Şüpheli ölümle ilgili sır ayrıntı!

Emniyet Genel Müdürlüğü eski Özel Harekat Dairesi Başkanı Behçet Oktay'ın şüpheli ölümüyle ilgili kız kardeşi Şule Oktay konuştu. Oktay, "Ağabeyimin bana öldürülmeden bir hafta önce 'çok üzerime geliyorlar, beni yiyecekler'" diye konuştu.

Şüpheli ölümle ilgili sır ayrıntı!

Ağabeyiyle ilgili davanın 3 Ekim 2013 tarihinden bu yana Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arşivinde olduğunu dile getiren Şule Oktay, her gün yaşadıkları özlem ve acıya rağmen büyük bir sabırla tebliğname düzenlenmesini beklediklerini ifade etti.

"Gerek dosyada olmasına rağmen bakılmayan, gerekse bulduğumuz yeni delilleri ağabeyimi öldürenlerin 'tamam bu iş kapandı' diyerek bir cinayete rağmen özgürce dolaşmalarının verdiği derin üzüntü ve acı nedeniyle kamuoyuyla paylaşma ihtiyacı duymuş bulunmaktayız." diyen Oktay, şöyle devam etti: "Ağabeyimin bana öldürülmeden bir hafta önce (15 Şubat 2009) 'çok üzerime geliyorlar, beni yiyecekler' şeklindeki ve yine öldürülmeden üç gün önce (21 Şubat 2009) tarihinde 'ben en tepedekine gittim söyledim, şimdi rahatım' şeklindeki sözleri nedeniyle hiç kimse ağabeyimin öldürülmediğine inanmamızı beklemesin. Ağabeyimden öğrendiğim devlete saygı ve terbiyemiz çerçevesinde bugüne kadar öldürülmeden yaklaşık bir hafta içinde görüştüğü en tepedeki kişinin kendiliğinden ortaya çıkarak ben de bunlara şahidim ve bana bunları anlattı diyerek gerçeğin ortaya çıkmasına yardımcı olmasını sabırla beklemiş bulunuyoruz. Öldürülmeden önce her şeyi anlattığını söylediği bu kişinin gereğini yaparak ağabeyimle ne konuştuklarını açıklamasını bekliyoruz. Çünkü ağabeyim bu kişiyle konuştuktan sonra rahatladığını bana açıkça söylemiş ve kısa bir süre sonra da ölü bulunmuştur. Ağabeyimin öldürülmeden önce konuştuğu en tepedeki kişi kimdir?"

"AĞABEYİME İŞKENCE YAPILDIĞI AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR"

"Kimse bana ağabeyimin elinin üzerindeki ekimozları, bileğindeki kelepçe izini, bacağındaki morlukları, gözündeki morluğu ve burnundaki akmış kanı gördükten sonra ağabeyimin öldürülmediği palavrasını yediremez ve yediremeyecektir de." diyen Şule Oktay, "5.5 yıldır savcı ve hakimlerimiz tarafından bir kez dahi bakma gereği duyulmadığını anladığım ağabeyimin hastanedeki görüntülerine gerek ben gerekse işin uzmanları baktığında çok üzgün olarak belirtmeliyim ki ağabeyime işkence yapıldığı açıkça görülmektedir. Bu görüntülerden sonra hiç kimse katillerin palavralarına inanmamızı beklemesin. Çünkü elindeki yaralar, bacağındaki morluklar, hatta ve hatta bileğindeki kelepçe izi dahi fotoğraflarda açıkça görülmektedir. Duruşmada bizzat mahkeme huzurunda yeminli ifade veren ve ağabeyimi öldürülmeden önce son kez gören kişi olduğu iddia edilen tanık Kemal Muratoğlu duruşma tutanaklarına da geçen ifadesinde şu şekilde beyanda bulunmuştur: '…Evinin çok yakın olduğunu söyleyip beyaz renkli araçla tek başına evine gitti, ben de evime gittim.' Şimdi çok haklı olarak soruyoruz. Ağabeyimi öldürülmeden önce gören son kişinin ifadesine göre ağabeyimin beyaz arabayı kullandığına mı inanmalıyız yoksa sabıkalı olan siyah arabasıyla olay yerine gelip arabasını kara sapladığını ve kendisini vurduğunu söyleyen şüpheli Halil Kesici'ye mi? Kemal Muratoğlu'nun ifadesine göre ağabeyim saat 01.15’te yanından ayrılmıştır. Saat 02.00 sıralarında da ölü bulunmuştur. Ağabeyimin iki arabayı da kullanması mümkün olmadığına göre ağabeyimin arabasını olay günü kim kullanmıştır? Olay yeri fotoğraflarında çamurlu görünen 06 S 8096 plakalı Toyoto Corolla marka aracın plaka sorgulamasında neden kime ait olduğu görülmemektedir?" diye konuştu.

"MERMİ KAMU GÖREVLİSİ TARAFINDAN NEDEN AŞIRILDI?"

Olay yeri inceleme ekibi tarafından fotoğrafı çekilen ve ağabeyinin vurulduğu yerin tam tersi araç kapısında yerde tespit edilen bir adet merminin olay yerinden bir kamu görevlisi tarafından aşırılmış olup, bu mermiyi neden aşırdığını anlamadıklarını ifade eden Oktay, şarjörlü silahla vurulduğunu tespit ettikleri abisini vuran kişinin acemiliğinin silahın ağzında mermi olmasına rağmen kurma kolunu çekip bıraktığı için silahın içindeki merminin yere düşmesini fark etmemesi nedeniyle ortaya çıktığına dikkat çekti.

"Olay yeri tespit tutanağına geçmediği gibi adli emanete de teslim edilmeyen bu mermiyi aşırmak suretiyle suç ortakları olayı kapattıklarını zannetmiştir." diyen Oktay, "Ancak o; kayıtlara geçmeyen ve adli emanete de konulmayan bir adet mermi fotoğrafta açıkça görülmektedir. Şimdi olay yerinden bu cinayet delilini aşıran kamu görevlimizin o mermiyi savcılığa teslim etmesini ve neden bir delili aşırdığını savcılarımıza anlatmasını bekliyoruz. Ağabeyim saat 23.59.12’de son telefon görüşmesini yapmış ve ölü bulunduğu saat olan 02.00’a kadar telefon sinyalleri kaybolmuştur. Şimdi soruyoruz: 6 saniyelik yaptığı bu görüşmeden sonra yaklaşık 2 saat ortadan kaybolan ağabeyimin en son kiminle konuşmuş ve buluşmuştur? Bir şekilde ne baz istasyonu, ne ımeı numarası ne de kimin üzerine kayıtlı olduğu TİB kayıtlarında ortaya çıkmayan 0 532 753 21 11 numaralı telefon sahibini tanıyanlar savcılığa başvurup bu şahsı bildirirlerse bu devlete millete canı pahasına hizmet etmiş bir kişinin cinayetinin çözülmesine de yardımcı olmakla büyük bir sevap işlemiş olacaklardır. Ben bunları neden mi kamuoyuyla paylaşıyorum? Ağabeyimin çoğu şeyini anlattığı bir tanık olmama rağmen sabıkalı olan Halil Kesici'ye itibar edilip defalarca öldürülen şahsın kardeşi olmam ve defalarca ifade vermek istememe rağmen bir kez dahi Savcılık tarafından dinlenme gereğinin duyulmamasıdır. 5,5 yıl önce de beni dinlemesi için gerek yazılı gerekse sözlü olarak müracaatta bulunmuştum. Birçok suçtan sabıkası olan Halil Kesici'nin her dediğine inanılıp öldürülen kişinin kardeşine anlattıklarının dinlenmemesinin takdirini de kamuoyuna bırakıyorum. Kimse ama hiç kimse benden katillerin palavralarına inanmamızı beklemesin, yaşadığım sürece ağabeyimin katillerinin peşinde olacağımız konusunda da kimsenin şüphesi olmasın." şeklinde konuştu.

(CİHAN)
<< Önceki Haber Şüpheli ölümle ilgili sır ayrıntı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER