Herkes bunu soruyor: Herkesin çay içtiği Türkiye'de Çaykur nasıl rekor zarar etti?

Türkiye’deki çay sektörünün en büyük kuruluşu olan Çaykur, rekor bir zarara imza attırıldı. Bir yılda üç kez genel müdürü değişen Çaykur, 42 milyon lira kâr beklediği 2018 yılında 657 milyon 86 bin TL zarara uğradı. Kuruluş, 2019 yılında ise reklamlar için ise 11 milyon 86 bin 458 TL harcadı.

SHABER3.COM

Dünyada çay tüketiminde ilk sırada yer alan Türkiye’de Çaykur’un geçmiş yılların aksine ‘rekor zarar’a uğraması, çeşitli soru işaretlerini de beraberinde getirdi. DİSK/Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan, özelleştirme için klasik yöntemin uygulandığını belirterek, Çaykur’un bilinçli olarak zarara uğratıldığını söyledi.

Aslan, özelleştirme adımları ve nasıl bir yöntem izlenmesi gerektiği hakkında, şu değerlendirmede bulundu:

ÖZELLEŞTİRME ‘HALKIN SIRTINDA KAMBUR’ DENİLEREK BAŞLAR  

“Kamu işletmelerini satmak için uygulanan taktiklerden biri kurumu zarar ettirmektir. ‘Bu kurumlar halkın sırtında kambur, bizim ödediğimiz vergiler bunlara gidiyor’ söylemleriyle alt yapı oluşturulur, ihaleye çıkarılır ve haraç mezat satılır. Bilindiği üzere 15 Temmuz sonrası Çaykur’un Varlık Fonu’na devredilmesiyle bu süreç başlatıldı. Eğer mücadele edilmez, müdahale edilmezse, Çaykur’un sonu diğer kamu işletmeleri gibi olacak.

PARALAR NEREYE GİDİYOR?

Bu sürecin köşe taşları birer birer döşeniyor. Bir yılda 3 kez genel müdür değiştiren Çaykur, 2018’de 42 milyon lira kâr beklerken, 657 milyon 86 bin lira zarar ettirildi. 2019’da ne olacağı ise şimdiden belli. Harcanan bu paraların çay üreticileri ve Çaykur çalışanlarının cebine gitmediği açık. Paraların reklam şirketlerine, sponsor olunan kurumlara, yüksek bürokrasi harcamalarına saçıldığı ortada. Son iki ayda kuru çaya yüzde 32 zam yapıldı. Kuru Çay’a yapılan zamla zararı halktan çıkarılıyor.

Peki bu saçılan paralar kimin sırtından kazanılıyor ve bunlar kimin parası? Bu harcamalar Çaykur işçileri ve üreticilerinin cebinden çıkıyor. Halkın cebinden çıkıyor. Çaykur zarar etti diye genel müdürlere ve yüksek bürokrasiye bir şey olmuyor. Onlar yine en yüksek ücretleri alıyor. Çay sezonu geldiğinde ise çay taban fiyatı en düşük belirleniyor. Öz Gıda-İş bürokrasisi ve Çaykur Genel Müdürlüğü, işçileri sözleşmelerde en düşük zamma razı ediyor. Emekli olan kadrolu işçiler yerine yenileri alınmıyor. On yıllardır kadro bekleyen işçilere kadro verilmiyor. Her sözleşme başında vaatler havada uçuşuyor, sözleşme yine kapalı kapılar arkasında işçilerden kaçırılarak imzalanıyor. Çaykur’un zarar ettirilmesinde sendikanın denetimi yok ve bu durum işlerine geliyor.

İKİ SÖZLEŞMEDİR SORUN ÇÖZEMEYEN SENDİKA

Bütün bu gelişmelerle birlikte Çaykur’da ocak ayında başlayan sözleşme süreci devam ediyor. Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş yöneticileri işçileri oyalamaktan başka bir şey yapmıyor. Çaykur işçisinin gözü kulağı Öz Gıda-İş’in imzalayacağı sözleşmede. Ancak Çaykur işçisi bekleyerek bu sorunlarını çözemez. Toplu iş sözleşmesinin imzalanma sürecine dahil olma, başta işyeri temsilcileri olmak üzere şube yöneticileri üzerinde baskı kurmalı. Çaykur’u zarar ettirenlere ve ses çıkarmayanlara karşı tutum alarak sürece müdahale etmeli. İki sözleşmedir sorunları çözemeyen sendikanın, üçüncü sözleşmede sorun çözmesinin şansı yoktur.

BİRLEŞİK MÜCADELE ÇAĞRISI 

Sendikamız DİSK/Gıda-İş başta mevsimlik işçilerin kadro talebi olmak üzere, Çaykur işçisiyle birlikte hareket ederek, birlikte mücadele etmeye hazırdır. Çaykur’un zarar ettirilmesine karşı, çayın gerçek değerinde alınması, işçilerin alın terinin karşılığını tam alması için tüm işçileri ve üreticileri birleşmeye ve mücadele etmeye çağırıyoruz.”
<< Önceki Haber Herkes bunu soruyor: Herkesin çay içtiği Türkiye'de... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER