Hukukçulardan yandaş medyanın algı çalışmasına büyük tepki

Okuma Süresi 3 dkYayınlanma Çarşamba, Temmuz 22 2015
Dershane yasağını kaldıran Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gerekçeli kararı beklenirken hükümete yakın medyanın başlattığı algı çalışmalarına hukukçulardan peş peşe tepkiler geliyor.
Hukukçulardan yandaş medyanın algı çalışmasına büyük tepki
Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu'dan sonra İzmir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet Merdan Hekimoğlu ile eski Danıştay üyesi Prof. Dr. Ali Dursun Ulusoy da Yüksek Mahkeme'nin kararı hakkında önemli açıklamalarda bulundu. AYM'nin iptal kararına rağmen dershaneler açılmazsa idarenin tazminat ödemek zorunda kalacağına dikkat çeken Anayasa Profesörü Hekimoğlu, “'Dershaneler açılamaz' demek Anayasa'yı ihlal etmektir.” dedi.  Hekimoğlu, “Dershanelerin açılmaları ve faaliyette bulunmalarının temel hukuki dayanağı Anayasa'nın 48. maddesidir. Bu maddeye göre, genel olarak hukuka ve ahlaka aykırı bir içerik taşımaması kaydıyla, dileyen herkes istediği her alanda özel teşebbüsler kurabilecektir. Aksi bir yorum, Anayasa'nın açıkça ihlali olacaktır.” ifadelerini kullandı

“Anayasa'nın 153. maddesinde yer alan Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının geriye yürümemesi ilkesiyle amaçlanan, iptal kararlarının yayınlanmasından önce henüz sona erdirilmemiş bulunan hukuki işlemlere uygulanmasının; kazanılmış hakların korunması, hukuk güvenliğinin ve istikrarının tesisi ilkelerine uygun olmayacağı düşüncesidir.” diyen Hekimoğlu şöyle devam etti: “Yoksa dershanelerin kapatılmasına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu mezkûr kararın etkisizleştirilmesi amacıyla “iptal kararlarının geriye yürümeyeceği”ne ilişkin anayasal normun ileri sürülmesinin herhangi bir hukuki anlamı yok. Kaldı ki anayasa yargısından farklı olarak idari yargıda verilen iptal kararları geriye yürür. Dolayısıyla bu konuya ilişkin olarak idarenin tesis ettiği/edeceği yasaklayıcı işlemlerin artık kanuni dayanağı kalmadığından, idarenin kanuniliği ilkesi gereği, kanun idari işlemlerin hem sınırı hem de dayanağı olduğundan, bu işlemlerin iptali ve bu nedenle ortaya çıkan zararların ‘tam yargı davasıyla' tazmini için idari yargı yoluna gitmek mümkün hale gelmiştir.”

Yeniden ruhsat

Bu haberler de ilginizi çekebilir