Halaçoğlu'ndan 'Ayasofya cami olsun' teklifi: Atatürk'ün imzası sahte

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Perşembe, Aralık 17 2015
MHP'li Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verdi. Halaçoğlu, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi için hazırlanan kararnamedeki Atatürk'ün imzasının sahte olduğunu savundu. Halaçoğlu, bu kapsamda 1934 yılındaki Ayasofya Kararnamesi'nin geçersiz olduğunu öne sürerek, Ayasofya'nın 19 Şubat 1936 tarihli tapu senedinde Fatih Sultan Mehmet Vakfı adına cami olarak tapulu olduğunu açıkladı.
MHP'li Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılması için kanun teklifi verdi. Halaçoğlu, Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi için hazırlanan kararnamedeki Atatürk'ün imzasının sahte olduğunu savundu. Halaçoğlu, bu kapsamda 1934 yılındaki Ayasofya Kararnamesi'nin geçersiz olduğunu öne sürerek, Ayasofya'nın 19 Şubat 1936 tarihli tapu senedinde Fatih Sultan Mehmet Vakfı adına cami olarak tapulu olduğunu açıkladı.

MHP'li Yusuf Halaçoğlu, Ayasofya'nın cami olarak yeniden ibadete açılmasına ilişkin kanun teklifini ve gerekçesi hakkında açıklamada bulundu. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne (TBMM) kanun teklifini dilekçe olarak veren Halaçoğlu, gerekçede şunları kaydetti: "Fatih Sultan Mehmet Han, 'Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah'ın, Peygamber'in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın..'(1 Haziran 1453-Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde bulunan Ayasofya ile ilgili vakfiyenin tercümesi) 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesiyle cami olarak hizmet vermeye başlayan Ayasofya bilindiği üzere 1 Şubat 1935 yılından bu yana da müze olarak kullanılmaktadır. Ayasofya Camii'nin yerinde ilk mabed, ahşap kilise olarak miladi 360'da yapılmış, 1453'e kadar da defalarca yakılmış, yıkılmış, yeniden onarılmıştır. İstanbul fethedildiğinde kilise tamamen harap, kubbesi de kısmen çökmüş vaziyette idi."

Fatih Sultan Mehmet'in, İstanbul'u 27 Mayıs 1453'de fethettiğini hatırlatan Halaçoğlu, şunları kaydetti: "Ecdadımızın âdetine göre bir şehir fethedildiğinde, fethi yapan hünkâr veya kumandan, ancak cuma günü şehre girer ve o zamana kadar o şehrin cami haline çevrilen en büyük kilisesinde cuma namazını kılardı. Fatih Sultan Mehmet de cuma günü şehre girmiş, kubbenin sağlam kalmış alt kısmı namaz kılınacak hale getirilmiş, bir mihrab oturtulmuş ve Akşemsettin Hazretlerinin imametinde cuma namazlarını kılmışlardır. Bu andan itibaren de Ayasofya Kilises

Bu haberler de ilginizi çekebilir