Uyuşturucuyla mücadelede tüyler ürperten 7 olay

Uyuşturucuyla ilgili gün geçmiyor ki ürkütücü bir rapor ya da haber duymayalım. Özellikle son dönemde korkunç haberlerin yanı sıra ‘garip’ hadiseler de yaşanmaya başladı.

Uyuşturucuyla mücadelede tüyler ürperten 7 olay

En son İzmir’de narkotikçilerin yakaladığı uyuşturucu haplar depodan kayıplara karıştı. Zaman'dan Salih Sarıkaya'nın haberine göre, yıllardır çözülemeyen uyuşturucu denkleminde son dönemde neler oldu?

1-Narkotik operasyonunda yakalanan 3 bin uyuşturucu hap kayıplara karıştı

İzmir’de narkotik operasyonunda ele geçirilen 3 bin uyuşturucu hap imha edilmek üzere bekletildiği depoda kayıplara karıştı. Özel bölümde küçük poşet içerisinde bulunan haplar kimliği belirsiz kişilerce alındı. Olay ortaya çıkınca soruşturma başlatıldı. Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya olayı doğruladı ve "Oradan nasıl kaybolduğuna yönelik araştırma sürüyor. O hapların aranması da devam ediyor" dedi.

2- Silahların gölgesinde uyuşturucu tarlaları

Diyarbakır ile Bingöl arasındaki kırsal bölge uçsuz bucaksız kenevir tarlalarıyla doluydu. Bu bölgedeki 80 köy ve mezrada yaklaşık 500 ton esrar yetiştiriliyordu. Bölgeyi havadan görüntüleyerek şok gerçek ortaya çıkarıldı. 2012’de manşetten verilen Aziz İstegün ve İsmail Avcı imzalı haberde denetimsiz alanlar gözler önüne serildi. Diyarbakır-Bingöl kırsalının nasıl uyuşturucu üretim merkezine dönüştüğünü ortaya çıkaran haberle birlikte terörün bir başka boyutu da gün yüzüne çıkmış oldu.

3- Tonlarca uyuşturucu yakalandı, tek kişi tutuklanmadı

Zaman’ın manşetinin ardından Diyarbakır’da uyuşturucu ekimi yapılan tarlalara yönelik bölgede onlarca operasyon yapıldı. Arazilere yapılan başarılı operasyonlarda 48 milyon kök Hint keneviri ele geçirildi. 60’tan fazla kişi hakkında işlem yapıldı. Ancak yakalanan tüm şahıslar adliyenin bir kapısından girip başka kapısından ellerini kollarını sallayarak çıktı. Devam eden süreç içerisinde davalarda hiç kimse tutuklanmadı. Yasalarda esrar ekiminin cezai karşılığı 1 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası olarak tanımlanıyor. Bu da uygulama 1 yılla sınırlı kalıyor. Mahkemelerin verdiği cezalar 2 yılın altında olduğundan sanıklar denetimli serbestlikten yararlanarak dışarı çıkıyor. Cezanın alt sınırının en az 3 yıla çıkarılmasının önleyici olacağı belirtiliyor. Ancak şu anki uygulamada dışarı çıkan zehir tacirleri aynı şekilde hatta aynı arazide tekrar uyuşturucu ekimine devam ediyor.

Diyarbakır'da yapılan uyuşturucu operasyonlarında tarihi rekorlar kırıldı. Ancak hiç kimse tutuklanmadı.

4- Uyuşturucuda uzman polis müdürleri tasfiye edildi

Zaman’ın manşetinin ardından ciddi bir kamuoyu oluştu ve uyuşturucuyla mücadelede önemli bir noktaya gelindi. Önceki yıl Diyarbakır’da toplam 635 narkotik operasyonu gerçekleştirildi ve yapılan baskınlarda toplam 89 ton esrar ve 56 milyon kök Hint keneviri ele geçirildi.  Bu miktarın 70 tona yakınını Diyarbakır Emniyeti Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri yakaladı. Ancak tarihe bir rekor olarak geçen bu operasyonların sonucunda ne mi oldu dersiniz? Uyuşturucuyla mücadeleye yıllarını veren uzman ekipler sürgünle ödüllendirildi. Önce 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından başlatılan tasfiye furyasında Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven görevden alındı. Ardından da 9 şube müdürünün yeri değiştirildi. Türkiye tarihinin en çok esrar yakalayan müdürü olarak kayda geçen Narkotik Şube Müdürü Dr. Hakan Cem Çetin ve ekibinin görev yerleri değiştirildi. Tasfiyeler müdür ve amirlerle de sınırlı kalmadı. Yıllardır bu alanda çalışan deneyimli polis memurları da şubeden alınarak karakollara gönderildi. Yıllardır gidilemeyen Lice dağlarına düzenlenen narkotik operasyonlarının mimarı olan bu kişilerin görevden alınmasının ardından operasyon ve yakalamalar da azaldı.

