Gülen'in Hümanizm Anlayışı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Ocak 9 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Ertuğrul İncekul yazısında muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin hümanizm anlayışını yazdı.
Modern zamanların genel akıl ve ruh hastalıklarının, savaşların, öfkenin artışının ve kutuplaşmaların asıl nedeni, insanın son üç yüz yıldır geliştirdiği hümanizmden başkası değildir. Voltaire, Denis Diderot, Jean-Jacques Rousseau, Immanuel Kant, David Hume gibi aydınlarla başlayan "bireyselleşme" süreci, amacından sapmış; insanları yalnızlığa ve bencilliğe iten bir canavara dönüşmüştür.

Daha önceki Batı'nın Anlam Arayışı yazımda belirttiğim gibi:

Bireyselleşmenin aşırılaşması: Bireyi ve haklarını koruma amacıyla başlayan hümanizm, zamanla sosyalleşmeye engel olan, başkalarını umursamayan ve yalnızca kendini düşünen bir anlayışa dönüşmüştür.

Anlam kaybı: Batı, hikmet ve hakikat yerine salt bilimi koymuş; erdem ve ahlaki değerler yerine pragmatist ve egosantrik bir yaklaşımı benimsemiştir. Bu durum, insanların hayatı anlamsız bulmalarına yol açmıştır.

Manevi boşluk:
Modern insan, mana ve ruhundan koptuğu için bunalımları artmakta, farklı inanç boşlukları ve krizleri yaşanmaktadır.

Materyalist yaklaşım: İnsana olan inancın yerini makine ve araçlara güven almış; bu durum insanı yok olmaya sürüklemektedir.

Tüketim odaklılık: Modern insan, eşya, para ya da iktidar tutkusuyla yaşamakta; bu durum varoluşuna anlam katamamasına ve değersizlik hissine neden olmaktadır.

Her geçen gün, büyük şehirler ve bu modern şehirlerin çevresinde toplanan yoğun insan kalabalıkları adeta bir insan okyanusu oluşturmaktadır. Geleneksel yerleşim birimleri ve kasabalar, yerlerini modern şehirlere bırakırken, insan ilişkilerinde geçmişe ve geleneğe ait olan her şey "modern" olana doğru evrilmiştir. Ancak modernlikle hümanizm paralel bir gelişim göstermemiştir.

Batı dünyasının bu durumdan kurtulması için, üretim ve emeği amaç edinmek yerine insanın "insanlık" sorununu merkeze alan yeni bir hümanizm anlayışı geliştirmesi gerekmektedir.

Taylor'a göre bu amaçsızlığın nedeni, insanların kendi bireysellikleri içine gömülerek geniş bakış açılarını yitir

Bu haberler de ilginizi çekebilir