[Harun Tokak] Siperde Sahur Sofrası

Okuma Süresi 2 dkYayınlanma Pazar, Nisan 7 2024
Samanyoluhaber.com yazarı Harun Tokak'ın pazar yazısı
HARUN TOKAK


Gecenin bir vakti…
Mutfak tıkırtılarına uyanıyorum. 
Perdeyi sıyırıyorum.
Evin içine hüzünlü bir ışık doluyor.
Gökteki aya bakıyorum.
Her gece bir parçasını geride bırakarak eksile eksile tıpkı ilk doğduğu gibi hilal hayal haline gelmiş. 
Ocakta kaynayan çaydanlık yokuş çıkan posta treni gibi buhar buhar fokurduyor.
Sesler, yemek kokuları sahurun lahuti atmosferine karışıyor.
Tabaklar bir bir sofradaki yerini alıyor.
İncecik cam bardaklara dökülen çaylar mis gibi memleket kokuyor.
Yemek kokularına, sahur seslerine memleket kokusu karışıyor.
Sahurun sonuna doğru telefonuma bir mesaj düşüyor.
Gönül insanı Hasan Hüseyin Bey’den…
“Bu iftarda, bu sahurda ne yesek diye düşünürken birden bu mektubu gördüm.” diyor. “Çanakkale’den bir asker kızına yazmış.
Ben okudum çok duygulandım, sizin de okumanızı istedim.”
Hasan Hüseyin Bey çok hisli, çok duygulu bir insan.
Her iki adı gibi kendi de kalbi de güzel.
Yaşını ele veren uzun kır saçları ortadan iki yana taralı.
Güneş yanığı, buğday renkli çehresine yüreğindeki yangınların alevi vurmuş.
Yaşadıklarının hafifçe büktüğü uzun bir boyu var. Zayıf ve kemikli göğsü, yiğitlik ve kararlılığının ifadesi gibi.
Hep mahzun, hep kederli.
Derin bakan gözleri hep taşkın pınarlar gibi.
Sanki dünyanın yükünü omuzlarında taşıyor.
Şarküteri gibi küçük bir marketi var.
Ülkesinden getirdiği ürünleri satarak geçimini sağlıyor. 
Raflar buram buram m

Bu haberler de ilginizi çekebilir