5- Diyarbakır adli emanetten yarım ton uyuşturucu çalındı

İzmir’deki olayın bir benzeri geçmişte Diyarbakır Adliyesi’nde de yaşanmıştı. Üstelik bir kaç kez. 2012 yılının Ekim ayında Türkiye’nin en sıkı korunan devlet kurumlarından biri olan Diyarbakır Adliyesi’ndeki adli emanetten 115 kilogram eroin, 15 kilogram sentetik uyuşturucu hap ve miktarı belirlenemeyen kilolarca toz esrar çalındı. Devamında da benzer olaylar yaşandı ve Diyarbakır Adliyesi’ndeki adli emanetten toplam yaklaşık 328 kilogram eroin, 55 kilogram esrar, 97 kilogram hintkeneviri ile 11 bin 715 captagon hap çalındı. Soruşturmada, temizlik şirketi şefinin kardeşi olan M.O. adlı kişinin adliye binasında taşeron şirket adına kaçak olarak 4 ay çalıştırıldığı; nezarethaneler, güvenlik kamerası odası, özel yetkili hâkim ve savcı katlarında adliye personeli gibi rahatlıkla gezdiği ve hırsızlığın bu kişi tarafından yapıldığı belirtildi. Savcının talebi üzerine kaçak olarak çalışan M.O. ile kuzeni B. O tutuklanırken, temizlik şirketi şefi M.O. ise kaçtı. Yapılan incelemede bugüne kadar adlî emanete defalarca giren kişi ya da kişiler, eroin ya da toz esrar çuvallarını alttan keserek uyuşturucu maddeyi aldı ve yerine un koydu. Uyuşturucu maddeyi imhaya götüren savcılar ise çuvalların ağzındaki mührün bozulmadığını görerek imha etti. Böylece asıl imha edilmesi gereken uyuşturucu yerine un imha edildi. 12 dosyaya ait uyuşturucu maddenin çalındığı belirtilen iddianamede, olayın fark edilmesi üzerine şüphelilerin evlerine operasyon düzenlendiği, ancak uyuşturucunun bulunamadığı belirtildi. BDP Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Diyarbakır Adliyesi Adli Emenetten çalınan uyuşturucu madde ile ilgili İçişleri Bakanı Muammer Güler’e soru önergesi verdi. Bu olaylardan 4 yıl önce de adli emanetteki uyuşturucu maddenin çalınması üzerine aralarında özel kalem müdürlerinin de olduğu çok sayıda adliye personeli hakkında dava açılmıştı.

6- Esrar tarlalarının hasat mevsiminde yollar trafiğe kapatıldı

Yaz aylarında PKK’nın gençlik yapılanması tarafından trafiğe kapatılan Diyarbakır-Bingöl-Lice kara yolları ancak 24 gün sonra açıldı. Buna benzer birçok ilçe ve köy yolu da kapatılmış ve köprüler yıkılarak yollar tarla haline getirilmişti. Bu yol kesmelerin de esrar tarlalarının hasatlarıyla ilgili olabileceği ifade ediliyor. Çünkü bölgede binlerce dönümden oluşan esrar tarlaları bulunuyor. Geçtiğimiz yıl da aynı dönemde yine benzer yol kesme eylemleri olmuştu. Yol kesme eylemleri için bahane edilen kalekol inşaatları zaten çok öncesinden beri devam ediyordu. Eylemler sırasında çok sayıda köprü tahrip edildi, yollara hendekler açıldı. Birçok geçiş noktası tarlaya dönüştürüldü. Bu hasarların giderilmesi uzun zaman aldı.

7- Polis örnek almak için esrar ekti, bakanlık cevap vermeyince ortada kaldı

Diyarbakır-Bingöl kırsalında birçok arazide yasadışı hint keneviri ekimi yapılıyor. Bölgede hint keneviri ekimi yapılan arazilerin tespiti için “uydu görüntüsü”  ile takip yapılması gerekiyor. Her bitki için farklı olan 'yansıma değeri' sayesinde hint kenevirinin renk ısısını algılayan uydular otuz santime kadar olan bir alanı bile hangi bölgelerde ekim yapıldığını çok rahatlıkla tespit edebiliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ülke genelinde tarım ürünlerinin takibi için bu sistemi kullanıyor. Uyuşturucu ekilen alanların tespiti için de kullanılacaktı ve 2012’de duyurulan çalışmada pilot ekim yapıldı. Fakat bakanlık gerekli işlemleri yapmadığı için sistem başlatılamadı ve pilot bölgede ekilen hint kenevirleri yakılarak yok edildi. Ayrıca bölgede ekim yapılan arazilerin kime ait olduğunun belirlenmesi için yapılması gereken bir başka çalışma ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kadastro çalışmalarını tamamlanması. O da henüz yapılabilmiş değil.

Uyuşturucuyla mücadele konusunda siyasilerden ve STK’lardan her gün onlarca plan ve proje duyuyoruz. Peki; verilen onca söze ve yapılan yatırımlara rağmen uyuşturucunun önlenmesine yönelik projeler neden sürekli olarak ‘gizemli’ bir şekilde engelleniyor veya atıl bırakılıyor? ZAMAN
<< Önceki Haber Uyuşturucuyla mücadelede tüyler ürperten 7 olay Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER