Hukukçular tek yürek oldu

Hidayet Karaca ve 62 polise verilen tahliye kararını savcılığın uygulanmaması büyük tepki çekti.

Hukukçular tek yürek oldu

Hidayet Karaca ve 62 polise verilen tahliye kararını savcılığın uygulanmaması büyük tepki çekti. Türkiye’nin önde gelen hukukçuları kararı skandal olarak yorumladı. Bildiriler ve korsan kararlarla Anayasa'nın çiğnendiği belirtildi.

Bugün gazetesinden Ömer Önder'in haberine göre, hukuk profesörü, Adalet eski Bakan Hikmet Sami Türk, yargıya müdahalenin suç olduğunu belirtti. Vatandaşın hukuka olan güveninin sarsılmaması gerektiğini vurguladı.

HÜKÜM ALMADAN CEZA

“Türkiye’de tutuklama kararı çok kolay veriliyor” diyen Türk, tutuklu bulunan polislerin ve Hidayet Karaca’nın kaçma tehlikesi bulunmadığını dile getirdi. “Bir yayın kuruluşunun genel yayın müdürü tutuklu. Nereye kaçacak, nereye gidecek? Yapılan çok yanlış bir uygulama. Bu insanlar hüküm almadan ceza çekmeye başladı” dedi.

Savcının bir iddia makamı olduğunu vurgulayan Türk, “Verilen tahliyenin savcı tarafından uygulanmaması mümkün değil. Böyle skandal olmaz. Kararı verecek olan mahkemedir. Başsavcının müdahalesi çok yanlıştır” ifadelerini kullandı. Tahliye kararının reddinin son derece hukuk dışı bir uygulama olduğunu dile getiren Türk, "Yargı karmaşası yaşanıyor. Ne olursa olsun kanunlar özgürlükten yanadır. Hukuk sanıkların lehine uygulanmalı" dedi.

Türk, Anayasa’nın 138. maddesinde ‘karar verici vicdani kanaatine göre karar verir’ dendiğini hatırlattı. “Yani savcı dışarıdan hiçbir tesir altında bırakılamaz” dedi. Savcıya ‘tahliye kararlarını imzalama’ baskısı kurulamayacağını dile getirdi. Türk, “Tavsiye ve telkin bile yapılamaz” diye konuştu.

4 YIL HAPİS CEZASI VAR

TCK'ya göre savcıya veya hakime baskı yapılmasının suç olduğunu belirten Türk, savcının ağlatıldığı iddiası da bu bağlamda suçtur. Apaçık suç işlenmiştir. Savcı görevini yaparken baskı altına alınmış" dedi.

HÜRRİYETİ TAHDİT SUÇU İŞLENDİ

Adalet eski Bakanı Şakir Şeker: Savcı yargı bağımsızlığını katletti. Bu yaşanan doktorun verdiği ilacı eczacının beğenmeyip vermemesi kadar saçma. Bir de alt mahkeme, kendinden daha üst yetkili bir mahkemenin kararını kaldırıyor. Bir tahliye kararı verildiğinde o adamlar tahliye edilir. Daha sonra savcı o kararı beğenmiyorsa Ağır Ceza'ya itiraz eder. Yetkili Ağır Ceza davaya bakar 'doğru veya yanlış' der. Burada sen 'Kararı uygulamıyorum' diyemezsin. Bu resmen hürriyeti tahdit suçudur. Bunu bir savcı yapıyorsa bu daha ağır suçtur. Burada hem görevi kötüye kullanma, hem de görevi suistimal suçları var. Yargı kararının dinlenmemesi diktatörlüktür.

4 YILA KADAR HAPİS CEZASI VAR

TCK'nın 277. maddesini hatırlatan Türk şöyle devam etti: "Madde, ‘Sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılı' diyor. Savcıya baskının en az 2 yıl cezası var. Hukuka güvenin sarsılması felakettir. Yargı kararlarına saygı duyulmalı. Yargı bağımsızlığını ortadan kaldıracak şekilde hareket edilemez."
<< Önceki Haber Hukukçular tek yürek oldu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER