[Tarık Burak yazdı] Hep acı ve ızdırap yudumlamak

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Ağustos 12 2019
Samanyoluhaber yazarı Tarık Burak'ın Hocaefendi'nin hayatını anlattığı yazı dizisi 'Aşık-ı sâdık Fethullah Gülen Hocaefendi' serisinin 27'nci bölümünü yayımlıyoruz...

Hep acı ve ızdırap yudumlamak
TARIKBURAK


‘Dostların attığı gül dahi kanatır, oysaki çok kere dostlardan başıma balyoz yiyordum. Böyle bir durumda acı ve ızdırabımı içime atmak zorundaydım. İçin kan ağlayacak ama; dudaklarında sürekli tebessüm olacak. Veya sana kan kusturanlara sen kızılcık şerbeti ikram edeceksin... Bunlar söylendiği kadar kolay şeyler değildir. Ancak, dava adına bütün bunlara katlanmak gerekiyordu.’




Edremit Yılları (1972-1974 arası, 2,5 yıl)
Fethullah Gülen Hocaefendi, muhtıradan dolayı 3 Mayıs 1971'de tutuklanmış ve 9 Kasım 1971'de beraat etmişti.  

Hocaefendi, 11 Kasım 1971’de vazifeye başlamak için dilekçesini Diyanet'e verdi. Sıkıyönetim nedeniyle müspet bir cevap hemen gelmedi. Bu yüzden kısa bir süre Erzurum'a gitti. 

Bu arada Hocaefendi’nin dilekçesine 6 Aralık 1971'de cevap geldi. Vazifeye başlayabileceği söyleniyordu. Fakat, ne olduysa, hemen ardından 17 Ocak 1972 tarihli yazıyla ikinci bir karara kadar vazifeden alındığı tebliğ ediliyordu. 

Şaban Düz Hocaefendi ve Osman Kara Hocaefendi de kendisiyle aynı durumdaydı. Sıkıyönetim üçünün de İzmir'den gönderilmesi hususunda Diyanet'e baskı yapmış ve Diyanet de ister istemez bu baskıya boyun eğmek zorunda kalmıştı... Artık, ikinci bir emre kadar vaaz edemeyecektiler... 

O sıralarda İbrahim Ulvi Bey, Özlük İşler'inde bulunuyordu. Hocaefendi’ye, Ankara'ya gelmesi hususunda haber göndermişti. Hocaefendi, Ankara’ya

Bu haberler de ilginizi çekebilir