[Harun Tokak] Senin Memleketin Burası

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazar, Ocak 21 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı
HARUN TOKAK 


Sisli bir sonbahar sabahı.
Bir İskandinav şehrinin havaalanında ahşap bir bankın üzerinde iki kadın oturuyor. Yanlarında üç küçük çocuk var.
Havaalanı oldukça hareketli.
Gidenler, gelenler, el sallayanlar, ağlayanlar, gülenler... 
İki kadın koyu bir sohbete dalıyorlar.
Bir ara bir çocuk kadınlardan birinin yanına bir kedi gibi usulca sokularak kulağına bir şeyler söylüyor.
“Çocuk bir şey mi istiyor?” diyor genç olanı.
Kadın derin bir iç çekerek, “Anne babamı görünce nasıl sarılacağız son bir kez bir daha yapalım mı?” diyor. “Dört yıldır bunlar hep böyle, dört yıl, koca bir dört yıl, çocuklar babalarından ben de…”
“Ben de” derken sesi, rüzgâr yemiş bir dal gibi titriyor, gözleri doluyor.
Yüzü al al oluyor. Anadolu kadınlarına has utangaç bir tavırla “Ben de sevdiğim adamdan ayrıyım.”  
“Ayrılıklar olmasa nasıl bileceğiz birbirimizin kıymetini.” diyor genç kadın. ‘‘Bizi de nikah masasında iken ayırdı polisler birbirimizden. Kollarımın arasından kopardılar eşimi. Gelinliğimi yanımda getirdim. Bugün eşim de geliyor. Düğünümüzü burada yapacağız. Gurbette annesiz, babasız, akrabasız...
Gözyaşlarının silemediği acılar varmış onu anladım ben.
İnsan ne kadar güçlü olursa olsun yetemediği zamanlar varmış. Duvara tosladığı zamanlar. 
Eşim polislerin kolları arasında giderken anladım acizliğimi. Nikah masasında öylece kalakaldım.
Hiçbir şey gelmedi elimden”.
“Neyse, bugün özlemlerimiz, hasretlerimiz son buluyor.” diyor diğeri. 
Dört yıl boyunca hemen her akşam babala

Bu haberler de ilginizi çekebilir