Hukukçular açık açık uyardı: Uygulanamaz

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) dershanelerin kapatılmasını iptal eden kararını Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yok saydı.

Hukukçular açık açık uyardı: Uygulanamaz


Resmî Gazete'de yayımlanan MEB yönetmeliğine göre dershaneler temel lise ya da kursa dönüşmeye zorlanacak. Özel öğretim kursu olan dershaneler yeniden izin sürecinden geçirilecek. Bakanlığın yasakçı adımına hukukçulardan net itirazlar geldi. Prof. Dr. Ergun Özbudun, “AYM o yasağı kaldırınca kanunda o isim olsun veya olmasın her türlü eğitim kurumunun serbestçe açılması gerekir. Yönetmelik AYM kararının gereklerini karşılamıyor. Öğrencilerin kurstan kursa dolaşması gibi ciddi zorluklar getiriyor.” dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) dershanelerin kanun zoruyla kapatılmasına engel olan özgürlükçü kararı, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yok sayıldı. Bakanlığın AYM'nin iptal kararından sonra hazırladığı yönetmelik dün Resmî Gazete'de yayımlandı. Yönetmelikle dershaneleri kapatma girişimine hukukçular tepki gösterdi. Anayasa hukukçusu Doç. Dr. Sezgin Seymen Çebi, söz konusu yönetmeliğin uygulama gücü olmadığını belirtirken, Prof. Dr. Ender Ethem Atay, “Danıştay'da dava açılması halinde muhtemelen yönetmeliğin yasal dayanağı olmaması ve AYM'nin kararından hareket edilerek bir değerlendirme yapılacaktır.” dedi. İşte tepkiler şöyle:

Prof. Dr. Ender Ethem Atay:Yönetmelikler, kanunların uygulanmasını göstermek için çıkarılır. Bazen, idarenin genel yetkilerine dair düzenlemelerden hareketle yönetmelik çıkarılması da mümkündür ama dershane gibi hassasiyet gereken bir konuda kanuni dayanak olmadan yönetmelik çıkarılması uygulanan bir metot değildir. Anayasa'ya göre temel hak ve hürriyetlere ilişkin düzenlemelerin kanunla yapılması gereklidir. AYM kararında eğitim ve teşebbüs hürriyeti ile bağlantı kurulmuştu. Bu sebeple yönetmelik yapılması için Anayasa'ya uygun bir kanun yapılmalıdır öncelikle. Bu yönetmelikten etkilenenler, iptal için Danıştay'da yürütmenin durdurulması talepli dava açabilirler. Danıştay da muhtemelen, yönetmeliğin yasal dayanağı olmaması ve AYM'nin kararından hareket ederek, az önce belirttiğim hususları da dikkate alarak değerlendirme yapacaktır.

Doç. Dr. Sezgin Seymen Çebi: AYM'nin verdiği karar karşısında yürütmeye düşen yapacağı hukuki düzenleme ile bu kararın gereklerini yerine getirmektir. AYM, iptal kararının doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılana kadar özgürlük alanını en geniş şekilde belirlemiştir. MEB, bu kararın açmış olduğu özgürlük alanını sınırlayacak hiçbir türlü yönetmelik hazırlayamaz. AYM kararını ortadan kaldırmayı amaçlayan MEB yönetmeliği hukuken var olsa da AYM kararı karşısında uygulama gücü yoktur. Bir uyuşmazlık anında mahkemeler, yönetmeliği görmezden gelip AYM iptal kararı doğrultusunda karar vermek durumundadırlar. Üstelik AYM kararını fiilen ortadan kaldırmaya yönelik bu yönetmeliği milli iradeyi temsil etmeyen geçici bir hükümetin yapmış olması da hukuk güvenliği ilkesini ortadan kaldırıcı niteliktedir. AYM'nin açtığı özgürlük alanına kurumların hangi isimle anılacağı da dâhildir. İsim dershane olarak da devam edebilir, başka bir isim de alabilir. Dershane ismini yasaklayacak herhangi bir düzenleme de yapılamaz. Yapılsa da bunun herhangi bir etkisi olmaz. Çünkü AYM iptal kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar.

