"Hayatta bir vergiler, bir de ölüm kesindir"

"Hayatta bir vergiler, bir de ölüm kesindir." demiş Benjamın Franklin. Devlet vergi alır ama demokrasilerde paranın nereye harcandığı da yakından takip edilir. Peki biz hangi hizmete kaç para verdiğimizin farkında mıyız?



Giyim masraflarımızı düşürmek için kampanya kovalıyoruz. Market raflarında indirimli ürün arıyoruz.

Telefon faturası biraz daha az gelsin diye, neredeyse her cazip fırsatta operatör değiştiriyoruz. Suya, ekmeğe verdiğimiz parayı kuruşu kuruşuna biliyoruz. Ama devleti işler tutabilmek için harcadığımız paraya gelince, hesabını bilenimiz var mı?

2016 bütçesi için kanun tasarısı, geçen hafta Meclis'e sunuldu. Tasarıda öngörülen gider kalemlerine göre, ortalama bir mükellefin eğitimden sağlığa, güvenlikten diyanete devletin belli başlı hizmetleri için ne kadar para ödediğini hesapladık.
Dolaylı ve doğrudan vergiler yoluyla, Maliye'nin kasasına aktarılan kişibaşı meblağ yaklaşık 17.000 lira. Herkesin aynı miktarda vergi ödediği anlamına gelmiyor bu. Mesela asgari ücretli bir işçiden kesilen doğrudan vergiler yıllık 4.164 lira tutuyor. 2.000 lirayı aşan Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) ve Katma Değer Vergisi (KDV) ödediği de düşünülürse, bu işçinin devletin kasalarına yılda aktardığı para 6.000 liranın üzerine çıkıyor. Daha fazla kazananların ödediği toplam miktar, hâliyle daha büyük olacak. Ama hesap kolaylığı için, vergi gelirlerini toplam mükellef sayısına bölerek ortalama bir değer üzerinden hesabı yaptık.

Bütçe tasarısında yer verilen büyüklüklere göre, aslan payı Maliye Bakanlığı'na ait. Ortalama mükellef, her yıl 4.640 lirayı maliye hizmetlerinin idamesi için sarf ediyor. Bakanlık, aktarılan paranın yüzde 90'ını cari transferlere kullanıyor. Mesela, cari transferler içinde yer alan hazine yardımları için bir vatandaşın yıllık ödediği para yaklaşık 1.400 lirayı bulacak. Yine aynı kalemde yer alan görev zararlarını telâfi için kişibaşı ortalama 380 lira ödeyeceğiz. Üniversitelere aktarılan paralar da bu kalemden karşılanıyor. Geçen yılki kadar bir kaynak bu yıl da aktarılırsa, yükseköğrenim kurumlarının işlerliğini devam ettirmek için mükellefin cebinden çıkacak para 400 lirayı bulabilecek.

Vatandaşlık faturasının ikinci en yüksek kalemini, Millî Eğitim Bakanlığı'nın masrafları oluşturuyor. Ortalama mükellef, vergisinin yüzde 14'üne karşılık gelen 2.370 lirayı öğretmen maaşları ve okulların giderleri için harcayacak. Sonraki en büyük masraf, Hazine Müsteşarlığı'ndan gelecek. Bu kuruma, bir yılda 2.255 lira vereceğiz ve bu paranın da 1.800 lirası faiz ödemelerine gidecek. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın giderleri için mükellefin cebinden 906 lira gibi bir para çıkacak.

Devletin asli görevlerinden savunma ve güvenlik hizmetlerinin karşılanması için tek bir vatandaş bu yıl 1.734,5 lira harcamak zorunda. Bir yılda 832 lira ödeyeceğimiz Millî Savunma Bakanlığı, mükelleften aldığı bu paranın yarısını personel giderleri için kullanacak. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün masrafları için 645 lira vereceğiz ve bu paranın yaklaşık 450 lirası polis maaşlarına harcanacak. Kırsaldaki güvenlik için Jandarma Genel Komutanlığı'nın tasarrufuna terk edilecek para ise yıllık 257,5 lira olacak.

KÖMÜR VE DUBLE YOL
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na ayrılacak para, 772 lira. Bu miktarın önemli bir kısmı, AK Parti'nin de halk desteğinin önemli sebeplerinden biri olan, yaşlı, engelli, fakir ve muhtaç vatandaşlara yiyecek ve yakacak gibi sosyal yardımlar için harcanacak. Ortalama mükellef, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na 528,6 lira ödeyecek. Yine icracı bakanlıklardan Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na 465,4 lira vererek duble yollar gibi hükümetin çokça para harcadığı ve övündüğü hizmetlerin faturasını yüklenecek.

Sağlık, devletin temel hizmet alanlarından ve seçmeni nezdinde AK Parti'nin takdir gören icraatlarından biri. Ortalama mükellef, kamu hastanelerinin idare ve idamesi için 370 lirasından feragat etmek zorunda. Halk Sağlığı Kurumu'na aktaracağı 293 lira ve Sağlık Bakanlığı için vereceği 110 lira da hesaba katılacak olursa, sağlık sistemi için harcayacağı yıllık meblağ 773 liraya ulaşıyor.

Bugünlerde, icraatlarıyla Türkiye'yi hukuk devleti keyfiyetinden uzaklaştırdığı eleştirilerine çokça maruz kalan Adalet Bakanlığı'nın harcamaları için mükellefin cebinden çıkacak para 328,6 lira olacak. Bu paranın 200 liraya yakın bir kısmı, hâkim ve savcıların maaşları için harcanacak.

Diyanet İşleri Başkanlığı bir diğer yüksek masraf kalemi. Sünniler dışındaki dinî kesimleri temsil etmediği, memur zihniyetiyle siyasi iktidara fazla angaje olarak hükümete muhalif kesimleri dinden soğuttuğu, lüks masraflara tenezzül ederek dünyevileştiği ve garip fetvalarla dini tartışmaların odağına çektiği için şu sıralar eleştirilere maruz kalan Diyanet teşkilatı için vatandaş 206,5 lira verecek.

Cumhurbaşkanlığı'na açıktan verilecek para 13,8 lira olacak. Tabii tartışmalı şekilde Cumhurbaşkanı'nın istimaline açılan örtülü ödenek bu rakama dâhil değil. Her bir mükellef, hesabı sorulmayacak harcamalarda kullanılması için son 11 ayda 50 liranın üzerinde para aktarmıştı. 2016 yılında bu rakamın daha da artması beklenebilir. İstihbarat zaafı olduğu ve kendi vatandaşlarına yönelik fişleme ve dezenformasyon faaliyetlerinde bulunduğu ithamlarına maruz kalan MİT'e ortalama mükellefin aktaracağı meblağ ise yıllık 52,1 lirayı bulacak. Mükellefin, bütün harcamaları kendi adına denetleyecek Sayıştay'a vereceği yıllık para miktarı ise 7,2 lira olacak.

VERGİ BİLİNCİ
Bütçede devletin yüzlerce kurumunun binlerce harcama kalemi bulunuyor. Buraya sadece bazı önemlilerini aldık. Vatandaş, özellikle çalışanlar, vergilerini bizzat ödemedikleri için, sanki vergi vermiyorlarmış gibi bir vehme göre hareket ediyorlar. Bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi her vatandaş kendi vergisini bizzat ödese, kaynağında tevkifat olmasa, canı yansa, paraların nereye harcandığına dair daha fazla hassasiyet gösterebilirdi belki. Mesela Amerika'da, etiket fiyatlarına çoğunlukla vergisiz fiyatların yazılmasında buna benzer bir mantık var. Müşteri kasaya vardığında ne kadar KDV ödediğini görüyor. Türkiye'deki uygulama vergi bilincinin yerleşmemesinin en öncelikli sebeplerinden biri.

Devlete aidiyetin ve ancak devletçe sunulabilen hizmetlerin bedeli olarak tanımlanabilir vergi. Siyaset felsefecilerinin “Toplumsal Sözleşme” diye adlandırdığı, birey ve devlet arasındaki kurgusal feragat ve koruma anlaşmasının ve rıza sisteminin esas parçalarından biri ve elzem. Bahreyn, Kuveyt, Katar gibi bir iki ülke dışında vergi toplamayan devlet olmaması bunun bir göstergesi.

Hesap verebilirliğin, demokrasinin yerleştiği, yönetimin benimsendiği toplumlarda vergi bilinci de doğru orantılı olarak yüksek oluyor. Türkiye'de vergi bilincinin seviyesi ne? Her ay kazancımızın önemli bir kısmını değişik isimler altında devletin kasalarına aktaran sistem hakkında pek azımız gerçekten bilgiye sahip. Mesela, Sayıştay'ın ne yaptığını az kişi merak eder ve Sayıştay'ın çalışmaları engellendiğinde, raporları sümenaltı edildiğinde, çoğunluk tepki göstermesi gerektiğini bile bilmez. Devletin hizmeti, ülufe değildir oysa.

HESAPLAMALAR DOLAYLI VERGİLER HÂLÂ AĞIR
Önce, 2016 yılı bütçesinin nereden ne kadar vergi geliri toplamayı hedeflediğine bakalım. Tasarıya göre, Maliye'nin bu yıl için vergi geliri hedefi 489,7 milyar lira. 2015 için hesaplanan tahsilat miktarına göre, yüzde 9,5'lik bir artış öngörülüyor.
Gelir vergisi tahsilatından 99 milyar lira toplayabileceğini düşünüyor Maliye. Toplam tahsilatının yüzde 20,2'si bu kalemden gelecek. Kurumlar Vergisi'nden beklenen miktar 38,7 milyar lira. Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi mülkiyet üzerinden alınan vergiler, bu yıl 11 milyar lira gibi bir para getirecek devlete. Gümrüklerden gelen ve ithalattan kesilen meblağ ise 94,2 milyar lirayı bulacak. Sadece bu iki kalem, toplam gelirlerin yüzde 19,2'sini karşılıyor.

<< Önceki Haber "Hayatta bir vergiler, bir de ölüm kesindir" Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER