Hrant Dink, öldürüldüğü yerde karanfillerle anıldı

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Salı, Ocak 19 2016
Halasgargazi Caddesi'ndeki Agos Gazetesi önünde 9 yıl önce öldürülen Hrant Dink, aynı yerde anıldı. Rakel Dink, Hrant'ın öldürüldüğü yere karanfil bıraktı. Öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi de anmaya katıldı.
Halasgargazi Caddesi'ndeki Agos Gazetesi önünde 9 yıl önce öldürülen Hrant Dink, aynı yerde anıldı. Rakel Dink, Hrant'ın öldürüldüğü yere karanfil bıraktı. Öldürülen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi de anmaya katıldı.

Gazeteci Hrant Dink, öldürüldüğü yerde 9. yılında anıldı. Taksim'de toplanan guruplar, ellerinde döviz ve pankartlarla Şişli'deki Agos Gazetesi önüne geldi. Gazetecilerden siyasilere çok sayıda seveni anmaya katıldı. Hrant'ın öldürüldüğü yere karanfil bırakıldı, mum yakıldı. Eşi Rakel Dink, bir demet çiçeği eşinin öldürüldüğü yere bıraktı. Saygı duruşunun ardından Agos'un penceresinden konuşmalar yapıldı. Bu seneki anmaya öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi'nin eşi Türkan Elçi de katıldı.

Eşi Tahir Elçi adına kaleme aldığı bir mektubu okuyan Türkan Elçi, "Kuşlar uçarken arkalarında hüzünler bırakır. 19 Ocak ve 28 Kasım. Biri kış biri kışa üç kala. Kalpten imanla dolu olanlara hüzünler bıraktı. Gidişimiz kuş hüznüydü. Gidişimle sımsıcak telaşlarımı bitmeyecek zannettiğim hayat darlılığını yerdeki taşlara fısıldadım. Taş beni duydu, tetik duymadı. Barışın izlerini bıraktım minarenin ayaklarının altına, masum çocuklar toplasın dedim. Tek derdim masum çocuklar ve kimsesizlikti. Bizim bizden başka kimsemiz yoktu. Yok edilişimiz masumları yalnızlaştırmaya mahkum etmekten başka bir şey değildi. Biz yok edildikçe mazlum, zalimin zulmüyle baş başa kaldı. Mazlumun acısını anlayabilmek için her şeyden evvel insan olmalı. Parmağı tetikte olan vicdandan nasip almaz. Tetikçinin günahı yaşamından ağırlaştıkça kalmaz yerde ahımız, gün yüzüne çıkar hüsranımız. Sizler beni Diyarbakır'da sonsuzluğa uğurladıktan sonra dostum Hrant beni karşıladı. 'Erken geldin kardeşim, her zamanki gibi acele ettin' diye sitem etti. Dostun yüreği acıyınca sitem edermiş dedim. Cizre'de, Silvan'da, Nusaybin'de, Sur'da, yürekleri hüzün yüklü ayakları çıplak çocuklar, bir yataktan bir yorgandan ibaret bir hayatı el arabalarıyla taşımayacaktı. Oysa henüz baharındaki çocuklar, kimsesizliğe

Bu haberler de ilginizi çekebilir