Dershanelere ‘ya temel lise ol ya da kurs' zorlaması

Resmî Gazete'de yayımlanan yönetmelik, Anayasa Mahkemesi'nin özgürlükçü kararına rağmen dershaneleri kapatmayı amaçlıyor. Yönetmeliğe göre dershaneler, temel lise ya da kursa dönüşmeye zorlanacak. Dönüşmeyenler 1 Eylül 2015 tarihinde kapanacak. ‘Özel öğretim kursu'na dönüşecek dershaneler yeniden izin sürecinden geçirilecek. MEB'in izin sürecini ise yeni yönetmelikle çok daha zor ve uzun hale getirdiği görüldü. Örneğin bir dershane ‘özel öğretim kursu' olmak için ilk olarak valiliğe müracaat edecek. 15 gün içerisinde maarif müfettişleri değerlendirmede bulunduktan sonra valilik dosyaya 5 gün içinde olurunu vererek MEB'e gönderecek. Bakanlığın ‘ruhsat için uygundur' demesinden sonra valilik 5 gün içerisinde kurum açma izni verecek. Daha sonra bakanlık, valiliğin ‘kurum açma izni' verdiği okullar dışındaki kurumlara (kurslara) 15 gün içinde ruhsat verecek. Bu değişiklik öncesinde kurslar 25 günde valilikten kurum açma izni alabiliyordu.

Yönetmelikteki “Bir başka kuruma dönüşmek amacıyla başvuru yapan kurumların müracaat tarihinden önce yapılan teftiş veya denetimlerinde, kurumun geçici kapatılmasına ilişkin teklif bulunması hâlinde veya hakkında adlî ve/veya idarî soruşturma bulunan kurumların ise soruşturması sonuçlandıktan sonra dönüşüm talebi değerlendirmeye alınabilecek.” maddesi de tepki çekti. Bu madde, bakanlığın istediği kurumlara soruşturma açıp başvurusunu askıya alabileceği şeklinde yorumlandı. Ayrıca yine yönetmeliğe göre, soruşturma sonucunda kurumu sürekli kapatılan kurucuya beş yıl geçmeden tekrar kurum açma veya bir kurumu devir alma ya da bir kuruma ortak olma izni verilmeyecek. Yine bir binada ancak 3 dersten kurs verilebilecek. Eğitimciler ise yönetmeliği kabul edilemez buldu.

Yönetmeliğin iptali için dava açılmalı

Prof. Dr. Ergun Özbudun (Anayasa hukukçusu): MEB'in yönetmeliği, Anayasa Mahkemesi kararının gereklerini karşılamıyor. Çok ciddi sınırlamalar getiriyor. Öğrencilerin kurstan kursa dolaşması gibi zorluklar getiriyor. Yönetmeliğin iptali için dava açılabilir. Bu yönetmelik, Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını tam olarak yerine getirmeyen bir yönetmelik. AYM o yasağı kaldırınca kanunda o isim olsun veya olmasın her türlü eğitim kurumunun serbestçe açılması gerekir. Şimdi getirilen kısıtlamalar Yüksek Mahkeme kararına aykırıdır.

Sınırlama, sadece kanunla olur

Prof. Dr. Ali Dursun Ulusoy (Eski Danıştay Üyesi): AYM kararıyla mevcut dershaneler için yeni bir düzenlemeye gerek yok. Kanunla yapılması gereken bir değişiklik olduğu için bu yönetmelik iptal edilmeli. Kanunda olmayan bir sınırlama yönetmelikle getirilemez. Danıştay yönetmeliği aykırı bulursa AYM kararına uymayanlar için yargılama başlar. Bu durum, görevi kötüye kullanmak oluyor. Bürokratlar için yargılama izni gerekiyor. Bakanın yargılanması için dokunulmazlığı kaldırılmalı. Yüce Divan'da bir yargılama gerçekleşir.

Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak suç

Doç. Dr. Mustafa Zeki Yıldırım (Ceza Hukukçusu):
Anayasa Mahkemesi, haksızlık içerdiği tespitiyle kanuni düzenlemeyi iptal etti. Değişik cambazlıklarla mahkeme kararını uygulamamak devleti zarara uğratmaktır. Başta tazminata mahkumiyet sebebidir. Ayrıca hükümet üyeleri de dahil bu konudaki yetkililer, ceza hukuku anlamında hepsi kamu görevlileridirler. Anayasa Mahkemesi kararını uygulamamak, anayasal meşruiyet sınırları dışına çıkmaktır. Bu tür fiillerin kamu görevlileri tarafından kasten yapılması, Anayasa Mahkemesi kararının kasten uygulanmaması suç alanına giren fiillerdendir.

Faruk Ardıç (FEM Yayınları Rehberlik Koordinatörü): MEB tarafından yayınlanan yönetmelik temel hak ve özgürlükleri sınırlamanın yanında sınavlara hazırlanmak isteyen öğrencilere ek yük ve ek maliyet getirecek. Özellikle Anadolu'da tek dershanelerin olduğu tüm ilçelerde öğrenciler yetersiz bir şekilde sınava hazırlanacak. Çünkü tek dershanenin olduğu bir ilçede öğrenci en fazla 3 ders alabileceği için kalan 7 derse destek eğitimi bulamayacak. Bu da eğitimde fırsat eşitsizliğine yol açacak. Ders çeşitliliğinin 3 ile sınırlandırılması özel teşebbüs sahiplerini dolaylı olarak engelleme çabasıdır.

Engin Altay (CHP Grup Başkan Vekili): AYM, partimizin başvurusunu haklı bularak dershaneleri kapatan kanunu iptal etti. Yönetmelikle işi yokuşa sürmek istiyorlar. Bir kin ve intikam anlayışı içinde, ‘paralel' paranoyasının bir yansıması olarak hareket ediliyor. Eğitimden haberi olmayan insanların yaptığı iş bu kadar olur. Dershanelere sadece 3 ders verebilme hakkı tanınıyor. Peki çocuğun 3 değil de 4 ders almaya ihtiyacı varsa iki ayrı kursa mı gidecek? Böyle bir şey olabilir mi? Eğitimden haberi olmayan insanların yaptığı iş bu kadar olur. Kin ve intikam hırsıyla milli eğitim sürdürülemez. Yanlış uygulamalar bunlar. Bunun sıkıntısını gençlerimiz ve aileleri yaşayacak.

Alaaddin Dinçer (Eğitimci): Eğer yasal düzenleme gerektiren bir konuyu yönetmelikle aşmaya çalışırsanız, keyfiliği hukukun önüne koymuş olursunuz. Anayasa, yetki devrine izin vermemektedir. Yasamanın yetkisinde olan bir düzenlemeyi yürütme yetkisi ile sürdürürseniz bu durum yargıya taşındığında iptale neden olur. Yasal düzenleme dışında bir yolu denemek hukukta ‘hile' anlamına gelen tabloyu oluşturur. Yani yürütme olarak suç işlemiş olursunuz.

Cevapsız kalan sorular

Bir öğrenci LYS ve YGS sınavlarına hazırlanırken ortalama 11 dersten sorumlu oluyor. Ancak özel öğretim kurslarında 8 bilim alanından sadece 3 ders ile ilgili kurs verilebilecek. Yani bir öğrenci, 11 ders almak için 4 kurs değiştirmek zorunda kalacak. Bu durum öğrencinin takviye kurstan aldığı verimi düşürecek. Ayrıca hem veli hem de öğrencinin kurum kurum dolaşmasına neden olacak.

Dar gelirli öğrenciler, fiyatı 6 bin TL'den başlayıp 20 bin TL'ye çıkan temel liselere gidemeyecek. Bakanlık ise bu öğrenciler için takviye kurs alma imkânını giderek azaltıyor ve kısıtlıyor.

Öğrenciler üniversite sınavı için normalde ağustosta hazırlanmaya başlıyordu. Ancak bakanlık, öğrencilerin gidebileceği kurumları daha yeni belirliyor. Yeni ruhsat işlemlerinin bitip öğrencilerin eğitime başlaması eylül sonunu bulabilir. Bu durum öğrencinin hazırlık aşamasını olumsuz etkileyecek.

Dershane öğretmenleri yine işsiz kalacak. 60 bine yakın dershane öğretmeninin ne yapacağı tartışılırken, her kuruma 3 ders sınırı getirerek öğretmenlerin çalışma ortamı ve branşı azaltılıyor. Bu durum öğretmen fazlalığı anlamına gelecek.ZAMAN
<< Önceki Haber Hukukçular açık açık uyardı: Uygulanamaz Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER