'Hiç bu kadar evliya yetişmemiştir'

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Eylül 18 2017
''Denizli hapsine 1943’te Üstad Hazretleri ve kahraman talebeleri zulmen ve gadren girerlerken Atıf Egemen Ağabeyimiz, “Biz bu hapishaneye şimdi giriyoruz ama dokuz ay on gün sonra, bir çocuğun tertemiz olarak anne karnından dünyaya doğması gibi, bizler de günahlardan arınmış olarak tertemiz dışarıya çıkacağız!..” demişti. Bu kerametli ihbarı, aynen tahakkuk etti… İnşaallah bu süreçte de öyle olacak…''
Üstad Bediüzzaman Hazretleri “İhtiyarlar Risalesinin On Altıncı Ricasında diyor ki: 
“Madem İmam-ı Âzam gibi müçtehidlerin büyükleri hapis çekmiş ve İmam-ı Ahmed İbn-i Hanbel gibi büyük bir mücahide Kur’an’ın bir tek meselesi için hapiste pek çok azap verilmiş. Şikayet etmeyerek, tam bir sabır ile sebat edip o meselelerde sükût etmemiş. Pek çok imamlar ve allâmeler sizlerden pek çok ziyade azap verildiği halde, tam bir sabır içinde şükredip sarsılmamışlar. Elbette sizler, Kur’an’ın pek çok hakikatları için pek büyük sevap ve kazanç aldığınız halde pek az zahmet çektiğiniz için binlerce teşekkür etmek borcumuzdur.

“Evet insanların zulmü içinde, İlahî İnâyetin bir tecellisini kısaca beyan edeceğim:
“Ben yirmi yaşında iken tekrar ile derdim: ‘Eski zamanda mağaralara çekilen dünyayı terk edenler gibi âhir ömrümde ben de bir mağaraya, bir dağa çekilip, insanların içtimaî hayatından çıkacağım.’ Hem eski Harb-i Umumi’de (Birinci Dünya Savaşında Rusya’da) Kuzey Doğu'daki esaretim sırasında karar vermiştim ki: ‘Bundan sonra ömrümü mağaralarda geçireceğim. Siyasî ve içtimaî hayattan sıyrılacağım. Artık karışmak yeter.’ derken, İlahî inayet, hem kaderin adaleti tecelli ettiler. Kararımdan ve arzumdan çok ziyade hayırlı bir surette ihtiyarlığıma merhameten, tasavvur ettiğim o mağaralarımı hapisanelere, inzivalara  ve yalnızlık içinde ÇİLEHÂNELERE ve TECRİD-İ MUTLAK menzillerine çevirdi… Riyazet yapan ve inzivaya çekilenlerin dağlardaki mağaralarının çok fevkinde YUSUFİYE  MEDRESELERİ  ve vaktimizi zâyi etmemek için TECRİDHÂNELERİ  verdi. Hem MAĞARANIN uhrevî-manevî faydasına, hem İMAN ve KUR’ÂN HAKİKATLARININ mücâhidane hizmetini verdi.”

Evet hapishaneler iman-Kur’an hizmetçileri için, evliyaların mağaralarda inzivaya çekilip manen terakki etmeleri gibi ve Yusuf Aleyhisselam'ın Medresesi, Üniversitesi gibi tahsil ve terakki mekanlarıdır... Şu süreçte binlerce insanımız bu manevî tahsillerine devam etmektedirler. Müslümanın

Bu haberler de ilginizi çekebilir