[Harun TOKAK ] Asrın Projesi

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ocak 16 2022
Harun Tokak , haftalık pazar sohbetleriyle artık Samanyoluhaber.com'da. Tokak ikinci yazısında Kırgızistan'dan Kuzey'e göç eden bir ailenin hikayesini anlattı

Harun TOKAK 


Uzun kış gecelerinde karlı yollar bizim.
Hemen her akşam Salih dostlarla düşüyoruz karlı-buzlu yollara. Bu defa İskandinavya’nın en kuzeyine uzanıyoruz.  Doğanın en göz kamaştırıcı ışık şovuna çok yakınız. Yeryüzünün manyetik alanı ile güneşten gelen yüklü parçacıkların etkileşimi sonucu gökyüzünde ortaya çıkan doğal ışımalar olan kuzey ışıkları az ilerimizde muhteşem bir dans sergiliyorlar.
Sonsuz bir beyazlığın ortasında küçük bir kasabada oturan Rümeysa ve Muhammed çiftinin kapılarını çalıyoruz. Kuzey rüzgarları bizden önce davetsiz dalıyorlar içeri.
Muhammed Bey ve Rümeysa Hanım bizi, karşılarında görünce çok seviniyorlar. 
“Doğrusu hiç beklemiyorduk bizim için çok sürpriz oldu.” diyorlar.
“Buralar çok soğuk, üşümüyor musunuz?” diyoruz.
“Biz bu iklime yabancı sayılmayız.” diyorlar.
“Geldiğiniz ülke de çok soğuktu o zaman?” diyoruz.
“Evet.” diyorlar.
“Nereden geldiniz?” 
“Kırgızistan.” 
“Kırgızistan burası kadar soğuk değildir.” 
“Siz bizim yaşadığımız şehri çok iyi biliyorsunuz. Soğuk bir kış günü gelmiştiniz Tanrı Dağlarının eteklerindeki Narin’ e.” diyor Muhammed Bey.
“Sen o zaman orada mıydın?” 
“Evet.” 
Hayalim yıllar öncesine gidiyor.
Yılkıya sürülmüş atların uçsuz bucaksız beyazlıkta karların altında rızkını aradığı yollardan geçerek varmıştık Narin’e…
Yollar yarım metre kalınlığında buzdu. 
Taze karlar yağıyordu ovaya, obaya, dağlara.
Tanrı Dağları gecenin koynunda vahşi bir hayalet gibi heybetinin beyazlığında süzülüyordu.
Dağın eteklerine kurulu Narin şehri yalnızlığa gömülmüş, sessizliğine sığınmıştı.

Bu haberler de ilginizi çekebilir