Artan cinayetlerin asıl sebebi

Din Sosyolojisi Uzmanı Taha Ünal, artan kadın cinayetlerinin nedenlerini masaya yatırdı.

Artan cinayetlerin asıl sebebi

ARTAN KADIN CİNAYETLERİ, NEDENLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ İstatistiklere göre son yıllarda kadın cinayetleri büyük bir artış göstermiş bulunuyor. Hükümetin aldığı önlemler ise , Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu'nun değiştirilmesi, 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun'da düzenlemelere gidilmesi, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü'nün kadına yönelik şiddete karşı ürettiği projeler şeklinde. Bütün bu önlemlere rağmen şiddetin büyük bir artışla devam ediyor olması ilk bakışta anlaşılmaz bir durum gibi görünürken, sadece yasal düzenlemelerin kadına yönelik şiddet sorununu çözmediği gerçeğini de gün yüzüne çıkartıyor. Cinayet sebeplerine baktığımız zaman da ilk sıralarda yoksulluk, işsizlik, aldatma, boşanma gibi sebepler ön plana çıkıyor. Adalet bakanlığı verilerine göre faillerin yüzde 45’i aldatıldık diyor. Her ne sebeple olursa olsun acaba bir insan nasıl insan öldürebilir? Hayatta aslolan yaşatmak iken bir insan eşinin, yılların hayat arkadaşının hayatına nasıl kast edebilir? Belki de asıl irdelenmesi gereken mevzular bunlar. “İnsan Kur’an’ı Kerim’in ifadesiyle “ahsen-i takvim” suretinde yaratılan tek varlık. Evet yaratılan her insan potansiyel itibariyle en güzel şekilde yaratılmış. Bu potansiyeli kullanıp reaite planında insan olabilmek ise insanın iradesine bırakılmış. İşte kendisine apaçık bir düşman olan şeytanın tuzaklarına kanmayıp, iradesinin hakkını veren, vicdan mekanizmasının içerisindeki latife-i rabbaniyesini inkişaf ettirebilen insanlar mükemmel insan olabilirken, kibir, gurur, ve kendini beğenme gibi hastalıklara duçar olan insanların vicdan mekanizmaları daralıyor, nefis mekanizması vicdan mekanizmasının yerini alıyor ve Allah korusun esfel-i safiline namzet hale geliyor. Yani insan, içerisine bütün kainatı, hatta kainata sığmayan Rabbul Alemin’i bile alabilecek kadar geniş olan vicdanını farklı manevi hastalıklar ve günahlarla daraltırsa, nefis vicdanın yerini alıyor ve böylece insan gerçek yaratılış yörünge ve amacından çok farklı yerlere savrulmaya başlıyor. CİNAYETLERİN NEDENLERİ İnsanın maddi yönü ne kadar imar edilirse edilsin, sağlıklı bir aile ortamında alacağı başta ilgi ve şefkat olmak üzere manevi yönleri ihmal edildiğinde o insanın sağlıklı bir fert olması mümkün olamıyor. Yaşamak için bir idealden de mahrum olunca hayat anlamsızlaşıyor. Potansiyelleri inkişaf etmemiş, realite planında insan olamamış kısaca ruh sağlığını kaybetmiş bir insandan da her şey beklenebiliyor. Nesli terbiye eden en hayati kurumun ailesi olduğunu nazara alırsak, artan cinayetlerin asıl sebebinin aile kurumunda meydana gelen arızalar olduğu gerçeği ön plana çıkıyor. Cinayetlerin bir diğer sebebi de kadının toplumdaki değişen rolünün gerek erkek gerekse de erkek egemen olan toplumumuz tarafından tam özümsenememiş olması. Tarım toplumunda insan gücüne dayalı bir hayat olduğu için insanın niteliğinden ziyade sayısı ve gücü önemliydi. Dolayısıyla bu tip bir toplum yapısında erkek egemen, kadın ise ikinci plandaydı. Günümüzde ise sanayi toplumuna geçişle birlikte insan ve ona yaklaşım da hızla değişti. İnsan unsuru daha çok önem kazandı, maddi güçten ziyade nitelikli insan anlayışı ön plana çıktı. Tarım toplumunda annelik sorumluluklarının yanında eşiyle beraber her işe koşturan, buna rağmen kocasına yaranamayan, fiziksel şiddete maruz bile kalsa kol kırılır yen içinde kalır düşüncesiyle hareket eden kadının yerini, artık okuyan, hayatın her alanında yer alabilen, ekonomik özgürlüğü olan, gerektiğinde kendi ayakları üzerine durabilen, özgüveni daha yüksek olan kadın aldı. İşte bu noktada da bir kırılma meydana geldi. Gerek erkek, gerekse erkek egemen olan toplumumuz bu duruma alışamadı. Kadının bu yeni konumu henüz tam kabullenilemedi. Bu kabullenilememede kadının da payını unutmamak gerekiyor. Eğer kadının çalışıp hayatını kazanması kendi hayatını özgürce yaşamasına neden olursa böyle bir anlayışın sağlıklı bir ailede barınması düşünülemez. Peyami Safa’nın değimiyle evlilik kahvedeki sütle suyun karışımı gibidir. Artık ailede “ben” den ziyade “biz” vardır. Evlenen kimseler kendi hayatlarını yaşamadan ziyade aile olmanın getirdiği sorumlulukla yaşamaları gerekmektedir. Son olarak, son yıllarda ülke olarak refah seviyemizde gözle görülür bir artış olduğu aşikar. Artan refah seviyesi evlerde her odada internet ve televizyonları da beraberinde getirince aile kağıt üzerinde aile oluyor ancak realitede aynı evin içerisinde birbirinden habersiz yaşayan insanlar haline geliveriyor. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ • Her şeyden önce neslin yetişmesinde, insanın manevi yönleri ihmal edilmemeli değerler eğitimine daha fazla ağırlık verilmelidir. • Başvurduğumuz her kurumda bizden gerekli diplomayı isteyen devletimiz evlenmek için kendisine başvuran gençlerden evlilik diplomasını da istemelidir. Çünkü evlilik gençlerin sadece duygularına bırakılmayacak kadar çok bilinmeyenli bir denklemdir. Bu kurs, bir günlük bilgilendirmeyle geçiştirilmemeli, kurulacak çok yönlü ve donanımlı müesseselerde işin uzmanları tarafından evlenmek isteyen gençlerin başta psikolojik durumlarının evliliğe uygun olup olmadığı masaya yatırılmalı. Sonra da karşı cinsin fıtri özellikleri detaylı bir şekilde anlatılmalı, beklentiler realize edilip gençler evlilik okulunda en güzel şekilde yetiştirilmelidir. • Velilerini de eklediğimizde ülke nüfusunun yarısıyla bir şekilde içli dışlı olan MEB, velilerin de yetiştirilmesine yönelik ana-baba okulu tarzı projelere daha çok ağırlık vermelidir. • Anne-babalar “erzel-i ömür” durumu hariç evlatlarından her zaman öndedirler. Çocuklarını evlendirdiklerinde kendilerinin geçtiği yoldan geçerken evlatları için bir pusula olma görevini ihmal etmemelidirler. • Dinamik bir toplum, temel değerlerine bağlı kalmak şartıyla zamanın yorumunu da arkasına alarak geçmişten tevarüs ettiklerini yeniden kritiğe tabi tutabilen toplumdur. Sivil toplum örgütleri toplumumuzu, değişen ve gelişen hayat şartları konusunda eğitmeli, daha çok bilgilendirmeli, dinamik bir toplum olma istikametinde öncülük yapmalıdır. • Taha ÜNAL Din Sosyolojisi Uzmanı [email protected]
<< Önceki Haber Artan cinayetlerin asıl sebebi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER