Türk Okullarını kapatma girişimi Türkiye'yi ayağa kaldırdı!

AKP hükümetinin, Türk okullarını kapatma çabası her kesimden tepki topluyor.

Türk Okullarını kapatma girişimi Türkiye'yi ayağa kaldırdı!

CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak, bu okulların Türk milletinin çabalarıyla açıldığını ve Türkiye adına dünyada önemli bir lobi faaliyeti yürüttüğüne işaret ederek kimsenin bu okulları kapatmaya hakkı olmadığını belirtti. Toprak, şöyle konuştu: “Bu okullar, devletin katkısıyla kurulmadı. Milletin gayretleriyle kurulan, Türkçenin yayılmasına, ülkemizin tanıtılmasına katkı sunan kurumlar. Türk okullarında yetişen çocuklar yarın ülkelerinin önemli isimleri olacak ve bu da ülkemizle olan siyasi ve ticari faaliyetlerin artmasını sağlayacak. Türkiye’de de ABD, Fransız, İngiliz okulları var. Onlar kalkıp da ‘bu okullarımızı kapatalım’ demiyorlar. Hükümetin de bu tip küçük politikalar içine girmemesi gerekiyor. Nihayetinde bu okullar, büyük hizmetler yapıyor. Hükümetin yapması gereken, ülkedeki milli birlik ve beraberliği sağlamak, ayrışmaların önüne geçmektir. Yurtdışına gidip Türk okullarını şikayet etmeyi yanlış buluyorum. Merhum Başbakanımız Sayın Bülent Ecevit’le Hindistan’daki okulları gezmiştik. Ecevit, Hintli çocukların Türkçe öğrendiğini görünce çok keyif aldı. ‘Bu okullar, Türkçenin dünya dili olmasına çok büyük katkı sunar.’ dedi. Bu okullar aynı zamanda uluslararası lobi iletişimimize katkı sunuyor. Bunu engellemeye çalışmak, bu devleti yöneten Başbakan’a yakışmaz.”

Bu bir gönül hareketi, sahibi de Anadolu insanı

Atalay Demirci: Türk okullarını ziyaret eden bir sanatçı olarak okulların neden kapatılmak istendiklerini anlamakta zorlanıyorum. Bütün dertleri, oradaki çocuklara Türkçe öğretmek olan öğretmenlerin nelerden vazgeçip oralara gittiklerini iyi düşünmek lazım. Bunu sadece bir hareketin ticari bir faaliyeti gibi görenler yanılgıya düşerler. Bu bir gönül hareketidir. Bu okulların sahibi de Anadolu insanıdır. Düne kadar Türk okullarını övenler, olimpiyatlara gelip gözyaşlarını tutamayanlar bugün ne oldu da o okulların kapatılmasına kanaat getirdiklerini bütün kamuoyunu ikna edecek şekilde açıklamalılar. Aksi takdirde kamuoyu vicdanı yaralanır. Ben bu okulların hepsinin kapatılacağına da inanmıyorum. Çünkü oradaki devlet erkânı çok iyi biliyor ki, o çocuklar çok iyi eğitiliyorlar. Orada çiçekler açıyor. Kimse o çiçeklerin üzerine basılmasını istemez.

Kapatma kararı çılgınlıktır, hiçbir fayda sağlamaz

Siyasetçi Ufuk UrasKamu yararı olan ve marka değeri taşıyan müesseselere yönelik bir siyasi vandalizm kabul edilemez çünkü keyfidir. Okullara ilişkin bir usulsüzlük saptarsınız bunu hukuken teyit edersiniz. Ama ortada negatif hususlar bir yana bu kurumlar Türkiye’nin dünyaya açılan penceresi oluyorsa siyasi iktidarın bu yarara aykırı davranma keyfiyeti yoktur. Faturayı çıkarmayı ülke sınırları içerisinde onaylamasak bile anlamak mümkün ama yurtdışında başka ülkelerde bunun bir sonuç getireceğini zannetmiyorum. Kendi bindiğin dalı kesecek kadar bir çılgınlaşma hâlinin emaresi bu. Yoksa bunu alkışlayıp takdir edecek rasyonel bir insan olmaz.

Zararı bütün Türkiye görür

Ankara Bağımsız Milletvekili Haluk Özdalga: Türk okullarının kapanmasını istemek için AKP iktidarının elinde hiçbir gerekçe yok. İçlerini kavuran bir kin ve intikam duygusuyla hareket ettikleri belli. İlkel bir zarar verme güdüsüne teslim olmuşlar. Ama zarar verdikleri şey Türkiye ve çıkarları. Özbekistan ve Kırgızistan’da bulunan 6 Türk okulunu, 2000’li yılların başında ziyaret ettim. O sırada milletvekili değildim. Hiçbir merasim olmaksızın, en doğal şartları içinde bu okulları yerinde görme ve tanıma imkanım oldu. Türkiye’den gelen öğretmenlerle yaptığım sohbetlerde, bu genç insanların nasıl alçakgönüllülük içinde, ama kendi ülkeleri ve insanlık için yüksek bir görev duygusuyla hareket ettiklerine şahit oldum. Bu okulların, çevrenin en iyi eğitimini veren, en çok takdir edilen ve en çok talep gören okulları olduğunu gördüm. Türk okullarının kapanmasını isteyenlerin, bu vatanı sevdiklerinden dahi şüphe etmek gerekir.

Gazeteci-Yazar Yavuz Baydar: Türkiye’nin dünyaya açılması ve küresel bir oyuncu haline gelebilmesi için ortaya konulmuş olan en önemli sivil toplum açılımlarından birisi olan yurtdışındaki Türk okulları projesi, Türkiye’nin adını 140’tan fazla ülkede olumlu harflerle yazdırmıştır. Bu projeler özellikle yoksul ülkelerde ve Türkiye’nin adını sanını duymayan toplumlarda ülkemizin gelişmişlik düzeyini, insan kaynağı zenginliğini ve network kurma kapasitesini kanıtlamıştır. Bu okullar oralarda ders veren kişilerin, ailelerin başka kültürlerle tanışmasını, başka inançlarla diyalog kurabilmesini, dolayısıyla Türkiye’nin sadece bir devlet ilişkisi kuran bir güç değil bireyleri ile de başka insanlarla yeryüzünde ilişki kurabileceğini kanıtlamıştır. Maalesef Türkiye’nin özerk ve bölgesel politikalarında yığınla birikmiş ve giderek artan problemler çözüm beklerken, bu okulları bitirmek için çaba sarf etmek, binilen dalı kesmekten başka hiçbir anlama gelmez.

Gazeteci-Yazar Mehmet Altan: Başbakan bireysel husumet güdüyor. Yok etme güdüleri ile hareket ediyor ve her şeyi kişiselleştiriyor. Herkese bir şey gösterme, ispatlama derdinde. Demokratik ölçü dışı tavırlar takınıyor. Türk okulları gibi Türkiye’nin medar-ı iftiharı, Türkiye’nin en büyük kazançlarından, ulusal bir değeri olan kurumları ortadan kaldırmak için Azerbaycan’dı, şuarasıydı kapı kapı dolaşıyor. İnanılır gibi değil. Adama sorarlar ‘Bu okullar ne güçlüklerle ne zorluklarla yapıldı?’ diye. Hem milliyim diyorsun hem de Türkiye’nin en milli değerini yok etmeye çalışıyorsun. Kapatma sebebi de yolsuzluk ve hırsızlık iddialarının neden ortaya çıkarıldığı. Dünya da bunu hayretle karşılar. Ülkesine karşı, ülkesinin kazanımlarına karşı, ülkesinin uluslararası değerlerine karşı savaşan bir başbakana herkes güler. Ama Türkiye Başbakan’dan ibaret değil. Bu kapatma teşebbüsünü kimse hoş karşılamaz. Başbakan’ın gücü yetmez bunu yok etmeye.

Gazeteci-Yazar Hayko Bağdat: Resmi ideolojilerin belli inanç grupları üzerinden tahakküm oluşturmasının nasıl vahim sonuçlar doğurduğunu bilen bir tarihçeden, bir inanç grubundan geliyorum. İnsanların kendi öz sermayeleri ile kendi inançları doğrultusunda açtığı kurumları kapatmak devletin haddine değildir. Üstelik bunu sadece Türkiye’de değil dünyanın başka ülkelerinde uygulatmaya çalışmak oldukça komik duruma düşmektir. Eğer ki bir kurumun herhangi bir illegal faaliyeti varsa bunu ortaya koyarsınız, delillendirirsiniz, bağımsız mahkemelerde yargılanır. Ve o zaman kim suç işlediyse ona ceza verilir. Bir fikrin, bir ideolojinin bütün kurumlarına karşı bir yaptırım olur mu? Hangi çağda yaşıyoruz. Dolayısıyla ben bunu çok sağlıksız bir durum olarak görüyorum. Tamamen inat ve intikam duygusu taşıyor.Zaman
<< Önceki Haber Türk Okullarını kapatma girişimi Türkiye'yi ayağa... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER