[Harun Tokak] Ar Damarı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ekim 23 2022
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın Pazar yazısı: Ar Damarı



HARUN TOKAK
           
AR DAMARI 

Soğuk bir sonbahar sabahı güne motor sesleri ile uyanıyor. Perdeyi sıyırınca odama ölgün bir sonbahar güneşiyle birlikte kesik çayır kokusu doluyor. Karşı parkın çimen-çayırını biçiyorlar. Yerde yatan kesik çimleri uzun uzun seyrediyorum. 
Kısa bir kahvaltıdan sonra çalışma masama oturuyorum. Sosyal medyada gezinirken Yılmaz Özdil’in Teğmen Çelebi’yle ilgili yazdığı yazı gözüme ilişiyor. Yazıyı sonuna kadar okuyorum. Yazı kendi içinde son derece tutarlı.
Baştan sona Teğmen Çelebi’yi utanmaya davet eden bir yazı.
Geçmişte kendisine ve arkadaşlarına yapılanları bir bir hatırlatarak Çelebi’ye “Nasıl olur da öyle bir çatının altına girersin?” diyor.
“Sen de hiç utanma diye bir şey yok mu?”
Çelebi’de utanma duygusunun olup olmadığını bilmiyorum ama gittiği yerde utanma duygusunun olmadığını biliyorum.
Eğer utanma duygusu olsaydı, insani yardım yapan 550 insanı bir sabah vakti çocuklarının gözleri önünde toplamazlar, “kesik çayır biçilmez” diyerek bir daha bir daha biçmeye kalkmazlardı. 
Üstelik bunlar kediyi hapsettiği için açlıktan öldüren kadının cehenneme gittiğini bilen insanlardı.
Yüzbinlerce masum çocuğu, eşi hapiste olan kadınları aç bırakmaktan ar duymuyorlardı.
Sarayları, uçakları, otelleri, gemileri, arabaları, pudraları, markalı çantaları yoktu bu insanların. Ejder meyveli sumutinin ne olduğunu da bilmiyorlardı.
Sabah, çocuğunun beslenmesine kek koymaya çalışan annelerdi bunlar.
KHK’lı diye iş verilmeyen ve sosyal ölüme terk edilen insanlardı.
Şimdilerde kan

Bu haberler de ilginizi çekebilir