Her şeyi hep başkasından bekleme!

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Ocak 31 2018
''Hep her şeyi başkalarından beklemeyelim, iradenin hakkını verelim. Hem de vagon olmaya râzı olmayalım, hizmet etmek için lokomotif olmaya bakalım, birilerine de biraz faydamız olsun. ''
Safvet Senih / samanyoluhaber.com

Cenab-ı Hak, Musa Aleyhisselam'ın kavmini Firavunun zulmünden kurtarıyor, hatta Kızıldeniz'i yarıp geçiriyor, kayadan on iki kabileye on iki pınar yaratıyor, çöl sıcağında üzerlerine bulutları gölge yapıyor, helâl hoş rızklardan yemeleri için kudret helvası ve  bıldırcın kuşu indiriyor, buna rağmen onlar  “Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe imkânı yok katlanamayız. O halde Rabbine dua et bize yerin bitirdiği sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın’ diyorlar. Musa Aleyhisselam da “Siz, daha üstün olanı vererek düşük olanı mı almak istiyorsunuz? Pekalâ şehre inin, işte istediklerinizi orada bulursunuz.” diyor. Bütün isteklerine nâil olmak için de düşmanlarına karşı Musa Aleyhisselam'a “Haydi sen ve İlâhınla beraber o düşmanlarla savaş, biz burada oturup bekleyeceğiz” diyorlar.

M. Fethullah Gülen Hocaefendi “Mücadele Ruhu” başlıklı yazısında, herşeyi hep başkalarından bekleme faziletsizliğine hatta derbederliğine karşı şunları ifade ediyor: “Her türlü muvaffakiyetin ilk şartı İMAN ve MÜCADELE  GÜCÜDÜR. Gönlünü inançla donatıp, beynini yüksek düşüncelerin ağaçlığı haline getiren kimseler, hayatın her dönemecinde ayrı bir huzur, ayrı bir hazza ererek kendilerini âdeta Cennet bahçelerinde hissederler. Bu iman ve mücadele gücünden mahrum gönüller ise, en küçük zorluklar karşısında sarsılıp ümitsizliğe düşmeye, cesaretlerini yitirip devre dışı kalmaya mahkûmdurlar.

“Hayat bir bakıma, baştan başa çalışma, gayret ve mücadele demektir. çalışmak için güce, gayret için ümide ve kavga için de maddî-manevî hazırlıklı olmaya ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı hesaba katmadan, hayatın çok çetin ve zikzaklı labirentlerinden geçmeye kalkanlar, ya dökülür yollarda kalırlar veya bir gölge gibi başkalarını takip eder dururlar. Her iki halde de zelil, derbeder ve tutarsızdırlar. Ara sıra yalancı bir saadet elde edip onunla aydınlığa ermiş görünseler bile, hemen her zaman

Bu haberler de ilginizi çekebilir