerle hacâlet (utanç) içinde dize gelecekler ve acındırıcı bir bakışla gözlerinin irislerinden okuyacaksınız, yüzünüze bakacaklardır. Benim ricam olsun, o gün kollarından tutun, “Üzülme kardeşim, biz gönül koymadık!” deyin; sarılın onlara ve memnun etmeye çalışın.

İdam kaldırılmamış olsa, darağaçları görecektiniz!
Ashâb-ı Uhdûd, “Bizim gibi düşünmüyorsunuz!” diye kimi bulurlarsa “makul şüphe” ile hendeklere atıyorlar. Günümüzde de uluslararası hukuk bu meseleye az kapı aralasa aynı şey yapılır. Görüyorsunuz, “makul şüphe” diye evleri basıyor, “burs verdi, himmet etti, okul yaptı, üniversite açtı…” diye, insanları kadın erkek tefrik etmeden alıp derdest ediyorlar. Aylar, hatta seneler geçiyor, iddianame hazırlanmıyor. Farkı yok Ashâb-ı Uhdûd’dan. Demek ki, öyle bir şey tecviz edilseydi, uluslararası hukuk ona az kapı aralasaydı, onu da yapacaklardı. İdam kaldırılmasaydı, binlerce insanı sürgün edip haklarından mahrum bırakanlar ya da dışarı çıkma mecburiyetinde bırakanlar onu da yapacaklardı. 15 milyon olduğu dönemde 15 bin insan asılmış. Bugün de belki birkaç milyon insan berdâr edilecekti. Çobana bile sorsanız bu tavırdan anlaşılan budur diyecektir.

Hizmet, Kur’anî mantığa ve makuliyete bağlıdır
Hizmet Hareketi’nde onların iddia ettikleri gibi bir irtibattan bahsedilemez. Bu harekete gönül veren insanlar, şucu bucu oldukları için değil, gördükleri Kur’anî mantığa ve yapılan işlerin makuliyetine inandıklarından dolayı her türlü fedakârlığa katlanarak vatana, millete ve insanlığa hizmet ediyorlar.

<< Önceki Haber Gülen'den o iftiraya çok sert cevap Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER