Hocaefendi vefat eden dostlarını yadetti

Muhterem Muhammed Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vefat eden dostlarını yadettiği yeni görüntülü sohbeti Herkulnagme'de yayınlandı.

Hocaefendi, vefat eden dostlarını yadetti

Fethullah Gülen Hocaefendi, vefat eden dava arkadaşlarından bazılarının isimlerini zikrederek onlarla geçmişte yaşadığı hatıralardan bahsetti. 


Hocaefendi, Prof. Dr. İbrahim Canan’ın vefatını büyük bir üzüntüyle öğrendiğini belirterek şunları ifade etti; “Ömer bey, Suat Hoca, İbrahim Canan, İbrahim Erkur (tabipti) makamı cennet olsun. Unutamıyorum onları da. Benden birer parça kopmuş toprağın altına düşmüş gibi görüyorum. Onun kitaplarından birisine önsöz yazmıştım. Hem de kalp rahatsızlığından yatakta yatarken yazmıştım. Yani boş vermemek için evet o durumda tabi ne kadar hislerim karışmış ne kadar yanlış yapmışımdır bilemiyorum. Çeşme’deki evimizde, yatakta yazmıştım önsüzü. Onlarda buna itibar ediyorlardı. Erzurum’da Ulu Cami’de bir kere vaaz etmek nasip oldu. Camiden içeriye girdim, kürsünün karşısında bağdaş kurmuş oturuyor... Trafik kazasında vefat ettiğinde öbür binadaydık. Ben koridorda namaz kıldırıyordum… O zaman öyleydi. İmam koridorda namaza duruyordu diğerleri arkasında. Selam vermiştim telefon geldi, dediler İbrahim Canan vefat etti, içim geçti, düştüm… Evet, iddiasız insanlardı.” 


İmamlık ve vaizlik yaptığı dönemlerden de bahseden Hocaefendi, şöyle devam etti; “Suat Hoca'yı görüyorsunuz bir yerde ben vaizim veya imamım O müftü, yani benden küçük ama müftü. Fakat hocam diyor yani öyle faziletli... Erdoğan bey, o da öyleydi. Bu fırtınalı dönemde onları kaybettik. Mehmet Ali Şengül, Erdoğan bey gibi Prof. Dr. İbrahim Erkul gibi… Arandığım dönemde Kayseri’ye vardım bir gün beni odasında sakladı. Orada üniversitede hoca. Ben ayrıldıktan sonra öğrenmişler, çağırmış işkence etmişler ona, İbrahim Erkul, ben buradayken Konya’da vefat etti. Evlenmemiş, dünyaya girmemişti, annesi vardı, ona bakıyordu. Ama mesleğinin insanıydı.” 


Yaşar Tunagür Hoca da buraya geldiğinde "Efendi Hazretleri" diye hitap etmişti diye hatırlatılınca Hocaefendi, şunları ifade etti; “Evet Yaşar Hoca da öyle diyordu. Onun nazarında büyüdük. Ben Edirne’ye geldiğimde askere gitmemiş imamım Üç Şerefeli Cami’de. Giriyorum çıkıyorum 'Evladım' diyor ama toz kondurmuyor. Bir dönem oldu İzmir’e o tayin etti vaiz olarak, Diyanet başkan yardımcısıydı. 'Fethullah Hoca' diyordu son zamanlarda. Buraya geldiğinde 'Efendi Hazretleri' diyordu. Ne kamil insandı. Bunların eksikliğini duymamak mümkün değil. Bilemiyoruz yani, Allah’la münasebetleri açısından Cenab-ı Hak öyle bir inceliği onlara nezakete sevkediyor… Kadirşinas insanlar var, Mısır’da var, Suudi Arabistan’da var... Doktora çalışmaları var. Bizim liyakatımızdan dolayı değil onların o mevzudaki vefalarından ve sadakatlerinden…” 


Daha sonra Cağlayan Dergisi’nin kapak yazılarını okuyan Hocaefendi, derginin içinde fotoğrafı olan Cemal Uşak’ı göstererek “Bu da onlardan birisiydi” diyerek sohbetini tamamladı. 

<< Önceki Haber Hocaefendi vefat eden dostlarını yadetti Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER