'Sahte delil' iddialarının perde arkasını açıkladı

Adem Yavuz Arslan Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu'ndan bugüne iddia edilen "Paralel Devleti" bulamayanların hizmet hareketine yönelik sahte ve sipariş dosyalarla cadı avı başlatma hazırlığında olduğunu yazdı.

'Sahte delil' iddialarının perde arkasını açıkladı

Bugün gazetesi yazarı Adem Yavuz Arslan, 17 Aralık'tan sonra Başbakan'ın hedefe koyduğu Cemaate karşı sahte ve sipariş dosyalarla operasyon hazırlığının devam ettiğini ifade ederek, aylardır yapılan bütün aramalara rağmen "paralel devlet" adına tek bir delil bulamayanların camiaya yönelik büyük bir kumpas hazırlığı içinde olduklarının ortaya çıktığını kaydetti. 

"Önce karar verildi, şimdi delil uyduruluyor" diyen Bugün Yazarı Adem Yavuz Arslan, Cemaate yönelik büyük bir kumpas hazırlığının olduğunu ve yakında cadı avı başlatılacağını vurguladığı "Kumpas hazırlığı veya Ankara'da neler oluyor?" başlıklı işte o yazı:

***

Galiba bu ülkede bazı şeyler genlerimize işlemiş.

Kendini devletin sahibi, halkı da düşman görmekten vazgeçmeyen, 'gerekirse komünizmi de, milliyetçiliği de biz getiririz' diyen zihniyet bugünlerde 'paralel yoksa bile biz kurarız' mesaisinde.

Malum olduğu üzere başkentin iki gündemi var.

Birinci ve görünen gündem cumhurbaşkanlığı seçimi. Başta AKP çevreleri olmak üzere her yerde cevabı aranan soru 'kimin başbakan olacağı?'

Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkma niyetinde olduğu, hazırlıkları yaptığı hatta her şeyi buna göre yeniden yapılandırmaya çalıştığı sır değil.

MİT yasasından tutun dar bölge seçim sistemine kadar her şey Erdoğan'ın kariyer planı çerçevesinde yapılıyor.

Yapılan adil bir sistem arayışından çok Erdoğan'a göre elbise biçmek gibi. Cumhurbaşkanı Gül'ün ne olacağı, Erdoğan'ın başbakan olarak kimi işaret edeceği de bu projenin parçası.

İkinci ve biraz da perde arkasından ilerleyen gündem ise 'Cemaat'e operasyon.'

Malum olduğu üzere hükümet 17 Aralık'tan bu yana Gülen Cemaati'ne yönelik bir operasyonun hazırlığını yapıyor. Başbakan ve kurmayları çekinmeden 'gerekli hazırlıkları yaptıklarını' canlı yayınlarda söylüyorlar. Emniyet lağvedildi, yargı hizaya çekildi, HSYK ve yüksek yargı da hükümete bağlandı.

Medyadan bürokrasiye her yerde tasfiye rüzgarı var. Hükümetin attığı adımların yolsuzluk operasyonuna tepki olduğunu söylemek zor.

Çünkü birileri hukuksuz bir işlem yapmışsa cezasını da ona kesersiniz. Kaldı ki 17 Aralık'ta ortaya çıkan evrakların, belgelerin, ses kayıtlarının hukukiliğine bakılamadı bile.

Belki de her şey kanunlara uygun yapılmıştı?

Fakat siz yurtdışındaki Türk okullarını kapatmaya, Fethullah Gülen'le ilgili ABD'ye dosya sunmaya başlamışsanız 'hesabınızın başka' ve kadim olduğu eleştirisinden de kurtulamazsınız.

Başbakan Erdoğan 'Bunlara su bile yok' dedikten sonra devlet eliyle linç başladı. İşte başkentin görünmeyen ama son derece hareketli gündemi bu.

Başbakan 'İnlerine gireceğiz' deyip 'istiklal mücadelesi' başlatınca herkes harekete geçti. Kariyer hesabı yapan vekiller, bürokratlar coştu.

Melih Gökçek gibi isimler hukuku da hiçe sayarak üniversite arazilerine el koymaktan tutun da öğrenci yurtlarını kamulaştırmak gibi benzeri ancak darbe dönemlerinde yaşanan icraatlara giriştiler.

Emniyet ve yargı ayağında ise çok vahim şeyler oluyor. Dün gazetelere de yansıdı.

Fiilen MİT'e bağlanan TİB'de yapılan çalışmalarda suç unsuruna rastlanmayınca kumpas hazırlıkları yapılmış.

İhbarcının anlattıklarına göre aralarında çok ünlü isimlerin de olduğu 2 bin kişilik liste sisteme girilerek 'paralel yapı herkesi dinlemiş' kampanyası yapılacak.

İki gündür internette duran ihbar mektubu ile ilgili TİB'den bir yalanlama bile gelmedi.

Sipariş dosyalarla cadı avı

Açıkçası ihbar mektubundaki kumpas hayli detaylı. Daha önce Selam örgütü üzerinden yapılan operasyona da çok benziyor. Orada da ilgisiz kişiler dinleme listelerine eklenmiş ve kamuoyunda derin bir infial oluşturulmuştu.

Cemaat'e yönelik operasyon hazırlıklarının öne çıkan iki adresi var. Oluşturulan çekirdek ekip akşam 18'den sonra mesaiye başlayıp sabahlara kadar dosyalarda 'suç unsuru' bulmaya çalışıyor.

İstihbarat dairesinde yapılanlar ise en az TİB kadar vahim. Tüm il müdürlüklerine Cemaat'le ilgili talimatlar gönderilmiş. Suç unsuru bulunamamışsa (Kaynak Holding gibi) uydurma ihbar mektuplarıyla aranması sağlanmış. Bizzat şubede hazırlanan 'haber'ler hükümete oradan da havuz gazetelerine gönderilmiş.

İhbarcının anlattıklarına göre (anlattıklarını teyit ettirdim) dinlemeler üzerinden yapılacak operasyonlar için hazırlanan dijital verilerin zanlılarına evlerine, iş yerlerine bırakılması talimatı verilmiş.

Açıkçası 'içeriden' biri tarafından önceki gece medyaya yollanan ihbar mektubu şok ayrıntılar içeriyor. 'Paralelle mücadele' adı altında ne tür hukuksuzlukların yapıldığı, yapılacağı tek tek anlatılmış.

Malum talimat doğrultusunda adliyede yapılanlar da yargı camiasında dilden dile dolaşıyor.

Detaylara boğulmaya gerek yok.

Önce karar verildi şimdi delil uyduruluyor. Aylardır 'paralel devleti' bulduramayanlar şimdilerde kumpas hazırlığında.

Sahte ve sipariş dosyalarla cadı avı geliyor.
<< Önceki Haber 'Sahte delil' iddialarının perde arkasını açıkladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER