Hocaefendi’nin çileli eğitim yılları

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Mart 29 2019
Fethullah Gülen Hocaefendi ve Hizmet ile ilgili hatıraları Hocaefendi’nin hayatı etrafında anlatan Tarık Burak'ın yazı dizisinin yedinci bölümünü yayımlıyoruz.

Hocaefendi’nin çileli eğitim yılları
Tarık Burak- Samanyoluhaber.com

 
Fethullah Gülen Hocaefendi, babasının hocalık yaptığı Alvar köyünde vaaz vermek için ilk defa cami kürsüsüne çıktığında 14 yaşındaydı.
 
Erzurum'da tahsiline devam ediyor, Arapça'yı yeni yeni öğreniyordu. Bayramlarda, mübarek gecelerde, cuma günlerinde kürsünün karşısına geçip vaaz eden insanları ve tabii babası Ramiz Efendi'yi büyük bir hayranlık ve can kulağıyla dinliyordu. Camiden çıktığında ne konuşulduğunu unutmuyordu. Annesi sorduğunda dinlediklerini kelimesi kelimesine ona anlatıyordu. 

Yine bir Ramazan akşamıydı. Annesinin hazırladığı iftar yemeğini acele ile yedi ve hemen camiye gitti. Biraz sonra babası gelecek ve Alvarlı'lara hitap edecekti. Hocaefendi, sanki babası sadece kendisine konuşacakmış gibi bütün ruhu ile onu dinlemeye hazırlanıyordu. Alvar Köyü eşrafından Kâzım Efendi de o gün camiye ilk gelenlerden biriydi. Tuhaf bir hâli vardı. Hocaefendi’ye insanı şaşırtan bir şekilde bakıyordu. Biraz sonra cami dolmaya başladı. 

Kâzım Efendi, birden ayağa kalktı. Elinde bir sarık vardı. Babasının vaaza başlamasını bekleyen Hocaefendi’ye doğru yürüdü. Hocaefendi, hayretle Kazım Efendi'ye bakıyordu. Kâzım Efendi, elindeki sarığı onun başına yerleştirdi ve onu kolundan tutarak kürsüye davet etti. Hocaefendi, donup kaldı. Babasının da içlerinde bulunduğu, doğumunu, bebekliğini, emeklemesini, yürümesini bilen, dini bütün bir cemaate karşı nasıl konuşacaktı? 

Kâzım Efendi, bu sorularla ve Hocaefendi’nin heyecanıyla ilgilenmiyordu. Onun kolunu tuttu, sürüklercesine götürdü ve onu kavradığı gibi babasının vaaz verdiği kürsüye çıkardı. Öyle ki Hocaefendi’nin ayakları kürsüye yetişmiyordu. Kâzım Efendi’nin bu sürprizi üzerine ç

Bu haberler de ilginizi çekebilir