[Harun Tokak] Ben Buna Güveniyorum

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Şubat 25 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı
HARUN TOKAK 



Hiç gelmeyecekmiş gibi olan bahar uç veriyor. Toprak buhar buhar kabarıyor, martılar uçuyor, dallar tomur tomur şişiyor.
Cemreler havaya çoktan düştü.
Suya, toprağa düşmek için gün sayıyor.
Gurup halinde uçan martılardan ikisi gelip penceremin karşısına konuyor.
Sanki bana bir müjde vermek istiyorlar.
Biraz sonra telefonum çalıyor.
Ekranda karların, fırtınaların arasından doğan bir güneş gibi  kadim dostum Kudret Bey görünüyor.
“Ben Meriç’i geçerek Almanya’ya geldim.” diyor. “Şu anda bir mülteci kampındayım.”
“Belli oluyor.” diyorum.
 Her zamanki gibi o tatlı gülümsemesi yerleşiyor yüzüne.
Arka fonda bir mülteci yıkadığı çamaşırlarını ranzaların başlıklarına asıyor.
İnce uzun boylu fidan gibi bir delikanlı.
“Oda arkadaşım.” diyor. 
“Biri Mardinli diğeri Bingöllü iki mülteci ile aynı odayı paylaşıyoruz.
Bu süreçte ben de tutuklandım.
Üç yıl kadar hapis yattım.
Hapisten çıktıktan sonra da ölümü göze alıp Meriç’ten geçerek buraya geldim.”
Uzun zamandır görmemiştim onu.
Anadolu’da ayak basmadık yer bırakmadıktan sonra Rusya coğrafyasına gitmiş, oralarda destansı hizmetler yapmıştı. 
Ezansız topraklarda onunla bir cuma günü birlikte namaz kılmıştık. 
Bir dönem Altınordu Devleti’ne başkentlik yapan Astrahan şehrinde kıldığımız o cuma namazını hiç ama hiç unutamadım.
Anasına kavuşmuş bir evlat gibi Volga’nın kollarını açarak beş on koldan kendini Hazar'a bıraktığı dantela gibi deltanın kıyısında kıldığımız o cuma namazında okuduğ

Bu haberler de ilginizi çekebilir