Harun Tokak - ANNA

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ekim 6 2024
Samanyoluhaber.com yazarlarından Harun Tokak, Pazar Yazıları'nda yürek sızlatan bir gurbet hikayesini kaleme aldı: ANNA...


ANNA
Soğuk bir sonbahar akşamında sular yavaş yavaş kararıyor. Kuzey ülkelerinde gün batıyor.
Uzaklarda özgürce öten kuşlar bir günün daha tamamlandığını haber veriyor.
Hazan bestesini seslendiren sonbahar senfonisi bizi Betül ve Enes çiftinin evlerine taşıyor.
Bizi Enes Bey karşılıyor.
Enes Bey orta boylu, esmer güzeli bir genç. Üzerinde kısa kollu mavi bir tişört var.
Biraz sonra, otuzlu yaşlarındaki Betül Hanım da üzerinde uzun ve geniş bir elbise ile geliyor.
 Anadolu kadınlarına has bir eda ile, “Hoş geldiniz.” diyor.
Betül Hanım’la Enes Bey Mavi Gökler Ülkesi Moğolistan’da tanışmışlar.
Mutlu bir aile oldukları her hallerinden belli oluyor. Sadece misafirlerine değil birbirlerine karşı son derece saygılı ve zarif davranıyorlar. İçlerinde bitmek tükenmek bilmeyen bir hizmet ve hayırseverlik duygusu var.
Betül Hanım, eşi Enes Bey gibi İngilizce öğretmeni.
İmam-Hatip Lisesini bitirince Moğolistan’a gitmiş.
Moğolistan’da hem üniversite okumuş hem de oradaki Türk okulunda belletmenlik yapmış.
Moğolistan’da iken kardeşi Cafer Tayyar, Türkiye’de elim bir trafik kazası geçirmiş.
“2014 Nisanıydı.” diyor, ‘’Kardeşim daha 18 yaşındaydı.  Okuldan dönerken refüjde beklediği sırada hızla gelen bir aracın çarpmasıyla ağır yaralanarak bitkisel hayata girdi.
Çok zor günlerdi.
Süreç başladığı için Türkiye’ye gidemiyordum.
Çok acı çekiyordum.
Annem, ‘’Burada bekleyen bir Cafer,orada yirmi Cafer var; gelme kızım, gelirsen bir daha dönmezsin.” diyordu.
Saranzaya adlı öğrencim bir gün bana, “Abla, benim başıma böyle bir şey gelse dayanamam, canıma kıyardım. Siz nasıl başa çıkıyorsunuz?” dedi.
 O

Bu haberler de ilginizi çekebilir