[Harun Tokak] DERYA

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Şubat 18 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı
HARUN TOKAK


Oturduğumuz evin karşısında küçük bir ada var. 
Akşam güneşinin kızıllığı ile ada ışıklarının buluşması muhteşem oluyor.
Bu sessiz ve sakin ada ile şehir arasında küçük bir liman var. Bazı geceler bu limana büyük gemiler geliyor.
Bütün ışıklarını yakarak saatlerce limanda bekliyorlar. Sonra da onca kar-kışa, fırtınaya aldırmadan, arkalarında beyaz köpükler bırakarak, etraflarına ışıklar saçarak karanlığın içinde uçsuz bucaksız deryalara doğru yol alıyorlar.
Ben o gemilerin arakasından gözden kayboluncaya kadar bakıyorum.
Yine bir gece engin deryalara doğru yol alan bir gemin arakasından bakarken telefonum çalıyor.
Ekranda arayanın adı görünmüyor.
Ben isim görünmese de telefonları açıyorum.
Belki de darda olan biridir.  
Zor günlerden geçiyoruz.
Karanlıkların fırtınaların arasından gelen ses, “Hocam, ben Demet.” diyor.
Zaten o Demet demeden ben onu tanıyorum.
Demet, Van’dan benim öğrencimdi.
Kendine has bir konuşması, sesinin farklı bir tınısı var. Ağır ağır konuşur, kelimelerin hakkını verir.
“Ben Atina’ya geldim.” diyor. 
Ne zamandan beri ülkesinden ayrılmayı düşündüğünü biliyordum.
Çok acılar çekti. Eşi bu süreçte vefat etti. Yalnız kaldı. Ama hadiseler onu hiç yıldırmadı. Ülkesinden ayrılıncaya kadar hep koşturdu durdu. 
Ağlayan göze mendil, ağrıyan başa omuz oldu.
Onun Meriç’ten kazasız bir şekilde geçmesine seviniyorum.
Lakin gurbette sevinçler ve mutluluklar kuzey bölgelerinin kış günleri gibi kısa sürüyor.
Bir

Bu haberler de ilginizi çekebilir