Hilmi Yavuz'dan iddialı açıklama
⏱ Okuma Süresi 2 dk•Yayınlanma Çarşamba, Şubat 17 2016
Yazar Hilmi Yavuz, "Doğu toplumlarında demokrasiler geçici ve arızî, despotizmler ise kalıcı ve esasdır." değerlendirmesini yaptı
Yazar Hilmi Yavuz, "Doğu toplumlarında demokrasiler geçici ve arızî, despotizmler ise kalıcı ve esasdır." değerlendirmesini yaptı
Zaman gazetesi okurlarının mail ve sosyal medya hesaplarından gönderdikleri soruları cevaplayan Yavuz, Said Nursi, kesme işareti, ve hüzünle ilgili sorulara muhatap oldu.
Hilmi Yavuz, Didem Çayır tarafından yöneltilen "Türkiye'nin bugün demokrasiden uzaklaştığını söylüyoruz. Türkiye demokratik bir ülke miydi sizce? AB ile olduğu gibi demokrasiyle de aramızda 'platonik' bir aşk var sanki. Ne dersiniz Hocam?" şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin 93 yıllık tarihine bakıldığında, ülkenin kaç yılının gerçek anlamda demokrasi, kaç yılının ise askeri ve sivil vesayet despotizmi ile yönetilerek geçtiği rahatlıkla görülebilir. Doğu toplumlarında demokrasiler geçici ve arızî, despotizmler ise kalıcı ve esasdır. Evet, Türkiye için Demokrasi, platonik bir idea, bir mükemmel kavram olarak kalmış, ama aynı mükemmellikte ve kalıcı olarak hayata geçirilmemiştir. AB ile olan ilişkimizi ise bir medeniyet meselesi olarak düşünmek gerekir. Avrupa [Batı] medeniyeti Hıristiyan bir medeniyettir ve 'aslî' üyelik ancak bu medeniyete 'ait' olanlara mahsustur: Bizim gibi bu medeniyete sonradan 'mensup' olanlar için, olsa olsa 'imtiyazlı ortaklık' veya 'ikinci sınıf üyelik' söz konusudur."
CİHAN
Zaman gazetesi okurlarının mail ve sosyal medya hesaplarından gönderdikleri soruları cevaplayan Yavuz, Said Nursi, kesme işareti, ve hüzünle ilgili sorulara muhatap oldu.
Hilmi Yavuz, Didem Çayır tarafından yöneltilen "Türkiye'nin bugün demokrasiden uzaklaştığını söylüyoruz. Türkiye demokratik bir ülke miydi sizce? AB ile olduğu gibi demokrasiyle de aramızda 'platonik' bir aşk var sanki. Ne dersiniz Hocam?" şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
"Türkiye Cumhuriyeti'nin 93 yıllık tarihine bakıldığında, ülkenin kaç yılının gerçek anlamda demokrasi, kaç yılının ise askeri ve sivil vesayet despotizmi ile yönetilerek geçtiği rahatlıkla görülebilir. Doğu toplumlarında demokrasiler geçici ve arızî, despotizmler ise kalıcı ve esasdır. Evet, Türkiye için Demokrasi, platonik bir idea, bir mükemmel kavram olarak kalmış, ama aynı mükemmellikte ve kalıcı olarak hayata geçirilmemiştir. AB ile olan ilişkimizi ise bir medeniyet meselesi olarak düşünmek gerekir. Avrupa [Batı] medeniyeti Hıristiyan bir medeniyettir ve 'aslî' üyelik ancak bu medeniyete 'ait' olanlara mahsustur: Bizim gibi bu medeniyete sonradan 'mensup' olanlar için, olsa olsa 'imtiyazlı ortaklık' veya 'ikinci sınıf üyelik' söz konusudur."
CİHAN
Bu haberler de ilginizi çekebilir
En Çok Okunanlar
1.Bir KHK'lı daha bilmediği işi yaparken iş kazası geçirdi, vefat etti2.İşte detaylar: Güllü'nün kızına ait uyuşturucu test sonucu çıktı3.Ne demek istedi? Bahçeli: ”Erdoğan, günümüzün Süleyman’ıdır”4.AKP'li gazeteciler birbirine girdi: “Ahmet Hakan’ın sicili bozuk, itibarı yok”5.Erdoğan Hatay'da brandalarla kapatılan inşaatlar için: ‘Şu binaların güzelliklerine bak…’

PROF. DR. OSMAN ŞAHİN

SAFVET SENİH

CUMA KARAMAN

ERTUĞRUL İNCEKUL

HÜSEYİN ODABAŞI
ÇOK OKUNAN HABERLER







