'Her gün yeniden doğanlar'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Eylül 26 2018
''Sahabe Efendilerimizin makamına ümmet-i Muhammed’den ulaşmak imkânı yok… Niye? Çünkü, Kur’an onlara taptaze geliyor. Bir de Peygamber Efendimizin (S.A.S.) dudaklarından terü taze dökülen İlahi mesajı duyuyorlar… Sanki kevser yudumları gibi yudumluyorlar. Ayrıca Efendimizin (S.A.S.) sohbetlerine mazhar oldukları için insibağ ve in’ikasa da mazharlar… ''
Safvet  Senih / samanyoluhaber.com
HER  GÜN YENİDEN  DOĞANLAR 

M. Fethullah Gülen Hocaefendi “Hakka hizmet yolunda ilk günkü aşk, şevk ve canlılığımızı koruyabilme adına neler yapabiliriz?”  sorusuna cevap olarak son bölümde diyor ki: “Üçüncü bir husus ise şudur: Cenab-ı Hak, hizmetin zevkini, lezzetini ve şevkini hizmetin içine koymuştur. Hizmet eden kimseler hep zevk ve şevk içinde olurlar. Bir gün tembellik gösterip hizmetten uzaklaşan bir kimse, kendi adına bir kısır döngünün teşekkülüne sebebiyet vermiş olur. Yani bir gün ara verse, şevki söner. Şevkinin sönmesiyle ikinci günde ara verir. Bu iki gün, onda dört günlük mesafe meydana getirir ve böylece o –eğer Allah’ın inayetiyle bu fasit zinciri kırmazsa- baş aşağı gitme yoluna girmiş olur.

“Binaenaleyh Cenab-ı Hak, amelin zevkini amelin içine koymuştur. İşleyen insan, işlediği şeylerden zevk ve lezzet alır. Karda kışta bata-çıka  köyleri dolaşan, insanımıza hak ve hakikat adına bir şeyler anlatmayı hedefleyen bir kimse, öyle bir zevk alır ki, yolda kollarınızı gerip önüne çıksanız ve ona deseniz ki, ‘Şurada sıcak bir yer var. Seni oraya alacak ve baklava ikram edeceğiz.’ O, ‘Şu anda yolumu kesmeyin. İliklerime kadar öyle bir zevk duyuyorum ki, bana bin baklava ikram etseniz, yine de bunun yerini tutmaz’ diyecektir. Hatta o esnada Cennet’in kapıları açılsa yine tenezzül edip oradan içeriye girmeyecektir. Çünkü o, Rabbimizi anlatmaya gitmektedir ve bu itibarla hiçbir câzibe ve güzellik onun önünü alamayacaktır.

“Öyleyse bu kudsî daire içinde hiç kimse vazifesiz, boş ve âtıl bırakılmamalıdır. İnsan öyle mübarek bir ağaçtır ki, meyve vermediği zaman hemen kurur. Ağaçlar kuru olmadığı zaman meyve verir. İnsan, başkalarına ruhunun ilhamlarını götürmediği, insanları irşad etme heyecanını kaybettiği zaman kurur. Binaenaleyh insanın bu yönünü canlı tutma mecburiyetindeyiz. Mesela, yeni gelmiş bir arkadaşı, m

Bu haberler de ilginizi çekebilir