Herkesin kıskandığı Türkiye’den sıradan bir ‘hukuk’ manzarası....

Bütün dünyanın kıskandığı, bölgesel güç Türkiye’den sıradan bir ‘hukuk’ manzarası.

SHABER3.COM

AHMET DÖNMEZ- TR724.COM

İkisinin hemen aynı günlerde yaşanmış olması kaderin bir cilvesi değil mi?

Elon Musk, Tesla’sını Mars’ın yörüngesine fırlatırken Türkiye NASA’nın Mars projesinde çalışan genç bir Türk’ü Hizmet Hareketi’nden olduğu gerekçesiyle 7 buçuk yıl hapse mahkum etti.

Yoğun gündem içerisinde boş verilemeyecek önemde bir hadise. Türkiye’nin yörüngesini, istikametini anlamak isteyenlere bu kararı gösterin yeter.

***

AKP Genel Başkanı Erdoğan her fırsatta Türkiye’nin bölgesel güç olduğunu, önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline geleceğini söyleyedursun, ancak bedevi toplumlarda görülebilecek böyle bir hukuk garabeti ile bunu nasıl başaracağı merak konusu. Malum; Türkiye hukukun üstünlüğü sıralamasında 113 ülke arasında 101’inci sıraya düştü. World Justice Project’in hukukun üstünlüğü 2017-2018 endeksine göre Türkiye ancak Venezuela ve Zimbabve gibi ülkelerle yarışıyor.

İşte NASA çalışanı Serkan Gölge kararı, Erdoğan Türkiye’sinin neden hukukun alt liglerine düştüğünün sadece yeni bir göstergesi.

Serkan Gölge, normal şartlarda Türkiye’nin medar-ı iftiharı olması gereken genç bir beyin. 37 yaşındaki Serkan, hem Türk hem Amerikan vatandaşı. Türkiye’de Fatih Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra ABD’ye gidip fizik doktorası yaptı. 2010 yılında ABD vatandaşlığına kabul edilen Gölge, 2013 yılında NASA’da işe alındı. Kıdemli araştırmacı olarak, Mars’a insanlı hava yolculuğu projesi üzerinde çalışıyordu.

***

Her yıl Türkiye’nin Hatay ilindeki ailesini ziyarete gelen Serkan Gölge, Temmuz 2016’da da eşi ve 2 çocuğuyla beraber memleketinde idi. 15 Temmuz askeri darbe girişimi olduğunda Hatay’da, ailesinin yanındaydı. Tam da Houston’a geri dönmeye hazırlandıkları günlerde, “CIA ajanı” olduğuna dair isimsiz bir ihbar üzerine 23 Temmuz’da gözaltına alındı. Daha sonra tutuklanarak İskenderun Cezaevi’ne kondu. Bu arada genç bilim adamının bir diğer tutuklanma gerekçesi ise kardeşinin odasında bulunan 1 dolardı.

Kendisine ‘CIA ajanı’ diyen meçhul ihbarcının kim olduğu da mahkeme safahatında anlaşıldı. Hayatında Gölge’yi sadece bir iki defa görmüş olan ihbarcı, ikinci duruşmaya tanık olarak katıldı. Bu kişi, Hatay’ın Aktepe beldesinde yaşayan, Gölge’nin eniştesinin kardeşi idi.

Mahkeme heyetinin sorusu üzerine, herhangi bir delili olmadığını, sadece şüphelerini dile getirdiğini söyledi. Peki neye dayanarak şüphelenmişti? Bunu da şöyle açıkladı: “Televizyonda, eskiden Gülen cemaatinde yer alan Nurettin Veren’in ‘Biz adamlarımızı CIA’ye yerleştirdik’ sözlerini duydum. Sanığın yurtdışına çıkması, ABD’de çalışması nedeniyle, yine tahmine dayanarak CIA’de çalışabilir diyerek ihbarda bulundum.”

İşte bu kadar basit.

Yıllarca okuyup NASA’ya giriyorsunuz. Mars’a insanlı yolculuk projeleri üzerine kafa yoruyorsunuz. Fakat bir gün Türkiye’nin Hatay ilinin Aktepe beldesinde yaşayan ve bilgisi, görgüsü, vizyonu, çapı bu kadar dar olan bir şahsın şüphelerine dayanarak tutuklanıyorsunuz.

Bütün dünyanın kıskandığı, bölgesel güç Türkiye’den sıradan bir ‘hukuk’ manzarası.

***

Serkan Gölge aylarca tek kişilik bir hücrede tutuldu. Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi ilk duruşmada Hatay Emniyet Müdürlüğü’nden Gölge’nin  Bylock uygulamasını kullanıp kullanmadığına dair bilgi istedi. Cevap sanığın lehineydi. Bylock kullanmamıştı. Ama önemli miydi? Aktepe beldesindeki falanca hısıma göre o bir CIA ajanıydı. Çünkü ABD’ye gitmişti, NASA’da çalışıyordu; olsa olsa CIA ajanı olabilirdi.

Neticede Emniyet’ten gelen bu cevaba rağmen genç bilim adamı tahliye edilmedi. Hücrede tutulmaya da devam etti. Sonrasında hazırlanan iddianamede ise 4 Ocak 2014 ve sonrasında aktif olarak Bank Asya hesabını kullandığı belirtilerek, Cemaat üyeliği “suçunu” işlediği öne sürüldü. Mahkeme, geçtiğimiz 8 Şubat’ta kararını açıkladı ve Gölge’yi ‘terör örgütüne üyelik’ suçundan 7 yıl 6 ay hapse mahkum etti.

***

Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Heather Nauert bir açıklama yaparak aynı zamanda Amerikan vatandaşı olan Serkan Gölge’ye sahip çıktı. Filanca uzaktan akraba muhbir, “Hah işte bak, ben bu bizim enişteye CIA ajanı dediydim, haklı çıktım” diye şişinebilir. Hakkı var, büyük iş başardı.

Nauert, bu karardan dolayı derin kaygı duyduğunu söyledi. Sözcü, “Bu davayı ve OHAL altında yargı süreci devam eden diğer Amerikan vatandaşlarına ilişkin, yargı bağımsızlığı, kişinin adil yargılanma hakkı da dahil olmak üzere Türk anayasasıyla teminat altına alınmış haklarla ilgili ciddi kaygılara yol açan diğer davaları yakından takip etmeyi sürdüreceğiz. Türkiye’ye seyahat eden ya da Türkiye’de yaşayan Amerikan vatandaşlarının güvenliği, bizim için bir endişe kaynağı olmayı sürdürmektedir” dedi.

Yani Türkiye, NASA’da görev yapan kendi vatandaşını terörist diye mahkum ederken Amerika da kendi vatandaşı olan Gölge’ye sahip çıkıyordu.

***

Bu durum benim aklıma Tayyip Erdoğan’ın “Vatandaşım Reza” açıklamasını getirdi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eylül 2016’da New York dönüşü uçakta verdiği röportajda, “Bu kişi (Reza Zarrab) Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır. Eşi ve çocuğu ile birlikte ABD’ye giriş yaptığı anda kendisi tutuklandı, eşi ve çocuğu da hemen Türkiye’ye gönderildi. Bu tutuklama hangi kurala göre yapıldı?’ diye sordum. Neticede bizim vatandaşımız olduğu için, hukukunu aramak zorundayız. Bu Rıza Sarraf değil de bir başka vatandaş da olabilirdi. ABD, Türkiye’de bir vatandaşının tutuklanmasına nasıl duyarsız kalamıyorsa, biz de herhangi bir vatandaşımızın bir başka ülkede tutuklanmasına duyarsız kalamayız. Kaldı ki gerek Adalet gerek Ekonomi Bakanlığımız’ın yaptıkları çalışmalara göre, bu kişinin bir suçu da bulunmuyor. İran da aynı şeyi söylüyor. Ancak buna rağmen bu kişi 6 aydır ABD’de tutuklu durumda” diye konuşmuştu.

Aynı Erdoğan, Nisan 2017’de de Reuters’e, “Zarrab babamın oğlu değil ama benim bir vatandaşım. Eğer varsa bir suçu Adalet Bakanlığı’na dosyası iletilir, yoksa hemen bazı şeyler uydurularak tutuklanırsa, vatandaşına sahip çıkamayan ülke konumuna düşeriz” sözlerini sarfetmişti.

Zarrab, New York’taki davada bütün suçlarını itiraf ederek “Sadece dönemin Ekonomi Bakanı’na 50 milyon Euro’ya yakın rüşvet verdim” dedi. Her şeyi Erdoğan’ın talimatları ile yaptıklarını anlattı.

Söz konusu Reza Zarrab olunca ‘vatandaşına’ sahip çıkmayı hatırlayan Erdoğan, binlerce vatandaşını hiçbir hukuk kuralı tanımaksızın zindanlara tıktı. Düşünce özgürlüğünü, basın hürriyetini, hukukun üstünlüğünü, yargı bağımsızlığını ayaklar altında çiğneyerek en masum insanları, en parlak beyinleri hücrelere attı.

Aynı günlerde Elon Musk, ABD’de bir ilke imza atarak kendi markası olan Tesla otomobili uzaya fırlattı. Otomobil Mars’ın yörüngesine doğru yola çıkarken Erdoğan’ın yörüngesinde meçhule doğru sürüklenen Türkiye’de bir başka Mars uzmanı fizikçi Serkan Gölge, rejimin yargısı tarafından ‘terörist’ diye karanlığa mahkum edildi.

Aslında karanlıkta kalan kimdi, cevabı hepimiz biliyoruz. Mars’tan bile görünüyor…
<< Önceki Haber Herkesin kıskandığı Türkiye’den sıradan bir ‘hukuk’... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER