Hizmet hatıram

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Pazartesi, Şubat 10 2025
Samanyoluhaber.com yazarlarından Cuma Karaman, Hizmet Hareketi ile tanışma hikayesini Hizmet'e gönül verenlerle ilgili düşüncelerini kaleme aldı.
Bu haftaki yazımda, uzun yıllar önce tanıma fırsatını bulduğum Hizmet Hareketi'’yle ilgili bir hatıramı sizinle paylaşmak istiyorum. 1986 yılında bu hareketle tanışmam, hayatımda derin izler bırakan, beni şekillendiren bir ruh oldu. Hizmet insanlarının fedakârlığı, güvenilirliği ve samimiyeti, yıllar içinde benim için sadece bir ideal değil, bir yaşam biçimi haline geldi. Bu yazımda, Hizmet Hareketi'’nin ruhunu ve öğrettiklerini, tanıdığım insanların güzel ahlakını anlatmak istiyorum. Bu değerleri yaşamak ve paylaşmak, hayatımı anlamlandıran en önemli unsurlardan biri oldu.

 

1986 yılında Hizmet Hareketi'ni tanıma bahtiyarlığına erdim. Eğer bir daha dünyaya gelsem, yine bu hareketin içinde olmayı ilk isteğim olarak seçerdim. Neden derseniz, kısaca cevap vereyim: Hizmet’teki arkadaşlardan daha iyi arkadaşlık eden bir grup görmedim. Bana göre, mevcutlar içinde en seçkinleri onlardı. Onlardan iyilik tavsiyesinden başka bir şey görmedim, duymadım.

 

En sevdiğim yanları, herkese sevgiyle bakmalarıydı. “Sana kötülük yapana sen iyilik yap” derlerdi. Elbette melek değillerdi, onlar da birer insandı. Ancak başkalarına göre adeta birer melek gibiydiler. Paylaşmak, en önemli vasıflarıydı; îsâr (başkalarını kendilerine tercih etme) onların ahlakıydı. Yorgunluk nedir bilmez, gece gündüz koştururlardı. Söz ve davranışlarında her zaman nazik ve kibar olurlardı. Saygı ve edep onlar için birer şiar olmuştu.

 

Hüsnüzan esastı. Liyakat ve sadakat, adeta iki kardeş gibiydi. Uhuvvet (kardeşlik) ihlasla, ihlas ise uhuvvetle iç içeydi. Kendilerini unutmuş, Allah ve Resulü’nün aşkını her şeyden üstün tutmuşlardı. İnsanlara hizmet etmek, en büyük idealleriydi. Meşveret (istişare) onlar için bir esas olmuştu.

 

En önemlisi de güvenilir ve emin insanlardı. Yalan ve hile nedir, içlerinde bilinmezdi; hatta akıllarına bile gelmezdi. Kısaca şöyle ifade edeyim: Tatmayan bilmez. Hainler ise bu sofradan tat ve lezzet almazlar, çünkü nasipleri yoktur.

 <

Bu haberler de ilginizi çekebilir