Hocaefendi ve hizmeti niçin destekledim?

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Cuma, Şubat 23 2018
''Süreç boyunca Hocaefendi ve cemaatine haksızlık yapıldığına inandım ve elimden geldiğince desteklemeye çalıştım. Bana göre bu tavrım, ihlâs, kardeşlik, hakperestlik ve itidalin gereğiydi. Çünkü onları, kırk yıldır tanıyor, yirmi yıldır takip ediyor, programlarına dinleyici veya konuşmacı olarak katılıyordum. Öğrenci ve esnaf hizmetlerinden tutun yurtdışı okullarına kadar yakından şahit olduğum sayısız güzellik vardı. Nasıl olur da bunları yok sayabilirdim?''
Cemil Tokpınar / Tr724

Aslında yazımın başlığı, 2015 Ekim’inde Işık Yayınlarında çıkan son kitabımın isminde geçen bir ifade. Maalesef talihsiz bir dönemde bahtı kara olarak çıktı ve okuyucuya tam ulaşamadı. Çünkü yayınlandıktan kısa bir süre sonra Kaynak Yayın grubu kayyım atanarak gasp edildi, kitap toplatıldı, tekrar da basılmadı. Yaklaşık beş bin civarında okuyucuya ulaşan kitap da ya hiç okunamadı ya da darbe tezgâhından sonra benzer kitapların akıbetine uğradı. Dolayısıyla özenerek hazırladığım önemli bir konu hedef kitleye bir türlü ulaşamadı.
 
Bugün kitapta işlediğim hususları bazı yerlerini güncelleyerek paylaşmak istiyorum. Niçin? Hâlâ aynı yerde durup aynı gerçekleri düşündüğümü vurgulamak için. Peki, gerek var mı? Elbette var. Çünkü benim duruşum, Hizmet Hareketinin rakamsal başarılarına ya da yerel veya evrensel kabul görmesine ayarlı bir duruş değil. Hocaefendi ve etrafında oluşan muhteşem hizmetin, İlâhî bir istihdam olduğu kadar ülkemize ve insanlığa bir lütuf ve nimet olduğuna inandım ve inanmaya da devam edeceğim. Hizmete çok şey borçlu olan, geçmişte hizmet kurumlarında çalışan bazı kardeşlerimizin gerçeklikten uzak gördüğüm bazı eleştirileri, cemaate gönül vermiş saf ve samimî insanlarda şevk kırabilir, moral bozabilir belki. Ama ben öyle inanıyorum ki, bu hizmet istişare dediğimiz “ortak akıl” ile kendini daha bir geliştirecek, yenileyecek, mevcut atılımlarına ve başarılarına yenilerini ekleyecek ve kıyamete kadar şahlanarak devam edecektir.

Şimdi, bahsettiğimiz kitabımızın giriş kısmına dönmek istiyorum. Çünkü burada işlediğim konular gitmekte olduğum sohbet ve seminerlerde hâlâ bana soruluyor.

2013 Kasım’ında dershanelerin kapatılmak istenmesiyle başlayan bir garip süreç her geçen gün hedef, şekil, kapsam ve yöntem değiştirerek devam ediyor. (Şimdi ise tam bir cadı avına ve kitlesel imhaya dönüştü.) Doğ

Bu haberler de ilginizi çekebilir